|
- Not on Thursday afternoon of this week, without the participation of either the Council or the Commission.
- Bu hafta Perşembe günü öğleden sonra Konsey ya da Komisyonun katılımı olmaksızın.
- If it is not placed on the agenda this week this is clearly going to cause difficulties for the committee in question.
- Bu hafta gündeme alınmaması halinde söz konusu komite için zorluk yaratacağı açıktır.
- This week, the European ship has to decide which port to enter.
- Bu hafta Avrupa gemisi hangi limana gireceğine karar vermek zorunda.
- I do not know whether you have seen the letter we received this week from the European Sustainable Use specialist group.
- Bu hafta Avrupa Sürdürülebilir Kullanım uzman grubundan aldığımız mektubu görüp görmediğinizi bilmiyorum.
- I wish the Danish presidency well in the run-up to the EU Summit this week in Brussels.
- Bu hafta Brüksel'de yapılacak AB Zirvesi öncesinde Danimarka dönem başkanlığına başarılar diliyorum.
- The Heads of State and Government, however, are absent from the World Food Summit in Rome this week.
- Ancak Devlet ve Hükümet Başkanları bu hafta Roma'da düzenlenen Dünya Gıda Zirvesi'ne katılmıyor.
- But we must also take account of the environment, particularly in this week of the Johannesburg Earth Summit.
- Ancak, özellikle Johannesburg Dünya Zirvesi'nin yapıldığı bu haftada çevreyi de dikkate almalıyız.
- Many of you this week will have noticed the exhibition about the work of Herman Hesse in the Spinelli building.
- Birçoğunuz bu hafta Spinelli binasında Herman Hesse'nin eserleriyle ilgili sergiyi fark etmişsinizdir.
- We have spent far too long voting this week.
- Bu hafta oylama için çok uzun zaman harcadık.
- This week in Barcelona the European Council will gather in order to seek to build upon the Lisbon Process.
- Bu hafta Barselona'da toplanacak olan Avrupa Konseyi, Lizbon Süreci'nin üzerine bir şeyler koymaya çalışacak.
- Thirdly, there was no Question Time this week, either to the Council or to the Commission.
- Üçüncüsü, bu hafta ne Konsey'e ne de Komisyon'a Soru Zamanı uygulanmadı.
- This week there is no debate on topical and urgent subjects.
- Bu hafta güncel ve acil konular hakkında hiçbir tartışma yok.
- This week in the Spanish Parliament we witnessed the Spanish Government's arrogance.
- Bu hafta İspanya Parlamentosu'nda İspanyol Hükümeti'nin küstahlığına tanık olduk.
- A dream came true when the International Criminal Court commenced its work at the beginning of this week.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi bu hafta başında çalışmalarına başladığında bir rüya gerçek oldu.
- There are seven areas in total, three of which are on the plenary agenda for this week.
- Toplam yedi alan var ve bunlardan üçü bu haftanın genel kurul gündeminde yer alıyor.
- I am confident that by the end of this week Romania will become a member of Nato.
- Bu hafta sonuna kadar Romanya'nın NATO üyesi olacağından eminim.
- This week we voted for a EU network of national monitoring centres on football hooliganism.
- Bu hafta futbol holiganizmine ilişkin ulusal izleme merkezlerinden oluşan bir AB ağı için oy kullandık.
- The dockers were here this week, and they almost did destroy everything.
- Liman işçileri bu hafta buradaydı ve neredeyse her şeyi yok ediyorlardı.
- A statement of that preference will come from the meeting of the Conference of Presidents on Thursday of this week.
- Bu hafta Perşembe günü yapılacak olan Başkanlar Konferansı toplantısında bu tercihe ilişkin bir açıklama yapılacaktır.
- So we are especially pleased that you are here today and indeed this week.
- Bugün ve hatta bu hafta burada olmanızdan özellikle memnuniyet duyuyoruz.
- For example, this week the Fisheries Council is debating cod stocks and the common fisheries policy.
- Örneğin, bu hafta Balıkçılık Konseyi morina rezervlerini ve ortak balıkçılık politikasını tartışıyor.
- As there are no problems we will deal with it this week.
- Herhangi bir sorun olmadığı için bu hafta bu konuyu ele alacağız.
- That is why the residents of Hong Kong came out on the streets en masse at the beginning of this week.
- Bu nedenle Hong Kong sakinleri bu hafta başında topluca sokaklara döküldü.
- I would call upon the Council to adopt them this week.
- Konsey'e bu hafta bunları kabul etmesi çağrısında bulunuyorum.
- I followed this up with a letter to him this week.
- Bunu bu hafta ona yazdığım bir mektupla takip ettim.
- We have an opportunity of doing something about that this week.
- Bu hafta bu konuda bir şeyler yapma fırsatımız var.
- This decision will be reviewed at a meeting of the Standing Veterinary Committee, scheduled for this week.
- Bu karar, bu hafta yapılması planlanan Daimi Veteriner Komitesi toplantısında gözden geçirilecektir.
- Perhaps the rapporteurs will come up with a better selection procedure and thus enable us to reach agreement this week.
- Belki de raportörler daha iyi bir seçim prosedürü geliştirirler ve böylece bu hafta bir anlaşmaya varmamızı sağlarlar.
- This week, we are hoping to take a big step towards establishing the 2002 budget.
