|
- I would say to them they should follow the views that are expressed by the Court.
- Onlara Mahkeme tarafından ifade edilen görüşleri takip etmeleri gerektiğini söyleyebilirim.
- So let me express my sincere thanks to them too.
- Bu yüzden onlara da en içten teşekkürlerimi sunmama izin verin.
- On the contrary, we owe it to them to point out the major results that have been achieved.
- Tam aksine, elde edilen önemli sonuçları vurgulamayı onlara borç biliyoruz.
- On the contrary, we owe it to them to point out the major results that have been achieved.
- Aksine, elde edilen önemli sonuçlara işaret etmeyi onlara borçluyuz.
- This is up to them and their members.
- Bu onlara ve üyelerine kalmış bir şey.
- Besides, it is up to them to encourage artistic creativity.
- Ayrıca sanatsal yaratıcılığı teşvik etmek de onlara bağlıdır.
- We must therefore pay the utmost attention to them.
- Bu nedenle onlara azami dikkat göstermeliyiz.
- If some countries wish to persist in this, it is of course up to them.
- Eğer bazı ülkeler bu konuda ısrarcı olmak istiyorlarsa, bu elbette onlara kalmış bir şeydir.
- We must open up our Socrates and Leonardo programmes to them.
- Socrates ve Leonardo programlarımızı onlara açmalıyız.
- We cannot close our eyes to them, and the Commission certainly will not.
- Onlara gözlerimizi kapatamayız ve Komisyon da kesinlikle kapatmayacaktır.
- It is to them that their individual ministers are responsible.
- Her bir bakanın sorumluluğu onlara karşıdır.
- I would like to say to them that we are faced with a critical choice.
- Onlara kritik bir seçimle karşı karşıya olduğumuzu söylemek isterim.
- The inspectors are asking us for more time, and we must give it to them.
- Müfettişler bizden daha fazla zaman istiyorlar ve biz de onlara bu zamanı vermeliyiz.
- We cannot change the rules and we cannot deny it to them.
- Kuralları değiştiremeyiz ve bunu onlara inkar edemeyiz.
- In fact it is that very prospect of a future in Europe that we need to hold out to them.
- Aslında onlara anlatmamız gereken şey tam da Avrupa'da bir gelecek beklentisidir.
- To them I would reply that the Allies had the right to occupy Germany.
- Onlara Müttefiklerin Almanya'yı işgal etmeye hakları olduğunu söyleyebilirim.
- My own sense is to say to them they should take reassurance from this.
- Benim kendi hissiyatım, onlara bundan güven duymaları gerektiğini söylemektir.
- What forms of treatment are available to them?
- Onlara ne tür muameleler yapılabilir?
- We are to get the documents that are sent to them.
- Onlara gönderilen belgeleri alacağız.
- Victims become disenchanted and frustrated, and to them the whole idea of Europe seems to have failed.
- Kurbanlar hayal kırıklığına uğruyor ve hüsrana uğruyor ve onlara tüm Avrupa fikri başarısız olmuş gibi görünüyor.
- My gratitude to them is no less heartfelt.
- Onlara duyduğum minnettarlık da en az bu kadar içten.
- But I say to them, the proverb may apply to broth but not to our coasts.
- Ama ben onlara diyorum ki bu atasözü et suyu için geçerli olabilir; kıyı sularımız için değil.
- We want to know, though, what is done with the money that is granted to them, which is only right and proper.
- Yine de onlara verilen parayla ne yapıldığını bilmek istiyoruz, ki bu doğru ve yerinde bir harekettir.
- It would say to them that if they try to invest money in preserving their elephants, they will not get back any revenue.
- Onlara fillerini korumak için para yatırmaya çalışırlarsa herhangi bir gelir elde edemeyeceklerini söyleyecektir.
- I hope it will be afforded to them.
- Umarım onlara da bu imkan sağlanır.
- We must open up our Socrates and Leonardo programmes to them.
- Sokrates ve Leonardo programlarımızı onlara açmalıyız.
- Which mandate can be given to them, providing that a mandate is possible in this situation?
- Bu durumda bir yetkinin mümkün olması koşuluyla, onlara hangi yetki verilebilir?
- What forms of treatment are available to them?
- Onlara ne tür muameleler uygulanabilir?
- In my view, an injustice has been done to them.
- Benim görüşüme göre, onlara haksızlık yapılmıştır.
- We were able to reimburse the sum of 3.2 billion to them.
