|
- We get thrown off flights, even with fully confirmed tickets.
- Tamamen onaylanmış biletlerle bile uçuşlardan atılıyoruz.
- During the purchase of tickets, passengers must be made aware of the fact that this data is required.
- Bilet alımı sırasında yolcular bu verilerin gerekli olduğu konusunda bilgilendirilmelidir.
- To their credit, some Members, especially Dutch Members, only take the reimbursement of the tickets.
- Bazı Üyeler, özellikle de Hollandalı Üyeler, sadece biletlerin geri ödemesini alıyorlar.
- It's another sell-out at Lansdowne Road this afternoon; only the thriving black market will have tickets for sale.
- Bu öğleden sonra Lansdowne Road'da yine biletler tükendi; sadece gelişen karaborsada satılık biletler olacak.
- Tom bought two tickets and a bag of popcorn.
- Tom iki bilet ve bir paket patlamış mısır aldı.
- I'll pay for the tickets.
- Biletleri ben ödeyeceğim.
- We bought our plane tickets two months in advance.
- Uçak biletlerimizi iki ay önceden aldık.
- I got the tickets for free.
- Biletleri bedavaya aldım.
- Tom is the one who paid for the tickets.
- Biletleri ödeyen kişi Tom'dur.
- Have you already purchased the tickets for the theater?
- Tiyatro için önceden bilet satın aldınız mı?
- We're buying the tickets tonight.
- Biletleri bu gece alıyoruz.
- I have the tickets in my bag.
- Biletler çantamda.
- I've sold thirty tickets so far.
- Şimdiye kadar 30 bilet sattım.
- I'd like three tickets, please.
- Üç bilet istiyorum, lütfen.
- The tickets are 20 yen each.
- Biletlerin her biri yirmi yen.
- Tickets are $30 per person.
- Biletler kişi başı 30 dolardır.
- I have two tickets.
- İki biletim var.
- I can get the tickets for you.
- Biletleri senin için alabilirim.
- Tickets are still available if you hurry.
- Acele edersen biletler hâlâ mevcut.
- Do you have the tickets?
- Biletlerin var mı?
- How much did the tickets cost you?
- Biletler sana kaça mal oldu?
- Tickets are now on sale for $30.
- Biletler 30 dolara satışa çıktı.
- All you had to do was buy a couple of tickets.
- Tüm yapmak zorunda olduğun şey birkaç bilet almaktı.
- Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children.
- Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır.
- Did I give you the tickets?
- Biletleri sana verdim mi?
- Give me the tickets.
- Biletleri bana ver.
- The tickets are 1,000 yen each.
- Biletlerin tanesi 1,000 yen.
- I bought tickets from a scalper.
- Biletleri bir karaborsacıdan aldım.
- I paid for these tickets.
- Bu biletleri ödedim.
- Who's got the tickets?
- Biletler kimde?
- Please tell me I won the tickets for Sunday.
- Lütfen bana pazar günü için bilet kazandığımı söyle.
- I'm the one who paid for the tickets.
- Biletlerin parasını ödeyen bendim.
- Tickets are $30 per person.
- Biletler kişi başına 30 dolar.
- I thought that Tom had already bought the tickets.
- Tom'un biletleri zaten satın aldığını sanıyordum.
- I paid for the tickets.
- Ben biletleri ödedim.
- Tickets are limited.
- Biletler sınırlı.
- The tickets were sold out in a moment.
- Biletler bir anda satıldı.
- Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için biletiniz var mı?
- Tickets are available at the door.
- Biletler kapıda mevcuttur.
- I got tickets to the concert tonight.
- Bu akşamki konser için bilet aldım.
- What makes you think Tom hasn't bought the tickets yet?
- Tom'un henüz biletleri almadığını düşündüren nedir?
- Tickets are available for free at the information desk.
- Biletler danışma masasından ücretsiz olarak temin edilebilir.
- I paid a lot of money for these tickets.
- Biletler için bir sürü para ödedim.
- The party tickets go for ten dollars and upward.
- Parti biletleri on dolar ve üzerine satılıyor.
- I'll see about getting the tickets.
- Biletleri almaya çalışacağım.
- I have three tickets for it.
- Bunun için üç biletim var.