- Bu hafta, 2002 bütçesini oluşturma yolunda büyük bir adım atmayı umuyoruz.
- This week in the Westminster Parliament, a Bill will be tabled calling for UK withdrawal from the CFP.
- Bu hafta Westminster Parlamentosu'nda, Birleşik Krallık'ın OBP'den çekilmesini talep eden bir yasa tasarısı sunulacak.
- The first step in that process is in the hands of the Presidency this week as the Council meets in Barcelona.
- Bu süreçte ilk adım, Konsey'in bu hafta Barselona'da toplanmasıyla birlikte Dönem Başkanlığı'nın elindedir.
- If we are able to discuss this matter in plenary this week, then we should do this, in my view.
- Eğer bu konuyu bu hafta genel kurulda tartışabiliyorsak, bana göre bunu yapmalıyız.
- As there are no problems, we will deal with it this week.
- Herhangi bir sorun olmadığı için bu hafta bu konuyu ele alacağız.
- This week the firm ACT presented us with a fait accompli with the creation of a human embryo by nuclear transfer.
- Bu hafta ACT firması nükleer transfer yoluyla bir insan embriyosu yaratarak bize bir oldu-bitti sundu.
- Today we have before us reports that are among the most important this week.
- Bugün önümüzde bu haftanın en önemlileri arasında yer alan raporlar var.
- We should not forget the sobering comment made this week by Dr Blix.
- Dr. Blix'in bu hafta yaptığı ayıltıcı yorumu unutmamalıyız.
- Parliament was meant to produce its positions by this week.
- Parlamentonun bu haftaya kadar görüşlerini bildirmesi gerekiyordu.
- I saw a few boats landing at Parliament this week and notified the security service.
- Bu hafta Parlamentoya birkaç teknenin yanaştığını gördüm ve durumu güvenlik birimlerine bildirdim.
- This is why the report was weighed and found wanting by the Security Council this week.
- Bu nedenle rapor bu hafta Güvenlik Konseyi tarafından tartılmış ve yetersiz bulunmuştur.
- This week the plenary session is largely dominated by European Union enlargement.
- Bu hafta genel kurul oturumuna büyük ölçüde Avrupa Birliği'nin genişlemesi damgasını vurdu.
- I thought very carefully about coming this week.
- Bu hafta gelme konusunda çok dikkatli düşündüm.
- This is what the Dublin Convention, which we sought to review earlier this week in the Marinho report, is all about.
- Bu hafta başında Marinho raporunda gözden geçirmeye çalıştığımız Dublin Sözleşmesi de işte tam olarak bununla ilgilidir.
- I refer in this context to the appeal of Geneva, which we have heard proposed here this week in our own Parliament.
- Bu bağlamda bu hafta burada kendi Parlamentomuzda önerildiğini duyduğumuz Cenevre çağrısına atıfta bulunuyorum.
- This week, Ireland became the first country to suffer this fate.
- Bu hafta İrlanda bu kaderi paylaşan ilk ülke oldu.
- This week we voted on the transit problems of Russians living in Kaliningrad.
- Bu hafta Kaliningrad'da yaşayan Rusların transit geçiş sorunlarını oyladık.
- This question will be examined at the NATO summit on enlargement later this week in Prague.
- Bu soru, bu hafta sonunda Prag'da yapılacak olan genişleme konulu NATO zirvesinde ele alınacak.
- It can then be taken at Council on Friday of this week under the Danish Presidency.
- Daha sonra bu hafta Cuma günü Danimarka Dönem Başkanlığında Konseyde ele alınabilir.
- This week has found us observing its fiftieth anniversary.
- Bu hafta sigaranın ellinci yıldönümünü kutluyoruz.
- We have had many messages from the Czech authorities this week.
- Bu hafta Çek makamlarından çok sayıda mesaj aldık.
- So we are especially pleased that you are here today and indeed this week.
- Bu nedenle bugün ve hatta bu hafta burada olmanızdan özellikle memnuniyet duyuyoruz.
- That is why this matter is of exceptional political importance this week.
- Bu nedenle bu konu bu hafta istisnai bir siyasi öneme sahiptir.
- I therefore believe we should either hold the debate now or leave it for another day this week.
- Bu nedenle tartışmayı ya şimdi yapmamız ya da bu hafta başka bir güne bırakmamız gerektiğine inanıyorum.
- This week we heard the first political cry of the new-born Europe.
- Bu hafta yeni doğan Avrupa'nın ilk siyasi çığlığını duyduk.
- Thirdly, there was no Question Time this week, either to the Council or to the Commission.
- Üçüncü olarak, bu hafta ne Konsey'e ne de Komisyon'a Soru-Yanıt Bölümü ayrılmıştır.
- As has already been mentioned, this week is certainly not a normal plenary part-session.
- Daha önce de belirtildiği gibi bu hafta kesinlikle normal bir genel kurul oturumu değil.
- We therefore urgently need this week to call a halt to this.
- Bu nedenle, bu hafta içinde acilen buna bir son verilmesini istiyoruz.
- I hope that this package will be accepted this week in Parliament.
- Bu paketin bu hafta Meclis'te kabul edileceğini umuyorum.
- This week in the Westminster Parliament, a Bill will be tabled calling for UK withdrawal from the CFP.
- Bu hafta Westminster Parlamentosunda Birleşik Krallık'ın OBP'den çekilmesini talep eden bir yasa tasarısı sunulacak.