- Onlara 3.2 milyarlık bir meblağı geri ödeyebildik.
- It will be of benefit to them, and it will be of benefit to ourselves.
- Bu hem onlara hem de kendimize fayda sağlayacaktır.
- Well, I just say to them, this is about real people.
- Onlara diyorum ki, bu gerçek insanlarla ilgili.
- The only choice open to them is one between accepting the treaty or remaining outside the Union.
- Onlara açık olan tek seçenek anlaşmayı kabul etmek ya da Birliğin dışında kalmaktır.
- In my view, an injustice has been done to them.
- Benim görüşüme göre, onlara bir haksızlık yapılmıştır.
- I shall turn to them briefly now.
- Şimdi onlara kısaca değineceğim.
- Ten years after the end of the conflict, no serious enquiry has been carried out to discover what happened to them.
- Çatışmanın sona ermesinden on yıl sonra, onlara ne olduğunu ortaya çıkarmak için ciddi bir soruşturma yürütülmedi.
- And I would like to pay tribute to them for that.
- Ve bunun için onlara saygılarımı sunmak istiyorum.
- It is to them that their individual ministers are responsible.
- Bakanların bireysel sorumlulukları onlara karşıdır.
- I will come back to them shortly.
- Kısa süre içinde onlara geri döneceğim.
- We owe it to them to make certain that is not the case, and shallow populist rhetoric is not the way to do it.
- Durumun böyle olmadığından emin olmak onlara borcumuzdur ve bunu yapmanın yolu sığ popülist söylemler değildir.
- To them, too, we owe the unification of Germany.
- Almanya'nın birleşmesini de onlara borçluyuz.
- I therefore say to them that what the Commission has decided today, what has been approved today, is historic.
- Bu nedenle onlara Komisyonun bugün aldığı kararın, bugün onaylanan kararın tarihi olduğunu söylüyorum.
- It is to them that I wish to explain my actions.
- Eylemlerimi onlara açıklamak istiyorum.
- You are moving closer to them.
- Onlara daha da yaklaşıyorsunuz.
- This is up to them and their members.
- Bu onlara ve üyelerine bağlıdır.
- And this is if we don't give in to them and keep working.
- Ve bu da onlara teslim olmayıp ve çalışmaya devam edersek olur.
- All we have to do is stay close to them.
- Tek yapmamız gereken onlara yakın durmak.
- All we have to do is stay close to them.
- Tek yapmamız gereken, onlara yakın durmak.
- Right, to them, time might be another physical dimension.
- Doğru, zaman onlara göre farklı bir fiziksel boyut olabilir.
- Right, to them, time might be another physical dimension.
- Doğru, onlara göre zaman başka bir fiziksel boyut olabilir.
- And once you've built them it's no easy task marketing your blog posts to them.
- Ve onları oluşturduktan sonra blog yazılarınızı onlara pazarlamak kolay bir iş değildir.
- Don't put up unnecessary resistance and give in to them.
- Gereksiz direnç gösterme ve onlara teslim ol.
- And once you've built them it's no easy task marketing your blog posts to them.
- Ve bunları bir kez oluşturduktan sonra blog yazılarınızı onlara pazarlamak hiç de kolay bir iş değil.
- And once you've built them it's no easy task marketing your blog posts to them.
- Ve bunları oluşturduktan sonra blog yayınlarınızı onlara pazarlamak kolay bir iş değil.
- I had nothing to say to them.
- Onlara söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
- I'll explain it to them.
- Onlara açıklayacağım.
- I don't want to talk to them.
- Onlarla konuşmak istemiyorum.
- Do you want to talk to them?
- Onlarla konuşmak ister misin?
- Don't pay any attention to them at all.
- Onlara hiç kulak asma.
- Toss the ball to them.
- Topu onlara at.
- I pointed this out to them.
- Bunu onlara gösterdim.
- That's up to them.
- Bu onlara bağlı.
- You can't just lie to them.
- Sadece onlara yalan söyleyemezsin.
- What would you say to them?
- Onlara ne söyleyecektin?
- I sent an email to them.
- Onlara bir e-posta gönderdim.
- Can you take me to them?
- Beni onlara götürebilir misin?
- They didn't know what was happening to them.
- Onlara ne olduğunu bilmiyorlardı.
- I can't give it to them.
- Onlara veremem.
- Have you spoken to them yet?
- Henüz onlarla konuşmadın mı?
- My antipathy toward telemarketers is so strong that I am often rude to them.