- All the tickets are sold out.
- Tüm biletler satıldı.
- I will buy the tickets.
- Biletleri satın alacağım.
- Two adult tickets and three children's tickets to London, please.
- Londra'ya iki yetişkin ve üç çocuk bileti lütfen.
- How much did you have to pay for the tickets?
- Biletler için ne kadar ödemek zorunda kaldın?
- Concert tickets are on sale at this office.
- Konser biletleri bu ofiste satışta.
- I'd like two tickets, please.
- İki bilet istiyorum, lütfen.
- Tom and I have to buy our tickets right now.
- Tom ve ben biletlerimizi hemen almak zorundayız.
- We would have bought the plane tickets if the price had been a little lower.
- Eğer fiyat biraz daha düşük olsaydı, uçak biletlerini alırdık.
- Do you have the tickets?
- Biletleriniz var mı?
- I've sold thirty tickets so far.
- Şimdiye kadar otuz bilet sattım.
- I got these tickets for free.
- Bu biletleri bedava aldım.
- We have to buy the tickets right now.
- Biletleri hemen almamız gerekiyor.
- Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.
- Biletler genel giriş için 30$, öğrenciler ve yaşlılar için 20$'dır.
- Can Tom get tickets for us?
- Tom bizim için bilet bulabilir mi?
- Tickets go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkacak.
- Tom needs two tickets to Boston.
- Tom'un Boston'a iki bilete ihtiyacı var.
- Thanks for the tickets.
- Biletler için teşekkürler.
- Have you paid for the tickets yet?
- Biletleri ödediniz mi?
- Have you got any tickets for today?
- Bugün için hiç biletin var mı?
- Get your tickets now.
- Biletlerini hemen al.
- I will buy the tickets.
- Biletleri alacağım.
- I thought Tom had already bought the tickets.
- Tom'un biletleri çoktan aldığını sanıyordum.
- How many tickets did you get?
- Kaç tane bilet aldınız?
- The show was wonderful, but the tickets were too expensive.
- Gösteri harikaydı ama biletler çok pahalıydı.
- I managed to acquire two tickets for the concert.
- Konser için iki bilet almayı başardım.
- We weren't able to buy tickets, so we didn't go to the concert.
- Biletleri satın alamadık, bu yüzden konsere gitmedik.
- I bought two tickets to Malmo.
- Malmö'ye iki bilet aldım.
- Tickets are $3 each or three for $8.
- Biletlerin tanesi 3 dolar ya da üçü 8 dolar.
- I'm the guy who has the tickets.
- Biletleri olan adam benim.
- All the tickets have been sold.
- Bütün biletler satıldı.
- I don't have the tickets.
- Biletler bende değil.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için 15 dolar.
- Concert tickets are quite often expensive.
- Konser biletleri genellikle oldukça pahalıdır.
- If I had money, I would buy tickets for the concert.
- Param olsaydı, konser için bilet satın alırdım.
- The tickets sold out within a week.
- Biletler, bir hafta içinde tükendi.
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler gelecek pazartesi satışa sunulacak.
- I'd like two tickets, please.
- Ben iki bilet istiyorum, lütfen.
- A number of tickets are sold in advance.
- Biletlerin bir kısmı önceden satıldı.
- Tom has the tickets.
- Biletler Tom'da.
- I'll buy the tickets.
- Biletleri satın alacağım.
- Tickets are priced at $13, $30, and $33.
- Biletlerin fiyatı 13, 30 ve 33 dolar.
- Tom bought three tickets to Boston.
- Tom Boston'a üç bilet aldı.
- Adult tickets are $13.00.
- Yetişkin biletleri 13 dolar.
- Adult tickets are $13.00.
- Yetişkin biletleri 13 Dolar'dır.
- There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma günkü gösteri için bilet bulunmuyordu.
- Tom and I bought our plane tickets three months in advance.
- Tom ve ben uçak biletlerimizi üç ay önceden aldık.
- I got tickets for the six o'clock show.
- Ben saat 06.00'daki gösteri için biletler aldım.
- Tickets aren't required.
- Biletler gerekli değildir.
- I have three tickets for it.
- Onun için üç biletim var.
- Concert tickets are on sale at this office.