- The report which is coming before STOA this week makes for worrying reading.
- Bu hafta STOA'nın önüne gelecek olan raporu okumak endişe verici.
- If we are able to discuss this matter in plenary this week, then we should do this, in my view.
- Eğer bu konuyu bu hafta genel kurulda görüşebileceksek, bana göre bunu yapmalıyız.
- This week the plenary session is largely dominated by European Union enlargement.
- Bu hafta genel kurul oturumuna büyük ölçüde Avrupa Birliği genişlemesi damgasını vuruyor.
- That is what happened last time, and it happened this week too.
- Geçen sefer de böyle oldu, bu hafta da böyle oldu.
- Many colleagues are finding it particularly difficult this week in the heat.
- Birçok meslektaşımız bu hafta sıcakta özellikle zorlanıyor.
- This week in the Spanish Parliament we witnessed the Spanish Government's arrogance.
- Bu hafta İspanyol Parlamentosu'nda İspanyol Hükümeti'nin küstahlığına tanık olduk.
- Ten years ago this week, our Sakharov prize winner, Aung San Suu Kyi, was awarded the Nobel Peace Prize.
- On yıl önce bu hafta Sakharov ödülü sahibimiz Aung San Suu Kyi, Nobel Barış Ödülüne layık görüldü.
- A lot of attention is being paid to pigs this week.
- Bu hafta domuzlara büyük ilgi gösteriliyor.
- The German authorities state that full tracing will be finalised by the end of this week.
- Alman yetkililer, tam iz sürme işleminin bu hafta sonuna kadar tamamlanacağını belirtiyor.
- We therefore urgently need this week to call a halt to this.
- Bu nedenle bu hafta acilen buna bir dur dememiz gerekiyor.
- A bad cold has kept me from studying this week.
- Kötü bir soğuk algınlığı bu hafta çalışmamı engelledi.
- What books did you check out from the library this week?
- Bu hafta kütüphaneden hangi kitapları ödünç aldınız?
- This company changed its president this week.
- Bu şirket bu hafta başkanını değiştirdi.
- A bad cold has kept me from studying this week.
- Kötü bir soğuk algınlığı beni bu hafta ders çalışmaktan alıkoydu.
- This company changed its president this week.
- Bu şirkette bu hafta lider değişti.
- A bad cold has kept me from studying this week.
- Ağır bir soğuk algınlığı bu hafta ders çalışmamı engelledi.
- I was busy this week.
- Bu hafta meşguldüm.
- I moved to a new office this week.
- Bu hafta yeni bir ofise taşındım.
- Do you have the rota for this week?
- Bu haftanın nöbet çizelgesi sizde mi?
- I have a lot of work to do this week.
- Bu hafta yapacak çok işim var.
- You need not have a haircut this week.
- Bu hafta saç tıraşı olmana gerek yok.
- I was busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- I can't help you this week.
- Bu hafta sana yardım edemem.
- He quit his job this week.
- Bu hafta işi bıraktı.
- I've promised to do that this week.
- Bunu bu hafta yapmaya söz verdim.
- Can you figure out why the boss is so unfriendly this week?
- Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?
- I'm probably not going to do that this week.
- Muhtemelen bu hafta bunu yapmayacağım.
- He has been busy this week.
- Bu hafta çok meşguldü.
- This week I had three midterms.
- Bu hafta üç vizem vardı.
- We're having a three-day weekend this week.
- Bu hafta üç günlük hafta sonu tatilimiz var.
- I hope to be able to finish it this week.
- Bu hafta bitirebilmeyi umuyorum.
- I'm taking care of Tom this week.
- Bu hafta Tom'la ben ilgileniyorum.
- She promised that she would pay me this week, but she didn't keep her word.
- O bana bu hafta ödeme yapacağına söz verdi ama sözünü tutmadı.
- Tom doesn't plan to go this week.
- Tom bu hafta gitmeyi planlamıyor.
- I have a German test this week at school.
- Bu hafta okulda Almanca sınavım var.
- Tom won't do that this week.
- Tom bunu bu hafta yapmayacak.
- Are you going to play tennis this week?
- Bu hafta tenis oynayacak mısın?
- Tom is likely to die this week.
- Tom muhtemelen bu hafta ölecek.
- Tom said that he was very busy this week.
- Tom bu hafta çok meşgul olduğunu söyledi.
- A bad cold has kept me from studying this week.
- Kötü bir soğuk algınlığı, bu hafta ders çalışmamı engelledi.
- Tom will come back from Boston this week or next week.
- Tom Boston'dan bu hafta ya da gelecek hafta gelecek.
- I'm taking care of Tom this week.
- Bu hafta Tom'a ben bakacağım.
- I've been on the go all this week.
- Bu hafta hep hareket halindeydim.
- Tom isn't as busy this week as he was last week.
- Tom bu hafta geçen hafta olduğu kadar meşgul değil.
- Can we do it this week?
- Bunu bu hafta yapabilir miyiz?
- Tom will come back from Boston this week or next week.
- Tom bu hafta ya da gelecek hafta Boston'dan dönecek.
- He has been very busy this week.
- Bu hafta çok meşguldü.
- Mary is sitting up late this week to prepare for her finals.
- Mary finallerine hazırlanmak için bu hafta geç saatlere kadar oturuyor.