- Tele pazarlamacılara nefretim o kadar büyük ki genellikle onlara kaba davranırım.
- You don't know until you've had a child what pain you can feel when something happens to them.
- Bir çocuğunuz olana kadar, onlara bir şey olduğunda ne kadar acı hissedebileceğinizi bilemezsiniz.
- I'd never do that to them.
- Bunu onlara asla yapmam.
- Why don't you show it to them?
- Neden onlara göstermiyorsun?
- I went to them for advice.
- Tavsiye için onlara gittim.
- Why not just say no to them?
- Neden onlara hayır demiyorsun ki?
- This guitar belongs to them.
- Bu gitar onlara ait.
- Has anyone spoken to them?
- Onlarla konuşan oldu mu?
- Let's give it to them.
- Onlara verelim.
- I was very close to them.
- Onlara çok yakındım.
- I know what Tom did to them.
- Tom'un onlara ne yaptığını biliyorum.
- Show it to them.
- Göster onlara.
- I live pretty close to them.
- Onlara oldukça yakın yaşıyorum.
- Have you ever spoken to them?
- Onlarla hiç konuştun mu?
- She introduced herself to them.
- Onlara kendini tanıttı.
- I'm not going to lie to them.
- Onlara yalan söylemeyeceğim.
- He recommended the novel to them.
- Romanı onlara tavsiye etti.
- I don't want to sit next to them.
- Onların yanına oturmak istemiyorum.
- I can't keep lying to them.
- Onlara yalan söylemeyi sürdüremiyorum.
- How close are you to them?
- Onlarla ne kadar samimisiniz?
- I want you to take me to them.
- Beni onlara götürmeni istiyorum.
- Who gave it to them?
- Bunu onlara kim verdi?
- Do you want to talk to them?
- Onlarla konuşmak istiyor musun?
- He apologized to them for taking up their time.
- Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.
- Can you get a message to them?
- Onlara mesaj gönderebilir misin?
- I wrote back to them.
- Onlara cevap yazdım.
- Be nice to them.
- Onlara karşı nazik olalım.
- What could've happened to them?
- Onlara ne olabilirdi?
- Tell me what you did to them.
- Onlara ne yaptığını söyle.
- Don't become attached to them.
- Onlara bağlanmayın.
- This land belongs to them.
- Bu topraklar onlara ait.
- What've you been doing to them?
- Onlara ne yapıyordun?
- I pointed this out to them.
- Bunu onlara belirttim.
- I spoke to them.
- Onlarla konuştum.
- It's hard to say no to them.
- Onlara hayır demek zor.
- What did he say to them?
- Onlara ne söyledi?
- Do we have to be nice to them?
- Onlara karşı nazik olmak zorunda mıyız?
- Let's give it to them.
- Bunu onlara verelim.
- Give it to them.
- Ver şunu onlara.
- I wrote back to them.
- Onlara geri yazdım.
- We'll leave it to them.
- Bunu onlara bırakacağız.
- Please take me to them.
- Lütfen beni onlara götür.
- What's happened to them?
- Onlara ne oldu?
- He supplied food and money to them.
- Onlara yiyecek ve para sağladı.
- Why are you lying to them?
- Neden onlara yalan söylüyorsun?
- I didn't give it to them.
- Bunu onlara vermedim.
- How do I explain that to them?
- Bunu onlara nasıl açıklayabilirim?
- I'll have to mention it to them.
- Bunu onlara söylemek zorunda kalacağım.
- Why did you lie to them?
- Onlara neden yalan söyledin?
- Can I sit next to them?
- Onların yanına oturabilir miyim?
- She is not going to explain it to them.
- O bunu onlara açıklamayacak.
- You don't want to know what happened to them.
- Onlara ne olduğunu bilmek istemiyorsun.
- Throw the ball to them.
- Topu onlara at.
- Are you related to them?
- Onlarla bir akrabalığın var mı?
- Give this copy to them.
- Bu kopyayı onlara ver.
- She is not going to explain it to them.
- Bunu onlara açıklamayacak.
- These shoes belong to them.
- Bu ayakkabı onlara ait.
- The first time you meet people, you should be careful about how near you stand to them.
- İnsanlarla ilk kez tanıştığınızda, onlara ne kadar yakın durduğunuza dikkat etmelisiniz.
- These gloves belong to them.
- Bu eldivenler onlara ait.
- What exactly did you do to them?