- Konser biletleri bu ofiste satışa sunuldu.
- Where can you get tickets?
- Biletleri nereden bulabilirsin?
- How much did the tickets cost?
- Biletler ne kadar tuttu?
- Tom paid for the tickets.
- Tom biletleri ödedi.
- Can you tell me where to buy tickets?
- Biletleri nereden alacağımı bana söyleyebilir misin?
- Keep an eye on my suitcase while I buy the tickets.
- Ben biletleri alırken valizime göz kulak ol.
- These tickets didn't cost me anything.
- Bu biletlerin bana hiçbir maliyeti olmadı.
- Tickets are available here for $30.
- Biletler 30 dolara satılıyor.
- I thought it would be difficult for her to get the tickets.
- Biletleri almasının zor olacağını düşünmüştüm.
- I thought that Tom had already bought the tickets.
- Tom'un biletleri çoktan aldığını sanıyordum.
- Do you want these tickets?
- Bu biletleri istiyor musunuz?
- Tickets are tax deductible.
- Biletler vergiden düşülebilir.
- Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
- How many tickets did you buy?
- Kaç tane bilet aldın?
- I will give these tickets to whoever wants them.
- Bu biletleri isteyene vereceğim.
- These are expensive tickets.
- Bunlar pahalı biletler.
- Thank you for the tickets.
- Biletler için teşekkür ederim.
- The tickets are free of charge.
- Biletler ücretsiz.
- Tom gave me a couple of free tickets to his concert.
- Tom bana konseri için birkaç bedava bilet verdi.
- We've sold all the tickets.
- Bütün biletleri sattık.
- We're buying the tickets tonight.
- Bu gece biletleri alacağız.
- Tom bought two tickets and a bag of popcorn.
- Tom iki tane bilet ve bir tane patlamış mısır çantası aldı.
- Tickets are free online at example.com.
- Biletler example.com adresinde ücretsiz.
- Where should I pick the tickets up?
- Biletleri nereden almalıyım?
- A number of tickets are sold in advance.
- Birkaç bilet peşin olarak satıldı.
- How much did the tickets cost?
- Biletler kaça mal oldu?
- The number of tickets was limited.
- Bilet sayısı sınırlıydı.
- These tickets didn't cost me anything.
- Bu biletler bana bir şeye mal olmadı.
- How many tickets did you get?
- Kaç tane bilet aldın?
- Tom didn't buy the tickets.
- Tom biletleri almadı.
- Do you sell advance tickets here?
- Burada önceden bilet satıyor musunuz?
- Buy your tickets early.
- Biletlerini erkenden satın al.
- Tickets are on sale now.
- Biletler satışa çıktı.
- Are there any tickets left?
- Hiç bilet kaldı mı?
- Do you have any tickets left?
- Hiç biletiniz kaldı mı?
- Tickets are available from any choir member or may be purchased at the door.
- Biletler herhangi bir koro üyesinden temin edilebilir veya kapıdan satın alınabilir.
- How many tickets did you buy?
- Kaç tane bilet satın aldın?
- Tickets are available now.
- Biletler şimdi satışa sunuldu.
- Tickets are still available for tonight's show.
- Bu geceki gösteri için hala bilet var.
- The tickets cost 20 yen apiece.
- Biletlerin her biri 20 Yen.
- Who's got the tickets?
- Kimin biletleri var?
- Keep an eye on my suitcase while I buy the tickets.
- Ben biletleri alırken bavuluma göz kulak ol.
- I'll buy the tickets.
- Biletleri ben alırım.
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkar.
- Did I give you the tickets?
- Sana biletleri verdim mi?
- I'll leave it to you to buy the tickets.
- Bilet alma işini sana bırakayım.
- I thought you'd already bought the tickets.
- Biletleri çoktan aldığını sanıyordum.
- I'd like five tickets, please.
- Beş bilet istiyorum, lütfen.
- First I'll go to the bank, and then I'll buy the tickets.
- Önce bankaya gideceğim ve sonra bilet alacağım.
- I gave Tom a couple of tickets for my concert.
- Tom'a konserim için birkaç bilet verdim.
- I'm supposed to make sure Tom doesn't forget to buy the tickets.