- Tom will come this week, too.
- Tom da bu hafta gelecek.
- I'm going to Boston this week.
- Bu hafta Boston'a gidiyorum.
- Where have you been this week?
- Bu hafta neredeydin?
- Tom doesn't believe Mary really plans to do that this week.
- Tom, Mary'nin bu hafta bunu gerçekten yapmayı planladığına inanmıyor.
- I thought you might be in Boston this week.
- Bu hafta senin Boston'da olabileceğini sandım.
- My father will come home at the end of this week.
- Babam bu haftanın sonunda eve dönecek.
- Are you busy this week?
- Bu hafta meşgul müsün?
- Tom said Mary is very busy this week.
- Tom, Mary'nin bu hafta çok meşgul olduğunu söyledi.
- Mary is staying up late this week to prepare for her finals.
- Mary bu hafta finallerine hazırlanmak için geç saatlere kadar ayakta kalacak.
- I hope to be able to finish it this week.
- Umarım bu hafta bitirebilirim.
- What have you accomplished so far this week?
- Bu hafta şimdiye kadar ne başardın?
- Why do you need to go to Boston this week?
- Neden bu hafta Boston'a gitmen gerekiyor?
- We have a lot of free time this week.
- Bu hafta çok boş vaktimiz var.
- He put in ten hours of overtime this week.
- Bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
- This week, we're in a hurry.
- Bu hafta acelemiz var.
- Tom said he thought I might not be allowed to do that this week.
- Tom, bu hafta bunu yapmama izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
- Tom said he didn't plan to go this week.
- Tom bu hafta gitmeyi planlamadığını söyledi.
- She's been very busy this week.
- Bu hafta çok meşguldü.
- They are having breakfast at eight this week.
- Bu hafta sekizde kahvaltı yapacaklar.
- I'll take a vacation this week.
- Bu hafta tatil yapacağım.
- My uncle is staying with us this week.
- Dayım bu hafta bizimle kalıyor.
- We hope to do better this week.
- Bu hafta daha iyisini yapmayı umuyoruz.
- This week was different.
- Bu hafta farklıydı.
- Tom has lost his keys three times this week.
- Tom bu hafta üç kez anahtarlarını kaybetti.
- I suspect that Tom needs to do that sometime this week.
- Tom'un bu hafta bir ara bunu yapması gerektiğinden şüpheleniyorum.
- A cold snap is expected this week.
- Bu hafta soğuk bir hava bekleniyor.
- We'll be working on that this week.
- Bu hafta bunun üzerinde çalışacağız.
- My father will come home at the end of this week.
- Babam bu haftanın sonunda eve gelecek.
- The peace negotiations will start this week.
- Barış görüşmeleri bu hafta başlayacak.
- He has been busy this week.
- O, bu hafta meşguldü.
- We have to do that this week.
- Bunu bu hafta yapmak zorundayız.
- I've been very busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- Tom and Mary won't play tennis together this week.
- Tom ve Mary bu hafta birlikte tenis oynamayacak.
- I'm busier this week than I was last week.
- Bu hafta geçen hafta olduğumdan daha yoğunum.
- I've a lot of sleep to catch up on this week.
- Bu hafta uyumam gereken çok şey var.
- This is the third time you've been late this week.
- Bu hafta üçüncü geç kalışınız.
- Tom has been busy this week.
- Tom bu hafta çok meşguldü.
- What movies are playing this week?
- Bu hafta hangi filmler oynuyor?
- They are all away on holiday this week.
- Bu hafta hepsi tatilde.
- I'm taking this week off.
- Bu hafta izinliyim.
- I've been busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- It's the third time you've been late this week.
- Bu hafta üçüncü kez geç kalıyorsun.
- I just came by to tell you that I won't be able to attend this week's meeting.
- Ben sadece bu haftaki toplantıya katılamayacağımı sana söylemek için uğradım.
- I've been working overtime every day this week.
- Bu hafta her gün fazla mesai yapıyorum.
- I've got a lot of things to do this week.
- Bu hafta yapacak çok işim var.
- I'm sure I lost at least 3 kilos this week.
- Bu hafta en az 3 kilo verdiğime eminim.
- What have you done this week?
- Bu hafta ne yaptın?
- I think I'll be very busy this week.
- Sanırım bu hafta çok yoğun olacağım.
- Shouldn't Tom be in Boston this week?
- Tom'un bu hafta Boston'da olması gerekmiyor mu?
- This week has been terribly busy for both of us.
- Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu.
- Tom did that earlier this week.
- Tom onu bu hafta başında yaptı.
- This week has been very busy for both of us.
- Bu hafta ikimiz için de çok yoğun geçti.
- Tom doesn't plan to do that this week.
- Tom bu hafta bunu yapmayı planlamıyor.
- I'll take a vacation this week.
- Bu hafta tatile çıkacağım.
- Tom is in Boston this week.
- Tom bu hafta Boston'da.
- We need to do that this week.
- Bunu bu hafta yapmalıyız.
- Mary is sitting up late this week to prepare for her finals.
- Mary finallerine hazırlanmak için bu hafta geç saatlere kadar oturacak.
- This week is Fire Prevention Week.
- Bu hafta yangın önleme haftası.
- Is Tom going to do that this week?
- Tom onu bu hafta yapacak mı?
- This is the third time Tom has been late this week.
