|
- Sami took photos of Layla.
- Sami Layla'nın fotoğraflarını çekti.
- My younger brother really likes to take photos of mountains.
- Benim küçük erkek kardeşim gerçekten dağların fotoğraflarını çekmekten hoşlanır.
- Many Russians have been killed while taking photos of themselves with their phones.
- Birçok Rus, telefonuyla kendi fotoğraflarını çekerken öldürülmüştür.
- No taking photos.
- Fotoğraf çekmek yok.
- You may take photos outside this museum, but not inside.
- Bu müzenin içinde değil, dışında fotoğraf çekebilirsin.
- We've gone to the park to take photos.
- Biz fotoğraf çekmek için parka gittik.
- Can we take photos in this building?
- Bu binada fotoğraf çekebilir miyiz?
- Taking photos here is prohibited.
- Burada fotoğraf çekmek yasaktır.
- No taking photos.
- Fotoğraf çekilmez.
- Sami took photos of his dogs.
- Sami köpeklerinin fotoğraflarını çekti.
- This place is too shady for taking photos.
- Bu yer fotoğraf çekmek için çok gölgeli.
- He is good at taking photos.
- Fotoğraf çekmekte iyidir.
- We've gone to the park to take photos.
- Fotoğraf çekmek için parka gitmiştik.
- Tom took photos.
- Tom fotoğraf çekti.
- This place is too shady for taking photos.
- Burası fotoğraf çekmek için çok gölge.
- You may take photos outside this museum, but not inside.
- Bu müzenin dışında fotoğraf çekebilirsiniz, ama içinde çekemezsiniz.
- Did you take photos last night?
- Dün gece fotoğraf çektin mi?
- My younger brother really likes to take photos of mountains.
- Küçük kardeşim dağların fotoğrafını çekmeyi çok sever.
- Do you often take photos?
- Sık sık fotoğraf çeker misiniz?
- Sami took photos of Layla.
- Sami, Leyla'nın fotoğraflarını çekti.
- The fishermen took photos of their catch.
- Balıkçılar yakaladıkları balıkların fotoğraflarını çektiler.
- He is good at taking photos.
- O, fotoğraf çekmede iyidir.
- Do you often take photos?
- Sık sık fotoğraf çekiyor musunuz?
- Tom took photos.
- Tom fotoğraflar çekti.
Show More (21)
|