startle - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
startle ürkmek v.
  • Tom looked startled for a moment.
  • Tom bir an için ürkmüş göründü.
  • He was so startled that he ran outside barefoot.
  • O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
  • Tom seemed to be startled.
  • Tom ürkmüş gibiydi.
Show More (12)
startle ürkütmek v.
  • The loud noise startled Tom.
  • Yüksek ses Tom'u ürküttü.
  • The cawing of a crow startled me.
  • Bir karganın gaklaması beni ürküttü.
  • I didn't mean to startle you.
  • Seni ürkütmek istemedim.
Show More (6)
startle korkutmak v.
  • I didn't mean to startle you.
  • Seni korkutmak istememiştim.
  • Did I startle you?
  • Seni korkuttum mu?
  • We don't want to startle anyone.
  • Biz kimseyi korkutmak istemiyoruz.
Show More (1)
startle irkilmek v.
  • She woke up suddenly, startled by her terrible nightmare!
  • Korkunç kâbusuyla irkilerek aniden uyandı!
  • Tom was a little startled.
  • Tom biraz irkildi.
  • Tom looked startled for a moment.
  • Tom bir an için irkilmiş görünüyordu.
Show More (0)
startle tedirginlik yaratmak v.
  • The news startled the whole country.
  • Bu haber tüm ülkede tedirginlik yarattı.
Show More (-2)
startle irkiltmek v.
  • You startled me!
  • Beni irkilttiniz!
Show More (-2)
startle şaşırtmak v.
  • I didn't mean to startle you.
  • Seni şaşırtmak istemedim.
Show More (-2)