|
- After jogging for two hours, Mia felt very thirsty.
- İki saat koşu yaptıktan sonra Mia kendini aşırı susamış hissetti.
- I'm still kind of thirsty.
- Hâlâ susamış gibiyim.
- It's cold, and I'm thirsty.
- Hava soğuk ve ben susadım.
- Tom didn't seem to be as thirsty as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar susamış görünmüyordu.
- Aren't you thirsty?
- Susamadın mı?
- Are you thirsty now?
- Şimdi susadın mı?
- I woke up thirsty.
- Susamış uyandım.
- At the moment I am not thirsty.
- Şu anda susamadım.
- Tom became very thirsty.
- Tom çok susadı.
- I got very thirsty.
- Çok susadım.
- Tom wasn't thirsty.
- Tom susamamıştı.
- Tom says he's not thirsty.
- Tom susamadığını söylüyor.
- Layla was so weak and thirsty.
- Layla çok zayıftı ve susamıştı.
- I'm so thirsty.
- Ben çok susadım.
- Right now I'm not thirsty.
- Şu anda susamadım.
- I'm not particularly thirsty right now.
- Şu anda pek susamadım.
- Layla was so weak and thirsty.
- Leyla çok güçsüz ve susamıştı.
- Tom isn't very thirsty.
- Tom çok susamış değil.
- I'm so thirsty.
- Çok susadım.
- Tom said he wasn't thirsty.
- Tom susamadığını söyledi.
- You must drink when you're thirsty.
- Susadığında içmelisin.
- We were all so thirsty.
- Hepimiz çok susamıştık.
- Tom told me he wasn't thirsty.
- Tom bana susamadığını söyledi.
- Everyone's thirsty.
- Herkes susamış.
- If you're thirsty, drink something.
- Eğer susadıysan, bir şeyler iç.
- By the end of the trip we were very thirsty.
- Gezinin sonunda çok susamıştık.
- Tom said that he was really thirsty.
- Tom gerçekten susadığını söyledi.
- Tom is probably thirsty.
- Tom muhtemelen susamıştır.
- Tom said he isn't thirsty.
- Tom susamadığını söyledi.
- Tom is hungry and thirsty.
- Tom acıkmış ve susamış.
- Please come thirsty.
- Lütfen susamış olarak gel.
- I'm suddenly very thirsty.
- Birden çok susadım.
- Tom told me that Mary wasn't thirsty.
- Tom bana Mary'nin susamadığını söyledi.
- Emily needs to drink something, because she's thirsty.
- Emily'nin bir şeyler içmesi gerekiyor, çünkü susamış.
- Tom says he's not thirsty.
- Tom susamadığını söyledi.
- Tom is very thirsty.
- Tom çok susadı.
- Tom's thirsty.
- Tom susadı.
- No, I'm not thirsty.
- Hayır, susamış değilim.
- Tom was very thirsty.
- Tom çok susamıştı.
- Tom said that Mary wasn't thirsty.
- Tom, Mary'nin susamadığını söyledi.
- At the moment I am not thirsty.
- Şu anda susamış değilim.
- I really am very thirsty.
- Ben gerçekten çok susadım.
- I really am very thirsty.
- Gerçekten çok susadım.
- I didn't realize how thirsty I was.
- Ne kadar susadığımı fark etmemiştim.
- Tom wasn't thirsty, but Mary was.
- Tom susamamıştı ama Mary susamıştı.
- If you're thirsty, drink something.
- Susadıysan bir şey iç.
- Tom offered Mary something to drink, but she said she wasn't thirsty.
- Tom Mary'ye içecek bir şey teklif etti ama o susamadığını söyledi.
- I'm thirsty.
- Ben susadım.
- Tom isn't thirsty.
- Tom susamış değil.
- Aren't you thirsty?
- Susamadınız mı?
- Why are you so thirsty?
- Neden bu kadar susadın?
- Tom is probably thirsty.
- Tom muhtemelen susamış.
- Tom is very thirsty.
- Tom çok susamış.
- You must drink when you're thirsty.
- Susadığın zaman içmelisin.
- Tom became very thirsty.
- Tom çok susamıştı.
- I am not thirsty.
- Susamadım.
- We were both thirsty.
- İkimiz de susamıştık.
- No, I'm not thirsty.
- Hayır, susamadım.
- I wasn't very thirsty.
- Çok susamamıştım.
- Tom wasn't very thirsty.
- Tom çok susamış değildi.
- I'm not thirsty.
- Susamadım.
- I'm always thirsty.
- Her zaman susamışımdır.
- It's cold, and I'm thirsty.
- Hava soğuk ve susadım.
- Tom says he's thirsty.
- Tom susadığını söylüyor.
- Are you thirsty?
- Susadın mı?
- I'm already thirsty.
- Ben zaten susadım.
- We were all very thirsty.
- Hepimiz çok susamıştık.
- I wonder why Tom is so thirsty.
- Tom'un neden bu kadar susadığını merak ediyorum.
- Tom isn't very thirsty.
- Tom çok susamadı.