- Tom bu hafta üçüncü kez geç kaldı.
- You don't need to get a haircut this week.
- Bu hafta saçını kestirmene gerek yok.
- Why have you been late to school every day this week?
- Bu hafta neden her gün okula geç kaldın?
- There are a lot of things I have to do this week.
- Bu hafta yapmam gereken çok şey var.
- He put in ten hours of overtime this week.
- O, bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
- Tom didn't tell us that he'd be in Boston this week.
- Tom bize bu hafta Boston'da olacağını söylemedi.
- A bad cold has kept me from studying this week.
- Kötü bir soğuk algınlığı, bu hafta çalışmamı engelledi.
- I'm taking this week off.
- Ben bu hafta izin alıyorum.
- Mary Hat was in New Orleans this week.
- Mary Hat bu hafta New Orleans'taydı.
- Tom said he didn't plan on going this week.
- Tom bu hafta gitmeyi planlamadığını söyledi.
- The temperature has stayed hot this week.
- Sıcaklık bu hafta sıcak kaldı.
- I have been very busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- Didn't you know Tom was going to be in Boston this week?
- Tom'un bu hafta Boston'da olacağını bilmiyor muydun?
- Tom and his family sold 20 head of cattle earlier this week.
- Tom ve ailesi bu hafta başında 20 baş sığır sattı.
- I'm very busy this week.
- Bu hafta çok meşgulüm.
- I have been busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- It's the third time you've been late this week.
- Bu hafta üçüncü kez geç kalışın.
- He quit his job this week.
- Bu hafta işinden ayrıldı.
- Tom doesn't plan on doing that this week.
- Tom bu hafta bunu yapmayı planlamıyor.
- Tom said that Mary doesn't have to do that this week.
- Tom, Mary'nin onu bu hafta yapmak zorunda olmadığını söyledi.
- You don't need to get a haircut this week.
- Bu hafta saç tıraşı olmana gerek yok.
- We'll meet this week in Boston.
- Bu hafta Boston'da buluşacağız.
- We will visit my grandfather this week.
- Bu hafta büyük babamı ziyaret edeceğiz.
- You look better this week.
- Bu hafta daha iyi görünüyorsun.
- I've been busy this week.
- Bu hafta meşguldüm.
- I have a lot of work this week.
- Bu hafta çok işim var.
- I've eaten a great deal of food this week.
- Bu hafta çok yemek yedim.
- I can't do that this week.
- Bunu bu hafta yapamam.
- We'll be working on that this week.
- Bu hafta o konuda çalışıyor olacağız.
- That work will be finished at the end of this week.
- Bu iş bu haftanın sonunda bitmiş olacak.
- I won't do that this week.
- Bunu bu hafta yapmayacağım.
- I haven't picked up a single book this week.
- Bu hafta elime tek bir kitap bile almadım.
- I forgot to tell Tom I'd be in Boston this week.
- Tom'a bu hafta Boston'da olacağımı söylemeyi unuttum.
- I thought you'd be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olacağını düşündüm.
- The students must not enter the teachers' room this week.
- Bu hafta öğrenciler öğretmenler odasına girmemeli.
- Do you have the rota for this week?
- Bu haftanın nöbet çizelgesi sizde var mı?
- We will visit my grandfather this week.
- Bu hafta büyükbabamı ziyaret edeceğiz.
- The students must not enter the teachers' room this week.
- Öğrenciler bu hafta öğretmenler odasına girmemelidir.
- I've promised to do that this week.
- Bunu bu hafta yapacağıma söz verdim.
- For the first time this week, I went out for a walk.
- Bu hafta ilk defa yürüyüşe çıktım.
- Have you helped your mother this week?
- Bu hafta Annene yardım ettin mi?
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şimdiye kadar on üç şikâyet aldık.
- Are there any good movies being shown this week?
- Bu hafta gösterilecek iyi bir film var mı?
- I think I'll be busy this week.
- Sanırım bu hafta meşgul olacağım.
- I don't have a lot of work, but it's enough to keep me in the office this week.
- Çok fazla işim yok ama bu hafta beni ofiste tutmaya yetecek kadar var.
- Tom wrote to Mary this week.
- Tom bu hafta Mary'ye yazdı.
- How did you know Tom would be here this week?
- Tom'un bu hafta burada olacağını nereden biliyordunuz?
- It doesn't look like we'll get paid this week.
- Bu hafta ödeme alamayacağız gibi görünüyor.
- Have you eaten pork this week?
- Bu hafta domuz eti yedin mi?
- She's been very busy this week.
- O bu hafta çok meşguldü.
- With so many people absent this week, we weren't able to complete the project.
- Bu hafta çok fazla insan olmadığından projeyi tamamlayamadık.
- Is Tom going to do that this week?
- Tom bu hafta bunu yapacak mı?
- I'm unable to work this week.
- Bu hafta çalışamayacağım.
- Have you quarreled with your parents this week?
- Bu hafta ailenizle tartıştınız mı?
- Shouldn't Tom be in Boston this week?
- Tom'un bu hafta Boston'da olmaması mı gerek?
- It's happening this week in Boston.
- Bu hafta Boston'da oluyor.
- I'm busier this week than I was last week.
- Bu hafta geçen haftadan daha fazla meşgulüm.
- We didn't get paid this week.
- Bu hafta paramızı alamadık.