- Tom'un biletleri almayı unutmadığından emin olmam gerekiyor.
- I can get us some tickets to Tom's concert if you want to go.
- Eğer gitmek istersen Tom'un konseri için birkaç bilet satın alabilirim.
- Tickets are $13 and include a picnic lunch after the game.
- Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.
- We have to buy the tickets right now.
- Biletleri hemen almalıyız.
- I got these tickets to the concert for free.
- Bu konser biletlerini bedavaya aldım.
- Tom is the one who paid for the tickets.
- Biletlerin parasını ödeyen Tom'du.
- I've already told Tom how much the tickets will cost.
- Tom'a biletlerin ne kadar tutacağını zaten söyledim.
- Yes, I will take care of buying the tickets.
- Evet, bilet alma işini ben hallederim.
- Tickets are available here.
- Biletlere buradan ulaşabilirsiniz.
- Can you get tickets for us?
- Bizim için bilet bulabilir misin?
- Were there any tickets left?
- Hiç bilet kaldı mı?
- Concert tickets are quite often expensive.
- Konser biletleri genellikle pahalıdır.
- Tickets aren't required.
- Bilet gerekli değildir.
- The tickets cost 20 yen apiece.
- Biletlerin tanesi 20 yen.
- I thought you'd already bought the tickets.
- Biletleri zaten aldığını sandım.
- No tickets are needed.
- Bilete gerek yok.
- Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift kişilik 30$ veya tek kişilik 20$ karşılığında temin edilebilir.
- Tom is the one who has the tickets.
- Tom biletleri alan kişi.
- Tickets can be purchased at the door.
- Biletler kapıda satın alınabilir.
- Tickets are more expensive this year.
- Biletler bu yıl daha pahalıdır.
- Can you get tickets for us?
- Bizim için bilet alabilir misin?
- Buy your tickets early.
- Biletlerinizi erken alın.
- I have a few tickets in row 15.
- 15. sırada birkaç biletim var.
- Who's going to pay for these tickets?
- Bu biletleri kim ödeyecek?
- I haven't paid for the tickets yet.
- Henüz biletleri ödemedim.
- Tickets will be allotted in order of application.
- Biletler başvuru sırasına göre ayrılacak.
- I'd like five tickets, please.
- Beş tane bilet istiyorum, lütfen.
- All you had to do was buy a couple of tickets.
- Tek yapman gereken birkaç bilet almaktı.
- Can Tom get tickets for us?
- Tom bizim için bilet alabilir mi?
- I have two tickets for the game.
- Maç için iki biletim var.
- I have two tickets.
- Benim iki biletim var.
- I bought two tickets for the concert.
- Konser için iki bilet aldım.
- Tickets are still available if you hurry.
- Acele ederseniz biletler hala mevcut.
- Do you really have free tickets for the concert?
- Konser için gerçekten bedava biletiniz var mı?
- We would have bought the plane tickets if the price had been a little lower.
- Fiyatı biraz daha düşük olsaydı, uçak biletlerini alırdık.
- Don't you want these tickets?
- Bu biletleri istemiyor musun?
- Two second-class tickets to Boston, please.
- Boston'a ikinci sınıf iki bilet, lütfen.
- Tom bought two airline tickets to Paris.
- Tom Paris'e iki uçak bileti aldı.
- Give me back my tickets.
- Biletlerimi bana geri ver.
- Do you want these tickets?
- Bu biletleri ister misin?
- As soon as we get the tickets, we'll send them to you.
- Biletler elimize geçer geçmez size göndereceğiz.
- Can you tell me where to buy tickets?
- Biletleri nereden alacağımı söyleyebilir misin?
- I have your tickets.
- Biletlerin bende.
- Tickets are $30 and can be bought at the door the evening of the concert.
- Biletler 30 dolar ve konser akşamı kapıdan satın alınabilir.
- Can I buy tickets on the day of the tour?
- Biletleri tur günü satın alabilir miyim?
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids 12 years old and under.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 12 yaş ve altındaki çocuklar için 15 dolardır.
- I'm not certain we can get tickets tonight.
- Bu gece bilet bulabileceğimizden emin değilim.
- Tom will take care of buying the tickets.