- Onlara tam olarak ne yaptın?
- I'll take this to them.
- Bunu onlara götüreceğim.
- I'll write to them again.
- Onlara tekrar yazacağım.
- I regret what happened to them.
- Onlara olanlardan pişmanım.
- This book belongs to them.
- Bu kitap onlara ait.
- Don't talk to them like that.
- Onlarla böyle konuşma.
- That belonged to them.
- Bu onlara aitti.
- I have no reason to lie to them.
- Onlara yalan söylemek için bir nedenim yok.
- Could you give this to them?
- Bunu onlara verebilir misin?
- I'm going to give it to them.
- Onlara vereceğim.
- I don't want to lie to them.
- Onlara yalan söylemek istemiyorum.
- I just sold my car to them.
- Arabamı onlara yeni sattım.
- I apologized to them for that.
- Bunun için onlardan özür diledim.
- Have I ever lied to them?
- Onlara hiç yalan söyledim mi?
- I have to explain this to them.
- Bunu onlara açıklamak zorundayım.
- Pay attention to them.
- Onlara dikkat et.
- I'm not insolent to them.
- Onlara karşı küstah değilim.
- Who gave this to them?
- Bunu onlara kim verdi?
- I'll give it to them.
- Bunu onlara vereceğim.
- Shouldn't we give it to them?
- Onlara vermemiz gerekmez mi?
- Don't talk to them about this.
- Onlarla bu konuda konuşma.
- I've never lied to them.
- Onlara hiç yalan söylemedim.
- I don't belong to them.
- Ben onlara ait değilim.
- Let me say goodbye to them.
- Onlara veda etmeme izin ver.
- Please give this to them.
- Lütfen bunu onlara ver.
- You told me to give it to them.
- Onlara vermemi söyledin.
- I had to lie to them.
- Onlara yalan söylemek zorundaydım.
- I want you to be nice to them.
- Onlara karşı nazik olmanı istiyorum.
- Who said that to them?
- Bunu onlara kim söyledi?
- I have to explain this to them.
- Bunu onlara açıklamalıyım.
- Why don't you show it to them?
- Neden bunu onlara göstermiyorsunuz?
- I couldn't keep lying to them.
- Onlara yalan söylemeye devam edemezdim.
- He has not written to them for a long time.
- Uzun zamandır onlara yazmadı.
- I just spoke to them about that.
- Az önce onlarla bu konuyu konuştum.
- This umbrella belongs to them.
- Bu şemsiye onlara ait.
- Don't compare yourself to them.
- Kendini onlarla karşılaştırma.
- Something's happened to them.
- Onlara bir şey oldu.
- Just give it to them.
- Bunu onlara ver gitsin.
- Don't show this to them.
- Bunu onlara gösterme.
- Be kind to them.
- Onlara karşı nazik ol.
- I'd like to give it to them.
- Onlara vermek istiyorum.
- Don't even talk to them.
- Onlarla konuşma bile.
- What've I ever done to them?
- Ben bugüne dek onlara ne yaptım ki?
- Don't lie to them.
- Onlara yalan söyleme.
- Is that what you did to them?
- Onlara bunu mu yaptın?
- Don't talk to them.
- Onlarla konuşma.
- This statue belongs to them.
- Bu heykel onlara ait.
- I suggested that to them.
- Bunu onlara ben önerdim.
- He apologized to them for taking up their time.
- Zamanlarını aldığı için onlardan özür diledi.
- I forgot to mention it to them.
- Bunu onlara söylemeyi unuttum.
- He hasn't written to them in a long time.
- Uzun zamandır onlara yazmamış.
- Write to them.
- Onlara yaz.
- Tom and Mary know John lied to them.
- Tom ve Mary, John'un onlara yalan söylediğini biliyor.
- Look what happened to them.
- Bak onlara ne oldu.
- You can't do this to them.
- Bunu onlara yapamazsın.
- I'm taking this to them.
- Bunu onlara götüreceğim.
- Don't mention it to them.
- Onlara söyleme.
- I've written to them.
- Onlara yazdım.
- What've I ever done to them?
- Ben onlara ne yaptım?
- This car belongs to them.
- Bu araba onlara ait.
- Show it to them.
- Onlara bunu göster.
- Has something happened to them?
- Onlara bir şey oldu mu?
- A baby boy was born to them.
- Onların bir erkek bebeği oldu.
- How dare you do that to them!
- Bunu onlara yapmaya nasıl cüret edersin!