- We can't go to Boston this week.
- Bu hafta Boston'a gidemeyiz.
- This week has been terribly busy for both of us.
- Bu hafta ikimiz için de çok yoğun geçti.
- There are a lot of things I have to do this week.
- Bu hafta yapmak zorunda olduğum çok şey var.
- I think I'll brown bag it this week.
- Sanırım bu hafta yemeğimi çantaya koyup getiririm.
- Tom won't do that this week.
- Tom bu hafta bunu yapmaz.
- He has been very busy this week.
- O bu hafta çok meşguldü.
- Tom will have to work late every night this week.
- Tom bu hafta her gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalacak.
- My rota is very full this week.
- Benim iş planım bu hafta çok dolu.
- Mary Hat was in New Orleans this week.
- Mary Hat bu hafta New Orleans'ta idi.
- We need to do that this week.
- Onu bu hafta yapmamız gerekiyor.
- I've been meaning to drop by and see you, but I've been rather busy this week.
- Uğrayıp seni görmek istiyordum ama bu hafta oldukça meşguldüm.
- We have had fine weather this week.
- Bu hafta hava çok güzeldi.
- Tom is going to come this week, too.
- Tom da bu hafta gelecek.
- Tom said he didn't plan on doing that this week.
- Tom bu hafta bunu yapmayı planlamadığını söyledi.
- Tom hopes to return this week.
- Tom bu hafta dönmeyi umuyor.
- Tom said he didn't plan to do that this week.
- Tom bu hafta bunu yapmayı planlamadığını söyledi.
- I really enjoyed this week.
- Bu hafta gerçekten çok eğlendim.
- Where have you been this week?
- Bu hafta neredeydiniz?
- What have you accomplished so far this week?
- Bu hafta şimdiye kadar ne yaptın?
- Tom will have to work late every night this week.
- Tom bu hafta her gece geç vakte kadar çalışmak zorunda kalacak.
- That will be done this week.
- O bu hafta yapılacak.
- I won't be in this week.
- Bu hafta gelemeyeceğim.
- I'm going to my uncle's this week.
- Bu hafta amcama gidiyorum.
- This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.
- Bu yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmaması için bu hafta iki kez kontrol edildi.
- I can't help you this week.
- Bu hafta size yardımcı olamam.
- Tom won't be able to do anything about the problem this week.
- Tom bu hafta sorunla ilgili hiçbir şey yapamayacak.
- With so many people absent this week, we weren't able to complete the project.
- Bu hafta çok fazla kişi olmadığı için projeyi tamamlayamadık.
- Tom has to work late every night this week.
- Tom bu hafta her gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda.
- Tom and Mary aren't going to do that this week.
- Tom ve Mary bu hafta bunu yapmayacaklar.
- How many hours did you work this week?
- Bu hafta kaç saat çalıştınız?
- I've got a lot of things to do this week.
- Bu hafta yapmam gereken bir sürü şey var.
- Tom isn't as busy this week as he was last week.
- Tom bu hafta geçen haftaki kadar meşgul değil.
- I don't believe Tom really plans to do that this week.
- Tom'un onu gerçekten bu hafta yapmayı planladığını düşünmüyorum.
- This week, we're in a hurry.
- Bu hafta, bizim acelemiz var.
- This is the second time Tom has been here this week.
- Tom bu hafta buraya ikinci kez geliyor.
- I have a lot of work this week.
- Bu hafta bir sürü işim var.
- Tom is staying at my place this week.
- Tom bu hafta benim evimde kalıyor.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar bitirmeyi umuyordum.
- Tom will be back this week.
- Tom bu hafta geri gelecek.
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şu ana kadar on üç şikayet aldık.
- I've eaten a great deal of food this week.
- Bu hafta çok fazla yemek yedim.
- My rota is very full this week.
- Bu haftaki programım çok dolu.
- I think I'll be very busy this week.
- Sanırım bu hafta çok meşgul olacağım.
- They are all away on holiday this week.
- Bu hafta onların hepsi tatildeler.
- Tom resigned this week.
- Tom bu hafta istifa etti.
- I forgot to tell Tom I'd be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olacağımı Tom'a söylemeyi unutmuşum.
- I think I'll be busy this week.
- Sanırım bu hafta yoğun olacağım.
- Tom really improved this week.
- Tom bu hafta gerçekten iyileşti.
- You must do it by the end of this week.
- Bu haftanın sonuna kadar onu yapmalısın.
- Tom did that earlier this week.
- Tom bunu bu hafta başında yaptı.
- Can we do that this week?
- Bunu bu hafta yapabilir miyiz?
- Are there any good movies being shown this week?
- Bu hafta gösterilen iyi filmler var mı?
- Tom is going to come this week, too.
- Tom bu hafta da gelecek.
- I should have done this weeks ago.
- Bunu haftalar önce yapmalıydım.
- We'll do that, but probably not this week.
- Biz onu yapacağız ama muhtemelen bu hafta değil.
- This is the second time Tom has been here this week.
- Tom bu hafta ikinci kez buradaydı.
- The two sides hold talks this week.
- Bu hafta iki taraf temaslarda bulunur.
- It's been unusually warm this week.
- Bu hafta hava alışılmadık derecede sıcaktı.
- You worked a lot this week.
- Bu hafta çok çalıştın.
- I thought you might be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olabileceğini düşünmüştüm.
