symbolise - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
symbolise simgelemek v.
  • To me it symbolised the growing distance between the leaders and the led.
  • Bana göre bu, liderler ile yönetilenler arasında giderek artan mesafeyi simgeliyordu.
  • Mr PresidLike others, I wear a badge which symbolises trade with justice.
  • Sayın Herkes gibi olan Başkan, ben de adaletle ticareti simgeleyen bir rozet takıyorum.
  • I think this symbolises Europe's ability to close ranks when the chips are really down.
  • Bence bu, Avrupa'nın gerçekten zor durumda kaldığında safları sıklaştırma becerisini simgeliyor.
Show More (6)
symbolise sembolize etmek v.
  • It symbolises for me the night that Europe has lived through.
  • Bu benim için Avrupa'nın yaşadığı geceyi sembolize ediyor.
  • Nor is it surprising that France, in Europe and throughout the world, symbolises resistance to imperial terrorism.
  • Fransa'nın Avrupa'da ve tüm dünyada emperyal terörizme karşı direnişi sembolize etmesi de şaşırtıcı değildir.
  • It has become an issue that truly symbolises the international political agenda.
  • Bu konu, uluslararası siyasi gündemi gerçekten sembolize eden bir mesele haline gelmiştir.
Show More (2)