- How do I explain that to them?
- Bunu onlara nasıl açıklarım?
- Are you related to them?
- Onlarla akraba mısınız?
- I never lied to them.
- Onlara hiç yalan söylemedim.
- Are you going to give this to them?
- Bunu onlara verecek misin?
- We shouldn't do this to them.
- Bunu onlara yapmamalıyız.
- You said give it to them.
- Bunu onlara ver dedin.
- I'll show that to them.
- Bunu onlara göstereceğim.
- Don't become attached to them.
- Onlara bağlı olmayın.
- I just spoke to them about that.
- Şunun hakkında onlarla daha yeni konuştum.
- Remind me to give this to them.
- Bunu onlara vermemi hatırlat.
- Something happened to them.
- Onlara bir şey oldu.
- I've never lied to them.
- Ben onlara hiç yalan söylemedim.
- I lied to them.
- Ben onlara yalan söyledim.
- I'm going to give it to them.
- Bunu onlara vereceğim.
- Do you want to talk to them?
- Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Tom recommended this novel to them.
- Tom onlara bu romanı tavsiye etti.
- It's awkward for me to go to them without an invitation.
- Onlara davetiyesiz gitmek benim için zordur.
- I also teach English to them.
- Ben de onlara İngilizce öğretiyorum.
- Don't talk to them like that.
- Onlarla öyle konuşma.
- I wrote a letter to them.
- Onlara bir mektup yazdım.
- What did you do to them?
- Onlara ne yaptın?
- I didn't say anything to them.
- Onlara hiçbir şey söylemedim.
- I gave my old coat to them.
- Eski paltomu onlara verdim.
- What else did you say to them?
- Onlara başka ne söyledin?
- What's happened to them?
- Onlara ne mi oldu?
- He said he would give a helping hand to them.
- Onlara yardım eli uzatacağını söyledi.
- Don't mention it to them.
- Bunu onlara söyleme.
- I think something happened to them.
- Onlara bir şey olduğunu düşünüyorum.
- I know it means a lot to them.
- Bunun onlar için çok şey ifade ettiğini biliyorum.
- Has anybody spoken to them?
- Onlarla konuşan oldu mu?
- I went to them for advice.
- Onlara tavsiye için gittim.
- I don't like lying to them.
- Onlara yalan söylemeyi sevmiyorum.
- Has something happened to them?
- Onlara bir şey mi oldu?
- My antipathy toward telemarketers is so strong that I am often rude to them.
- Tele-pazarlamacılara karşı antipatim o kadar güçlüdür ki onlara karşı genellikle kaba davranırım.
- I can't do that to them.
- Bunu onlara yapamam.
- I submitted my report to them.
- Raporumu onlara sundum.
- I didn't give anything to them.
- Onlara hiçbir şey vermedim.
- I submitted my report to them.
- Ben onlara raporumu sundum.
- It's up to them now.
- Şimdi onlara kalmış bir şey.
- I just want to talk to them.
- Sadece onlarla konuşmak istiyorum.
- I think something happened to them.
- Sanırım onlara bir şey oldu.
- I saw you give it to them.
- Bunu onlara verdiğini gördüm.
- Did you apologize to them?
- Onlardan özür diledin mi?
- I'm giving it to them.
- Bunu onlara veriyorum.
- That's what I said to them.
- Onlara dediğim bu.
- Can we talk to them?
- Onlarla konuşabilir miyiz?
- I gave it to them.
- Onlara ben verdim.
- We should tell it to them.
- Bunu onlara söylemeliyiz.
- Don't mention this to them.
- Onlara bundan bahsetme.
- Did you suggest that to them?
- Onlara bunu mu önerdim?
- What should I say to them?
- Onlara ne demeliyim?
- I had to lie to them.
- Onlara yalan söylemek zorunda kaldım.
- This cap belongs to them.
- Bu kep onlara ait.
- What would you say to them?
- Onlara ne derdin?
- I haven't spoken to them.
- Onlarla konuşmadım.
- I made a promise to them.
- Onlara bir söz verdim.
- Can we talk to them now?
- Şimdi onlarla konuşabilir miyiz?
- I can't get through to them.
- Onlarla bağlantı sağlayamıyorum.
- If we don't sell it to them, they'll buy it from someone else.
- Onlara biz satmazsak, başkasından alırlar.
- I'll take you to them.
- Seni onlara götüreceğim.
- I spoke French to them.
- Onlarla Fransızca konuştum.
