| 1 |
suggest (something) to (one) |
(birine bir şey) önermek |
v. |
|
- That is the choice and therefore I would suggest to those who are undecided on this issue how you should cast your vote.
- Bu bir seçimdir ve bu nedenle bu konuda kararsız olanlara oylarını nasıl kullanmaları gerektiğini öneririm.
- I would like to suggest to the Commission that it prescribe a deadline by which the reforms have to be carried out.
- Komisyon'a, reformların gerçekleştirilmesi için bir son tarih belirlemesini önermek istiyorum.
- Can I suggest to you what might happen as a result?
- Sonuç olarak ne olabileceğini size önerebilir miyim?
- I would suggest to you to take this matter up with your political groups and raise it in the Conference of Presidents.
- Bu konuyu siyasi gruplarınızla birlikte ele almanızı ve Başkanlar Konferansı'nda gündeme getirmenizi öneririm.
- I should like to suggest to the plenary an oral amendment, at the request of a number of Members from several groups.
- Çeşitli gruplardan bazı Üyelerin talebi üzerine Genel Kurula sözlü bir değişiklik önermek istiyorum.
- Tom suggests to Marie that he goes shopping while she watches the children.
- Tom, Marie'ye çocuklara bakarken kendisinin alışverişe gitmesini önerdi.
- Tom suggested to Mary that she offer John a cup of coffee.
- Tom, Mary'ye onun John'a bir fincan kahve ikram etmesini önerdi.
- Tom suggested to Mary that she apologize and make amends.
- Tom Mary'ye özür dilemesini ve telafi etmesini önerdi.
- Fadil suggested to Layla that they move together.
- Fadıl, Leyla'ya birlikte hareket etmelerini önerdi.
- Tom suggested to Mary that she study harder.
- Tom, Mary'ye daha çok çalışmasını önerdi.
- He suggested to her that she should buy it.
- Ona bunu almasını önerdi.
- My wife suggested to me that I take her on the trip.
- Karım bana onu geziye götürmemi önerdi.
- I suggested to Tom that he shouldn't trust Mary so much.
- Tom'a Mary'ye bu kadar güvenmemesini önerdim.
- What are you suggesting to me?
- Bana ne öneriyorsun?
- She suggested to me that I call off the meeting.
- Bana toplantıyı iptal etmemi önerdi.
- I suggested to him.
- Ona önerdim.
- I suggested to her that we go to the movies after he came home.
- Ona eve geldikten sonra sinemaya gitmemizi önerdim.
- They suggested to him that he go alone.
- Ona yalnız gitmesini önerdiler.
- Tom suggested to Mary that she offer John a cup of coffee.
- Tom, Mary'ye John'a bir fincan kahve ikram etmesini önerdi.
- I suggested to her that we go to the movies after he came home.
- O eve geldikten sonra sinemaya gitmeyi önerdim.
- He suggested to me that we go to the beach.
- Bana sahile gitmemizi önerdi.
- He suggested to us that we should stay.
- Bize kalmamız gerektiğini önerdi.
- The teacher once suggested to Emma that they should have a child together.
- Öğretmen bir keresinde Emma'ya birlikte bir çocuk sahibi olmalarını önermişti.
- We suggested to her that we should go on a picnic the following Sunday.
- Ona bir sonraki Pazar pikniğe gitmeyi önerdik.
- He suggested to me that we should go.
- Bana gitmemizi önerdi.
- What are you suggesting to me?
- Bana ne öneriyorsunuz?
- I suggested to Tom that we should leave early.
- Tom'a erken ayrılmamızı önerdim.
- My wife suggested to me that I take her on the trip.
- Eşim bana onu geziye götürmemi önerdi.
- Tom suggested to Mary that she apologize to John.
- Tom, Mary'ye John'dan özür dilemesini önerdi.
- Tom suggested to Mary that she study harder.
- Tom, Mary'ye daha fazla çalışmasını önerdi.
- He suggested to me that we go to the beach.
- O, bana plaja gitmemizi önerdi.
- He suggested to us that we should stay.
- Bize kalmamızı önerdi.
- Tom suggested to Mary that she leave early.
- Tom, Mary'ye erken gitmesini önerdi.
Show More (30)
|
| 2 |
suggest (something) to (one) |
(birine bir şey) tavsiye etmek |
v. |
|
- I would only suggest to my colleagues that they should not be so over-sensitive.
- Meslektaşlarıma sadece bu kadar aşırı hassas olmamalarını tavsiye ediyorum.
- Tom suggested to Mary that she leave early.
- Tom, Mary'ye erken ayrılmasını tavsiye etti.
Show More (-1)
|
| 3 |
suggest (something) to (one) |
(birine bir şey) teklif etmek |
v. |
|
- Fadil suggested to Layla that they move together.
- Fadıl Layla'ya birlikte yaşamayı teklif etti.
Show More (-2)
|