- Tom biletleri almakla ilgilenecek.
- Tom has given me three tickets to his concert.
- Tom bana konseri için üç bilet verdi.
- Tom bought opera tickets for tomorrow, but Mary is sick.
- Tom yarın için opera biletleri satın aldı, ancak Mary hasta.
- Tom gave me a couple of free tickets to his concert.
- Tom bana konseri için birkaç ücretsiz bilet verdi.
- Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.
- Biletler satın alındıkları gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
- It was lucky that we got the tickets for the concert.
- Konser için bilet almamız büyük şans.
- All passengers are required to show their tickets.
- Tüm yolcuların biletlerini göstermeleri gerekmektedir.
- Tickets are $30 per person and must be purchased by Monday.
- Biletler kişi başı 30 dolardır ve pazartesi gününe kadar satın alınmalıdır.
- Tom tore up the tickets.
- Tom biletleri yırttı.
- The queue for buying tickets was unbelievably long.
- Bilet kuyruğu inanılmaz uzun.
- Please tell me I won the tickets for Sunday.
- Bana pazar günü için bilet kazandığımı söyle lütfen.
- Tom bought opera tickets for tomorrow, but Mary is sick.
- Tom yarın için opera bileti aldı ama Mary hasta.
- I'll ask Tom to buy some tickets for us.
- Tom'dan bizim için bilet almasını isteyeceğim.
- Two roundtrip tickets to Osaka, please.
- Osaka'ya gidiş-dönüş iki bilet lütfen.
- Tickets are $13 online and $15 at the door.
- Biletler internet üzerinde 13 dolar, kapıda 15 dolardır.
- Two adult tickets, please.
- İki yetişkin bileti lütfen.
- I'd like four tickets, please.
- Dört bilet istiyorum, lütfen.
- I assume Tom didn't forget to buy the tickets.
- Sanırım Tom biletleri almayı unutmadı.
- I'll buy the tickets tomorrow.
- Biletleri yarın alacağım.
- The tickets sold like hot cakes.
- Biletler peynir ekmek gibi satıldı.
- Tickets are $30 per person and $13 for designated drivers.
- Biletler kişi başı 30 dolar ve sürücüler için 13 dolar.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids.
- Biletler yetişkinler için 30$ ve çocuklar için 15$'dır.
- Tickets are available at the door.
- Biletler kapıdan alınabilir.
- Tickets are now on sale for $30.
- Biletler 30 dolardan satışa çıktı.
- Tickets are available online or at the door.
- Biletler internetten veya kapıdan temin edilebilir.
- Do you have any extra tickets?
- Hiç ekstra biletin var mı?
- Tickets are $30, and reservations are recommended.
- Biletler 30 dolar ve rezervasyon yaptırmanız tavsiye edilir.
- How did you get tickets for the concert?
- Konser için biletleri nasıl aldınız?
- Tickets are available at the school office.
- Biletler okul ofisinden temin edilebilir.
- Tickets are available to the public for $30.
- Biletler 30$ karşılığında halka açıktır.
- Tickets are $30 for adults and children are free.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için ücretsiz.
- Tickets are selling fast and space is limited.
- Biletler hızla satılıyor ve yer sınırlı.
- I'm not certain we can get tickets tonight.
- Bu gece bilet alabileceğimizden emin değilim.
- I'd like four tickets, please.
- Dört tane bilet istiyorum, lütfen.
- I only have two plane tickets.
- Sadece iki uçak biletim var.
- I haven't bought the tickets yet.
- Henüz biletleri almadım.
- Tickets are $13, $30, and $33, and go on sale Monday at noon.
- Biletler 13, 30 ve 33 dolar ve Pazartesi öğlen satışa çıkıyor.
- Tickets are selling fast in every city.
- Biletler her şehirde hızla satılıyor.
- Do you ever buy raffle tickets?
- Hiç piyango bileti aldın mı?
- In the past, it's been very difficult to get tickets.
- Geçmişte bilet bulmak çok zordu.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children, and may be purchased at the door.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için 15 dolardır ve kapıda satın alınabilir.
- Two adult tickets, please.
- İki yetişkin bileti, lütfen.
- We didn't have to pay for our tickets.