- It isn't up to them.
- Bu onlara bağlı değil.
- What do you want to say to them?
- Onlara ne söylemek istersin?
- I offered it to them.
- Onlara teklif ettim.
- What do you want to say to them?
- Onlara ne söylemek istiyorsun?
- How close are you to them?
- Onlara ne kadar yakınsın?
- What did she say to them?
- Onlara ne dedi?
- I'll get this to them.
- Bunu onlara vereceğim.
- Stay close to them.
- Onlara yakın kalın.
- I owe my life to them.
- Hayatımı onlara borçluyum.
- How could you do that to them?
- Bunu onlara nasıl yaparsın?
- What should I say to them?
- Onlara ne söylemeliyim?
- I can take this to them.
- Bunu onlara götürebilirim.
- I'll send a message to them.
- Onlara bir mesaj göndereceğim.
- I can deliver that to them.
- Bunu onlara iletebilirim.
- I never did anything to them.
- Onlara asla bir şey yapmadım.
- I'd like to give it to them.
- Bunu onlara vermek istiyorum.
- Let me explain it to them.
- Bırak onlara açıklayayım.
- I'll turn it over to them.
- Onlara teslim edeceğim.
- What happened to them is still a mystery.
- Onlara ne olduğu hâlâ bir sır.
- I didn't give anything to them.
- Onlara bir şey vermedim.
- Nothing happened to them.
- Onlara hiçbir şey olmadı.
- Why not just say no to them?
- Neden onlara sadece hayır demiyorsun?
- We can't lie to them.
- Onlara yalan söyleyemeyiz.
- I know what's happened to them.
- Onlara ne olduğunu biliyorum.
- I've explained that to them.
- Bunu onlara açıkladım.
- Don't mention this to them.
- Bundan onlara söz etmeyin.
- I even wrote a letter to them.
- Hatta onlara bir mektup yazdım.
- Don't pay attention to them.
- Onlara aldırma.
- I have no reason to lie to them.
- Onlara yalan söylemek için hiçbir nedenim yok.
- I'm writing to them.
- Onlara yazıyorum.
- I'll get this to them.
- Bunu onlara götüreceğim.
- Has anyone spoken to them?
- Kimse onlarla konuştu mu?
- Tom recommended the novel to them.
- Tom, romanı onlara önerdi.
- Apologize to them.
- Onlardan özür dile.
- Don't pay any attention to them at all.
- Onlara hiç aldırış etme.
- I didn't do anything to them.
- Onlara hiçbir şey yapmadım.
- I'll give that to them.
- Bunu onlara vereceğim.
- I really liked talking to them.
- Onlarla konuşmayı gerçekten sevdim.
- Who gave it to them?
- Onlara kim verdi?
- I can't lie to them.
- Onlara yalan söyleyemem.
- What happened to them in Boston?
- Boston'da onlara ne oldu?
- Don't you want to talk to them?
- Onlarla konuşmak istemiyor musunuz?
- I really want to talk to them.
- Onlarla gerçekten konuşmak istiyorum.
- Why are we lying to them?
- Neden onlara yalan söylüyoruz?
- He stopped talking to them.
- Onlarla konuşmayı bıraktı.
- Does that belong to them?
- Onlara mı ait?
- Give this to them.
- Bunu onlara ver.
- Have you written to them?
- Onlara yazdın mı?
- That's entirely up to them.
- Bu tamamen onlara bağlı.
- I wrote to them.
- Ben onlara yazdım.
- Don't talk to them now.
- Şimdi onlarla konuşma.
- I haven't spoken to them yet.
- Henüz onlarla konuşmadım.
- I didn't say anything to them.
- Onlara bir şey söylemedim.
- Look what happened to them.
- Onlara ne olduğuna bak.
- I intend to give this to them.
- Bunu onlara vermek istiyorum.
- How dare you do that to them!
- Ne cüretle bunu onlara yaparsın?
- I lie to them all time.
- Onlara her zaman yalan söylüyorum.
- This one belongs to them.
- Bu onlara ait.
- Tom recommended the novel to them.
- Tom onlara romanı tavsiye etti.
- I'll have to mention it to them.
- Onlara bahsetmek zorundayım.
- Was that all you said to them?
- Onlara tüm söylediğin bu muydu?
- Don't you want to talk to them?
- Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- I saw you give it to them.
- Onlara verdiğini gördüm.
- I'll turn it over to them.
- Bunu onlara teslim edeceğim.