- This week I had three midterms.
- Bu hafta üç ara sınavımız vardı.
- Tom saw Mary earlier this week.
- Tom bu hafta başında Mary'yi gördü.
- I'm in Boston all this week.
- Bu hafta boyunca Boston'dayım.
- Tom hopes to return this week.
- Tom bu hafta geri dönmeyi umuyor.
- The price of oil is down this week.
- Petrol fiyatı bu hafta düştü.
- I don't think Tom really plans on doing that this week.
- Tom'un bu hafta bunu yapmayı planladığını sanmıyorum.
- How many hours did you work this week?
- Bu hafta kaç saat çalıştın?
- I have worked a lot this week.
- Bu hafta çok çalıştım.
- I thought you said you were going to be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olacağını söylediğini düşündüm.
- Have you been downtown this week?
- Bu hafta şehir merkezine gittin mi?
- I've a lot of sleep to catch up on this week.
- Bu hafta iyice uykumu almalıyım.
- Tom is unable to work this week.
- Tom bu hafta çalışamayacak.
- I'm not allowed to have visitors this week.
- Bu hafta ziyaretçi kabul etmeme izin yok.
- Tom has lost his keys three times this week.
- Tom bu hafta üç defa anahtarlarını kaybetti.
- Are you willing to work on Saturday and Sunday this week?
- Bu hafta cumartesi ve pazar günleri çalışmaya istekli misin?
- Luckily, it was warm this week.
- Neyse ki bu hafta hava sıcaktı.
- Tom doesn't plan on going this week.
- Tom bu hafta gitmeyi planlamıyor.
- I don't know if we will leave this week or next week.
- Bu hafta mı yoksa gelecek hafta mı gideceğimizi bilmiyorum.
- Tom looks better this week.
- Tom bu hafta daha iyi görünüyor.
- This week, 25 people have written at least one Esperanto sentence on Tatoeba.
- Bu hafta, 25 kişi Tatoeba'ya en az bir Esperanto cümlesi yazdı.
- I learned a lot this week.
- Bu hafta çok şey öğrendim.
- Tom will be back this week.
- Tom bu hafta dönecek.
- I'm very busy this week.
- Ben bu hafta çok yoğunum.
- Tom really improved this week.
- Tom bu hafta kendini gerçekten geliştirdi.
- Mary is staying up late this week to prepare for her finals.
- Mary finallerine hazırlanmak için bu hafta geç saatlere kadar yatmıyor.
- The two sides hold talks this week.
- İki taraf bu hafta görüşmeler yapacak.
- What have you been doing this week?
- Bu hafta ne yaptın?
- Tom has already done that three times this week.
- Tom onu bu hafta üç kez yaptı zaten.
- Tom hasn't practiced the piano at all this week.
- Tom bu hafta hiç piyano çalışmadı.
- I worked a lot this week.
- Bu hafta çok çalıştım.
- I thought you said you were going to be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olacağını söylediğini sanıyordum.
- This is the third time you've been late this week.
- Bu hafta üçüncü kez geç kaldın.
- I'm on a really tight schedule this week.
- Bu hafta gerçekten sıkı bir programım var.
- I'm going to my uncle's this week.
- Bu hafta amcama gideceğim.
- That work will be finished at the end of this week.
- Bu iş bu hafta sonunda bitecek.
- I won't do that this week.
- Bu hafta bunu yapmayacağım.
- Tom has been very busy this week.
- Tom bu hafta çok meşguldü.
- Tom has been busy this week.
- Tom bu hafta meşguldü.
- Tom said he thought I might not be allowed to do that this week.
- Tom, bunu bu hafta yapmama izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
- I have been very busy this week.
- Bu hafta çok meşgulüm.
- I've been on the go all this week.
- Bu hafta boyunca sürekli meşguldüm.
- They are having breakfast at eight this week.
- Bu hafta saat sekizde kahvaltı yapıyorlar.
- That will be done this week.
- Bu hafta bitecek.
- Has Tom given you any money this week?
- Tom bu hafta sana hiç para verdi mi?
- She promised that she would pay me this week, but she didn't keep her word.
- Bana bu hafta ödeme yapacağına söz verdi ama sözünü tutmadı.
- I suspect that Tom needs to do that sometime this week.
- Tom'un bunu bu hafta içinde yapması gerektiğinden şüpheleniyorum.
- I thought you'd be in Boston this week.
- Bu hafta Boston'da olacağını sanıyordum.
- My uncle is staying with us this week.
- Bu hafta amcam bizimle birlikte kalıyor.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.
- It's been unusually warm this week.
- Bu hafta aşırı derecede sıcaktı.
- Tom isn't working this week.
- Tom bu hafta çalışmıyor.
- I haven't done much this week.
- Bu hafta pek bir şey yapmadım.
- I don't think Tom really plans on doing that this week.
- Tom'un onu bu hafta yapmayı planladığını sanmıyorum.
- Tom is unable to work this week.
- Tom, bu hafta çalışamaz.
- Tom said that Mary doesn't have to do that this week.
- Tom, Mary'nin bu hafta bunu yapmak zorunda olmadığını söyledi.
- I've done a lot this week.
- Bu hafta bir sürü şey yaptım.
- Tom is out of town this week.
- Tom bu hafta şehir dışında.
- Tom has already done that three times this week.