- Biletlerimiz için ödeme yapmak zorunda değildik.
- I'm the one who paid for the tickets.
- Biletleri ödeyen kişi benim.
- Where should I pick the tickets up?
- Biletleri nereden almam gerekiyor?
- Where can I buy tickets?
- Nereden bilet satın alabilirim?
- I might be able to get you a couple of tickets.
- Sana birkaç bilet bulabilirim.
- Two roundtrip tickets to Osaka, please.
- Osaka'ya iki gidiş dönüş bileti, lütfen.
- Thank you for the tickets.
- Biletler için teşekkürler.
- Tom has the tickets.
- Tom'un biletleri var.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children 16 and under.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 16 yaş ve altındaki çocuklar için 15 dolardır.
- Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
- Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
- I'll pay for the tickets.
- Biletleri ödeyeceğim.
- Tickets are $30, parking is free and children under ten receive free admission.
- Biletler 30 dolar, otopark ücretsiz ve 10 yaş altı çocuklar ücretsiz.
- Tom got these tickets for free.
- Tom bu biletleri bedavaya aldı.
- Tom was able to get us all tickets to tonight's concert.
- Tom bu geceki konser için hepimize bilet alabildi.
- I got us two tickets to Tom's concert.
- Tom'un konseri için bize iki bilet aldım.
- We didn't have to pay for our tickets.
- Biletlerimizi ödemek zorunda değildik.
- They had no money to buy concert tickets with.
- Konser biletlerini alacak paraları yoktu.
- I couldn't get the tickets yesterday.
- Dün biletleri alamadım.
- I have the tickets in my bag.
- Çantamda biletlerim var.
- Tomorrow morning, they're selling tickets for the Shakira concert.
- Yarın sabah, Shakira konseri için bilet satıyorlar.
- I have two tickets for sale.
- Satılık iki biletim var.
- Give me back my tickets.
- Biletlerimi geri ver.
- Are tickets for the concert available here?
- Konser biletleri burada var mı?
- I came into a pair of tickets from a friend.
- Bir arkadaşımdan bir çift bilet aldım.
- Who's going to pay for these tickets?
- Bu biletlerin parasını kim ödeyecek?
- I paid for these tickets.
- Bu biletlerin parasını ödedim.
- The tickets I bought are non-refundable.
- Aldığım biletler iade edilemiyor.
- I have three tickets.
- Üç biletim var.
- Our uncle bought us movie tickets.
- Amcamız bize sinema biletleri aldı.
- I bought three tickets.
- Üç bilet aldım.
- Tickets are available from Lions Club members.
- Biletler Lions Kulübü üyelerinden temin edilebilir.
- I have some extra tickets for the concert.
- Konser için fazladan biletlerim var.
- Have you got any tickets for today?
- Bugün için bilet aldın mı?
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa sunulacak.
- I thought it would be difficult for her to get the tickets.
- Onun biletleri almasının zor olacağını düşündüm.
- There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
- How much did the tickets cost you?
- Biletler sana ne kadara mal oldu?
- I'll ask Tom to buy tickets for us.
- Tom'un bizim için bilet satın almasını isteyeceğim.
- We don't have tickets yet.
- Henüz biletimiz yok.
- Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.
- Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
- Tickets are available online only.
- Biletler sadece internetten alınabilir.
- Give me the tickets.
- Biletleri ver.
- Tickets are available online.
- Biletler internette mevcut.
- Tickets are $13 and include a picnic lunch after the game.
- Biletler 13 dolardır ve oyundan sonra piknik öğle yemeği dahildir.
- Limited tickets are available.
- Sınırlı sayıda bilet var.
- Tickets go on sale Monday.
- Biletler pazartesi satışa çıkıyor.
- They had no money to buy concert tickets with.
- Konser bileti alacak paraları yoktu.
- Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children.
- Biletler yetişkinler için 5 dolar, yaşlılar ve çocuklar için 2 dolardır.
- Tom is the one who has the tickets.
- Biletler Tom'da.
- Tickets are more expensive this year.
- Biletler bu yıl daha pahalı.
- Tom paid for the tickets.
- Tom biletlerin parasını ödedi.
- I can get the tickets for you.
- Senin için biletleri alabilirim.
