time for (someone or something) - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
time for (someone or something) (birine/bir şeye) ayıracak zaman n.
  • We Communists have no time for Saddam Hussein's bloody dictatorship.
  • Biz Komünistlerin Saddam Hüseyin'in kanlı diktatörlüğüne ayıracak zamanı yoktur.
Show More (-2)