- Tom bunu bu hafta üç kez yaptı bile.
- I'm on a really tight schedule this week.
- Bu hafta gerçekten yoğun bir programım var.
- Tom will come this week, too.
- Tom bu hafta da gelecek.
- We have a lot of free time this week.
- Bu hafta bir sürü boş zamanımız var.
- I've done a lot this week.
- Bu hafta çok şey yaptım.
- I think I'll brown bag it this week.
- Sanırım bunu bu hafta yemeğimi yanımda getireceğim.
- We have to do that this week.
- Onu bu hafta yapmak zorundayız.
- Are you willing to work on Saturday and Sunday this week?
- Bu hafta Cumartesi ve Pazar günleri çalışmak istiyor musun?
- I am on holiday this week.
- Bu hafta tatildeyim.
- This week has been very busy for both of us.
- Bu hafta her ikimiz için de çok yoğundu.
- The senator has a very demanding schedule this week.
- Senatörün bu hafta çok yoğun bir programı var.
- Hamburgers have gone up this week.
- Bu hafta hamburgerlerin fiyatı arttı.
- Tom has a lot of work to do this week.
- Tom'un bu hafta yapacak çok işi var.
- Tom and Mary won't play tennis together this week.
- Tom ve Mary bu hafta birlikte tenis oynamayacaklar.
- Tom is on the night shift this week.
- Tom bu hafta gece vardiyasında.
- Hamburgers have gone up this week.
- Bu hafta hamburgerlere zam geldi.
- Tom is staying with me this week.
- Tom bu hafta benimle kalıyor.
- We got better this week.
- Bu hafta daha iyi olduk.
- I don't believe Tom really plans to do that this week.
- Tom'un bu hafta gerçekten bunu yapmayı planladığını sanmıyorum.
- I was very busy this week.
- Bu hafta çok meşguldüm.
- How did you know Tom would be here this week?
- Tom'un bu hafta burada olacağını nereden biliyordun?
- Tom said he didn't believe that Mary really planned to do that this week.
- Tom, Mary'nin bu hafta gerçekten bunu yapmayı planladığına inanmadığını söyledi.
- I can't do that this week.
- Bu hafta bunu yapamam.
- What did you do this week?
- Bu hafta ne yaptın?
- Our town was bombed twice this week.
- Kasabamız bu hafta iki kez bombalandı.
- Have you quarreled with your parents this week?
- Bu hafta ebeveynlerinle tartıştın mı?
- This week was nice.
- Bu hafta güzeldi.
- This week is critical.
- Bu hafta kritik.
- There are a lot of things I need to do this week.
- Bu hafta yapmam gereken bir sürü iş var.
- You must do it by the end of this week.
- Bu haftanın sonuna kadar yapmalısın.
- You are supposed to hand in the report by the end of this week.
- Bu haftanın sonuna kadar raporu teslim etmeniz gerekiyor.
- Tom did much better on this week's test.
- Tom bu haftaki sınavda çok daha iyiydi.
- For the first time this week, I went out for a walk.
- Bu hafta ilk kez, yürüyüşe çıktım.
- Tom is likely to die this week.
- Tom'un bu hafta ölmesi muhtemel.
- This is the third time Tom has been late this week.
- Bu, Tom'un bu haftaki üçüncü geç kalışı.
- Tom saw Mary earlier this week.
- Tom, Mary'yi bu hafta başlarında gördü.
- I'm not on duty this week.
- Bu hafta görevde değilim.
- I'm in Boston this week.
- Bu hafta Boston'dayım.
- I haven't done much this week.
- Bu hafta fazla şey yapmadım.
- What happens this week?
- Bu hafta ne olacak?
- We'll do that, but probably not this week.
- Bunu yapacağız ama muhtemelen bu hafta değil.
- Can we do it this week?
- Bu hafta yapabilir miyiz?
- How did you know that Tom would be here this week?
- Tom'un bu hafta burada olacağını nereden biliyordun?
- I just came by to tell you that I won't be able to attend this week's meeting.
- Bu haftaki toplantıya katılamayacağımı söylemek için uğradım.
- You are supposed to hand in the report by the end of this week.
- Bu hafta sonuna kadar raporu teslim etmen gerekiyor.
- I have a German test this week at school.
- Bu hafta okulda bir Almanca testim var.
- There are a lot of things I need to do this week.
- Bu hafta yapmam gereken bir sürü şey var.
- I worked all this week.
- Tüm bu hafta çalıştım.
- Testing begins this week.
- Sınavlar bu hafta başlıyor.
- I haven't been to the gym this week.
- Bu hafta spor salonuna gitmedim.
- The peace talks begin this week.
- Barış görüşmeleri bu hafta başlıyor.
- A cold snap is expected this week.
- Bu hafta bir soğuk hava dalgası bekleniyor.
- Men's suits are on sale this week at that department store.
- O mağazada bu hafta erkek takım elbiseleri indirimde.
- Tom will probably die this week.
- Tom muhtemelen bu hafta ölecek.
- Everything in the store is half price this week.
- Bu hafta mağazadaki her şey yarı fiyatına.
- I hope to be able to finish it this week.
- Umarım bu hafta tamamlayabilirim.
- Why have you been late to school every day this week?
- Neden bu hafta her gün okula geç kaldın?
- Time passed very slowly this week.
- Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
Show More (395)
|