- Tom couldn't get the tickets you asked him to buy.
- Tom ondan almasını istediğin biletleri alamadı.
- Do you have today's tickets?
- Bugünün biletleri sizde mi?
- I have some extra tickets for the concert.
- Konser için fazladan birkaç biletim var.
- I paid a lot of money for these tickets.
- Bu biletler için çok para ödedim.
- The number of tickets was limited.
- Biletlerin sayısı sınırlıydı.
- Tickets aren't required for tonight's concert.
- Bu akşamki konser için bilet gerekmiyor.
- I got the tickets for free.
- Biletleri ücretsiz aldım.
- Tickets are $30 per person and may be purchased in advance or at the door.
- Biletler kişi başı 30 dolardır ve önceden ya da kapıda satın alınabilir.
- I haven't paid for the tickets yet.
- Biletlerin parasını henüz ödemedim.
- I paid for the tickets.
- Biletlerin parasını ben ödedim.
- We've bought our tickets already.
- Biz biletlerimizi zaten aldık.
- Tickets are $30 for adults and children are free.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için ücretsizdir.
- I'm the one who has the tickets.
- Biletler bende.
- Tom bought two airline tickets to Paris.
- Tom, Paris'e iki uçak bileti satın aldı.
- Tickets are good for three days.
- Biletler üç gün geçerli.
- Have you paid for the tickets yet?
- Biletlerin parasını ödedin mi?
- I'm the guy who has the tickets.
- Biletleri olan adamım.
- Tickets are tax deductible.
- Biletler vergiden düşülür.
- We queued up to get tickets for the concert.
- Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.
- Do you have any extra tickets?
- Fazladan biletiniz var mı?
- Yes, I will take care of buying the tickets.
- Evet, bilet satın almakla ilgileneceğim.
- I'll leave it to you to buy the tickets.
- Bilet satın almayı size bırakacağım.
- Where can I get tickets?
- Biletleri nerede alabilirim?
- What makes you think Tom hasn't bought the tickets yet?
- Tom'un biletleri henüz almadığını sana düşündüren şey nedir?
- Two adult tickets and three children's tickets to London, please.
- Londra'ya iki yetişkin ve üç çocuk bileti, lütfen.
- I got tickets yesterday.
- Biletleri dün aldım.
- Where can I get tickets?
- Biletleri nereden alabilirim?
- The tickets were sold out in a moment.
- Biletler bir anda tükendi.
- Tom couldn't get the tickets you asked him to buy.
- Tom satın almasını istediğin biletleri alamadı.
- Tickets will be allotted in order of application.
- Biletler başvuru sırasına göre tahsis edilecektir.
- Tickets are still available online or by phone.
- Biletler hala internetten veya telefonla alınabiliyor.
- The tickets are free of charge.
- Biletler ücretsizdir.
- I have two tickets for the game.
- Maç için iki tane biletim var.
- Two second-class tickets to Boston, please.
- Boston'a iki tane ikinci sınıf bilet lütfen.
- I have a few tickets in row 15.
- 15'inci sırada birkaç biletim var.
- Tickets are now on sale.
- Biletler satışa çıktı.
- Purchase advance tickets here.
- Burada peşin bilet satın alın.
- Tickets are now on sale.
- Biletler şimdi satışta.
- I bought two tickets for a concert.
- Konser için iki bilet aldım.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids 12 years old and under.
- Biletler yetişkinler için 30$, 12 yaş ve altı çocuklar için 15$'dır.
- I gave Tom a couple of tickets for my concert.
- Konserim için Tom'a birkaç bilet verdim.
- I got these tickets for free.
- Bu biletleri bedavaya aldım.
- The tickets for the concert are on sale here.
- Konser biletleri burada satılıyor.
- I assume Tom didn't forget to buy the tickets.
- Tom'un biletleri almayı unutmadığını varsayıyorum.
- I got these tickets for nothing.
- Bu biletleri bedavaya aldım.
- One of us can buy the tickets.
- Birimiz biletleri alabilir.
- Tickets are free on a first-come, first-serve basis on the night of the performance.
- Biletler, gösteri gecesi ilk gelene ilk hizmet esasına göre ücretsizdir.
- Here are the tickets.