- We were both very thirsty.
- İkimiz de çok susamıştık.
- Are you still thirsty?
- Hala susadın mı?
- I'm not thirsty at the moment.
- Şu anda susamadım.
- I wasn't thirsty.
- Ben susamadım.
- You look thirsty.
- Susamış görünüyorsun.
- I'm thirsty, I need water!
- Susadım, suya ihtiyacım var!
- They said they're thirsty.
- Susadıklarını söylediler.
- We were all thirsty.
- Hepimiz susamıştık.
- They said they're thirsty.
- Onlar susadıklarını söyledi.
- I'm not really very thirsty.
- Ben gerçekten çok susamış değilim.
- I am so thirsty, probably because I ate pizza yesterday night.
- Ben çok susadım, muhtemelen dün gece pizza yediğim içindir.
- Tom offered Mary something to drink, but she said she wasn't thirsty.
- Tom, Mary'ye içecek bir şeyler ikram etti ama Mary susamadığını söyledi.
- I'm not hungry, but I'm thirsty.
- Aç değilim ama susadım.
- Tom said he's thirsty.
- Tom susadığını söyledi.
- I woke up thirsty.
- Susamış olarak uyandım.
- Tom told me that he's thirsty.
- Tom bana susadığını söyledi.
- Tom said that he wasn't very thirsty.
- Tom çok susamadığını söyledi.
- He was very thirsty and asked for some water.
- Çok susamıştı ve biraz su istedi.
- Tom also was very thirsty.
- Tom da çok susamıştı.
- Tom said that he was very thirsty.
- Tom çok susadığını söyledi.
- Tell Tom that I'm thirsty.
- Tom'a susadığımı söyle.
- I got very thirsty.
- Çok susamıştım.
- Tom wasn't very thirsty.
- Tom çok susamamıştı.
- Are you thirsty, pal?
- Susadın mı dostum?
- I'm getting thirsty.
- Susamaya başladım.
- I'm not really very thirsty.
- Çok susamadım.
- I'm not thirsty right now.
- Şu an susamadım.
- I am so thirsty, probably because I ate pizza yesterday night.
- Çok susadım, muhtemelen dün akşam pizza yediğim içindir.
- By the end of the trip we were very thirsty.
- Yolculuğun sonunda çok susamıştık.
- Tom's thirsty.
- Tom susamış.
- I'm not really that thirsty.
- O kadar da susamadım.
- You're probably thirsty.
- Sen muhtemelen susamışsın.
- I'm a little thirsty.
- Biraz susadım.
- Tom said Mary is probably still thirsty.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hala susadığını söyledi.
- Tom must be very thirsty.
- Tom çok susamış olmalı.
- Who's thirsty?
- Kim susadı?
- Tom isn't thirsty.
- Tom susamadı.
- He said he was hungry, and then he added that he was also thirsty.
- Aç olduğunu söyledi ve sonra susadığını da ekledi.
- I'm really thirsty.
- Gerçekten susadım.
- I'm drinking water because I'm thirsty.
- Su içiyorum çünkü susadım.
- You're probably thirsty.
- Muhtemelen susamışsındır.
- I woke up thirsty.
- Ben susamış uyandım.
- Tom says he's thirsty.
- Tom susamış olduğunu söylüyor.
- I didn't realize how thirsty I was.
- Ne kadar susadığımı fark etmedim.
Show More (112)
|
|
- My lilies seem to be thirsty.
- Zambaklarımın suya ihtiyacı var.
- Tom is hungry and thirsty.
- Tom aç ve susuz.
- They were very tired, hungry, and thirsty that night.
- Onlar o gece çok yorgun, aç ve susuzdu.
- I wasn't very thirsty.
- Ben çok susuz değildim.
- Tom said that Mary wasn't thirsty.
- Tom, Mary'nin susuz olmadığını söyledi.
- At the moment I am not thirsty.
- Şu anda susuz değilim.
- He's hungry and thirsty.
- O aç ve susuz.
- They were very tired, hungry, and thirsty that night.
- O gece çok yorgun, aç ve susuzdular.
- Drink when you are thirsty.
- Susuz olduğunuzda içiniz.
- I'm not really that thirsty.
- Ben gerçekten bu kadar susuz değilim.
- Tom said Mary is probably still thirsty.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ susuz olduğunu söyledi.
- Tom doesn't know whether Mary is thirsty or not.
- Tom, Mary'nin susuz olup olmadığını bilmiyor.
- Layla was thirsty.
- Layla susuzdu.
- I was hungry and thirsty.
- Aç ve susuzdum.
- I'm not thirsty.
- Susuz değilim.
- I'm hungry and thirsty.
- Ben açım ve susuzum.
- He's hungry and thirsty.
- O, aç ve susuzdur.
- I'm hungry and thirsty.
- Aç ve susuzum.
- Tom said he wasn't thirsty.
- Tom susuz olmadığını söyledi.
- Provide water to the thirsty and food to the hungry.
- Susuzlara su, açlara gıda sağla.
Show More (17)
|