- What happened to them is still a mystery.
- Onlara ne olduğu hala bir sır.
- Can you get a message to them?
- Onlar için bir mesaj aldın mı?
- Go and apologize to them.
- Git ve onlardan özür dile.
- What have you done to them?
- Onlara ne yaptın?
- I don't belong to them.
- Ben onlardan biri değilim.
- I sent some money to them.
- Onlara biraz para gönderdim.
- These shoes belong to them.
- Bu ayakkabılar onlara ait.
- I had nothing to say to them.
- Onlara söyleyecek bir şeyim yoktu.
- I already spoke to them.
- Onlarla zaten konuştum.
- Take me to them.
- Beni onlara götür.
- I also teach English to them.
- Onlara İngilizce de öğretiyorum.
- How could you do this to them?
- Bunu onlara nasıl yapabildin?
- Can you give this to them?
- Bunu onlara verebilir misiniz?
- I have to say goodnight to them.
- Onlara iyi geceler dilemeliyim.
- What else did you say to them?
- Onlara başka ne söylerdin?
- I didn't do anything to them.
- Onlar için bir şey yapmadım.
- I have nothing to say to them.
- Onlara söyleyecek bir şeyim yok.
- I lied to them.
- Onlara yalan söyledim.
- We sold those to them, didn't we?
- Bunları onlara biz sattık, değil mi?
- Give those cookies to them.
- Şu kurabiyeleri onlara ver.
- I'm not insolent to them.
- Ben onlara karşı küstah değilim.
- I forgot to mention it to them.
- Onlara söylemeyi unuttum.
- Go say goodbye to them before they leave.
- Gitmeden önce onlara veda et.
- Tell us what happened to them.
- Onlara ne olduğunu söyle bize.
- I can deliver that to them.
- Bunu onlara ulaştırabilirim.
- What did she say to them?
- Onlara ne demiş?
- I just want to talk to them.
- Ben sadece onlarla konuşmak istiyorum.
- That's up to them, not me.
- Bu onlara bağlı, bana değil.
- I spoke to them last night.
- Dün gece onlarla konuştum.
- I lie to them all time.
- Ben onlara her zaman yalan söylerim.
- What am I going to say to them?
- Onlara ne söyleyeceğim?
- This land belongs to them.
- Bu arazi onlara ait.
- I haven't spoken to them yet.
- Onlarla henüz konuşmadım.
- I gave it to them yesterday.
- Dün onlara verdim.
- I just spoke to them over there.
- Az önce onlarla konuştum.
- Did you say anything to them?
- Onlara bir şey söyledin mi?
- I'm taking this to them.
- Bunu onlara götürüyorum.
- Give those cookies to them.
- Bu kurabiyeleri onlara ver.
- Have you spoken to them?
- Onlarla konuştun mu?
- I could never do that to them.
- Bunu onlara asla yapamam.
- I'm going to take you to them.
- Seni onlara götüreceğim.
- I couldn't keep lying to them.
- Onlara yalan söylemeyi sürdüremedim.
- I'm trying to get to them.
- Onlara ulaşmaya çalışıyorum.
- You don't want to know what happened to them.
- Onlara ne olduğunu bilmek istemiyorsunuz.
- What did you just say to them?
- Az önce onlara ne söyledin?
- Who wrote to them?
- Kim onlara yazdı?
- I dare not even think what happened to them.
- Onlara ne olduğunu düşünmeye bile cesaret edemem.
- I sent a message to them.
- Onlara bir mesaj gönderdim.
- I suggested that to them.
- Onlara bunu önerdim.
- Did you give it to them?
- Onlara verdin mi?
- I regret what happened to them.
- Onlara olanlar için pişmanım.
- What'll you do to them?
- Onlara ne yapacaksınız?
- I never lied to them.
- Ben onlara hiç yalan söylemedim.
- I'll write to them.
- Onlara yazacağım.
- I'll introduce you to them.
- Seni onlara tanıtacağım.
- Why did you lie to them?
- Neden onlara yalan söyledin?
- I can't keep lying to them.
- Onlara yalan söylemeye devam edemem.
- We gave it to them.
- Bunu onlara verdik.
- I'll introduce you to them.
- Seni onlara tanıştıracağım.
- Please give this to them.
- Lütfen bunu onlara verin.
- I wanted to say hello to them.
- Onlara merhaba demek istedim.
- She extended a warm welcome to them.
- Onlara sıcak bir karşılama yaptı.