- İşte biletler.
- Who bought these tickets for you?
- Bu biletleri senin için kim aldı?
- Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.
- Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır.
- The tickets are 20 yen each.
- Biletlerin tanesi 20 yen.
- The tickets sold like hot cakes.
- Biletler çörek gibi satıldı.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children 16 and under.
- Biletler yetişkinler için 30$, 16 yaş ve altı çocuklar için 15$'dır.
- Tom had no idea where Mary had put the tickets.
- Tom, Mary'nin biletleri nereye koyduğunu bilmiyordu.
- The party tickets go for ten dollars and upward.
- Parti biletleri on dolar ve üzerine gidiyor.
- I got us two tickets to Tom's concert.
- Tom'un konserine iki bilet aldım.
- Have you already purchased the tickets for the theater?
- Tiyatro için bilet aldın mı?
- I thought Tom had already bought the tickets.
- Tom'un biletleri zaten satın aldığını düşündüm.
- I've already told Tom how much the tickets will cost.
- Tom'a biletlerin ne kadar tutacağını söyledim.
- I got tickets for the six o'clock show.
- Saat 6'daki gösteri için bilet aldım.
- I have tickets to sell.
- Satacak biletlerim var.
- We're buying movie tickets.
- Sinema biletleri alıyoruz.
- Who gave out the tickets?
- Biletleri kim verdi?
- I can get us some tickets to Tom's concert if you want to go.
- Eğer gitmek istersen Tom'un konserine bilet bulabilirim.
- Two tickets to San Diego, please.
- San Diego'ya iki bilet, lütfen.
- We queued up to get tickets for the concert.
- Konser için bilet almak için sıraya girdik.
- First I'll go to the bank, and then I'll buy the tickets.
- Önce bankaya gideceğim, sonra da biletleri alacağım.
- I got tickets yesterday.
- Dün bilet aldım.
- We've bought our tickets already.
- Biletlerimizi aldık bile.
- The tickets are 1,000 yen each.
- Biletlerin her biri 1.000 yen.
- Tickets go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkıyor.
- I'll buy the tickets tomorrow.
- Yarın biletleri alacağım.
- Who bought these tickets for you?
- Senin için bu biletleri kim satın aldı?
- Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
- Şansıma, biletleri dün alabildim.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children, and may be purchased at the door.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için 15 dolardır ve kapıdan satın alınabilir.
- Tickets are available at the door for thirty dollars.
- Biletler kapıda 30 dolardan satılmaktadır.
- As soon as we get the tickets, we'll send them to you.
- Biletleri alır almaz sana göndereceğiz.
- Tom was able to get us all tickets to tonight's concert.
- Tom hepimize bu akşamki konser için bilet bulmayı başardı.
- Tickets can be purchased at the door.
- Biletler kapıdan alınabilir.
- Do you really have free tickets for the concert?
- Gerçekten konser için ücretsiz biletlerin var mı?
- Tom will take care of buying the tickets.
- Tom biletleri satın almakla ilgilenecek.
- Tom got these tickets for nothing.
- Tom bu biletleri bedavaya aldı.
- I have two tickets for sale.
- İki tane satılık biletim var.
- Purchase advance tickets here.
- Ön biletleri buradan satın alabilirsiniz.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children over 4 years old.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 4 yaş üstü çocuklar için 15 dolar.
- Tickets are $30 for adults and $15 for children over 4 years old.
- Biletler yetişkinler için 30$ ve 4 yaşından büyük çocuklar için 15$'dır.
- Tickets are $30 in advance, or $35 on the day of the show.
- Biletler önceden 30$, gösteri günü 35$'dır.
- I have the tickets.
- Biletler bende.
- All passengers are required to show their tickets.
- Tüm yolcuların biletlerini göstermeleri gerekir.
- Thanks for the tickets!
- Biletler için teşekkürler!
- Tom has three tickets in his hand.
- Tom'un elinde üç bilet var.
- Do you want these tickets?
- Bu biletleri istiyor musun?
- Tickets are required at the door.
- Biletlerin kapıda alınması gerekiyor.
- Tickets are required and cost $30 each.
- Biletler zorunludur ve her biri 30 dolardır.
Show More (377)
|