- I gave my old coat to them.
- Eski ceketimi onlara verdim.
- I already spoke to them.
- Ben zaten onlarla konuştum.
- We sold those to them, didn't we?
- Bunları onlara sattık, değil mi?
- Be nice to them.
- Onlara karşı nazik ol.
- That used to belong to them.
- Bu eskiden onlara aitti.
- Hang on to them.
- Onlara tutun.
- I'll be good to them.
- Onlara karşı iyi olacağım.
- I know what you did to them.
- Onlara ne yaptığını biliyorum.
- I know what happened to them.
- Onlara ne olduğunu biliyorum.
- I gave some money to them.
- Onlara biraz para verdim.
- Did you do something to them?
- Onlara bir şey mi yaptın?
- I know you want to talk to them.
- Onlarla konuşmak istediğini biliyorum.
- I mentioned it to them.
- Onlara bahsettim.
- What've you done to them?
- Onlara ne yaptın?
- What did you just say to them?
- Az önce onlara ne dedin?
- Why don't you give it to them?
- Neden onlara vermiyorsun?
- I spoke to them this morning.
- Bu sabah onlarla konuştum.
- You don't want to know what happened to them.
- Onlara ne olduğunu bilmek istemezsiniz.
- That's what I said to them.
- Onlara söylediğim buydu.
- You said give it to them.
- Onlara vermemi söyledin.
- I have to apologize to them.
- Onlardan özür dilemeliyim.
- I must report this to them.
- Bunu onlara bildirmeliyim.
- You can't just lie to them.
- Onlara yalan söyleyemezsin.
- I would give it to them.
- Bunu onlara verecektim.
- Have you ever spoken to them?
- Hiç onlarla konuştun mu?
- This used to belong to them.
- Bu eskiden onlara aitti.
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancıdır.
- I dare not even think what happened to them.
- Onlara ne olduğunu düşünmeye bile cesaret edemiyorum.
- I don't want to be rude to them.
- Onlara karşı kaba olmak istemiyorum.
- Say hello to them for me.
- Onlara benden selam söyle.
- I just couldn't say no to them.
- Onlara hayır diyemedim işte.
- I don't like lying to them.
- Onlara yalan söylemekten hoşlanmıyorum.
- I spoke to them this morning.
- Onlarla bu sabah konuştum.
- You shouldn't lie to them.
- Onlara yalan söylememelisin.
- You can't just lie to them like that.
- Onlara bu şekilde yalan söyleyemezsin.
- Let's offer it to them.
- Hadi onlara teklif edelim.
- I'm just here to say hi to them.
- Ben onlara bir merhaba demek için buradayım.
- The first time you meet people, you should be careful about how near you stand to them.
- İnsanlarla ilk kez tanıştığında, onlara ne kadar yakın durduğuna dikkat etmelisin.
- I didn't give it to them.
- Onlara vermedim.
- What'll you do to them?
- Onlara ne yapacaksın?
- I intend to give this to them.
- Bunu onlara vermeye niyetliyim.
- I wanted to say hello to them.
- Onlara selam vermek istedim.
- Will you give this to them?
- Bunu onlara verir misin?
- I'll be good to them.
- Onlara iyi davranacağım.
- What did I ever do to them?
- Ben onlara ne yaptım ki?
- Has anybody spoken to them?
- Kimse onlarla konuştu mu?
- I never did anything to them.
- Onlara hiçbir şey yapmadım.
- I would give it to them.
- Ben olsam onlara verirdim.
- Don't compare yourself to them.
- Kendini onlarla kıyaslama.
- What happened to them?
- Onlara ne oldu?
- I know it means a lot to them.
- Onlar için çok şey ifade ettiğini biliyorum.
- Did you give it to them?
- Bunu onlara verdin mi?
- I'm giving it to them.
- Onlara veriyorum.
- Can you give this to them?
- Bunu onlara verebilir misin?
- I can take you to them.
- Seni onlara götürebilirim.
- Did you try to talk to them?
- Onlarla konuşmayı denedin mi?
- I wrote to them.
- Onlara yazdım.
- Let's go say hi to them.
- Onlara selam vermeye gidelim.
- What really happened to them?
- Onlara gerçekten ne oldu?
- Tom and Mary know John lied to them.
- Tom ve Mary, John'un onlara yalan söylediğini biliyorlar.
- I don't sing to them.
- Onlar için şarkı söylemem.
- I'll give it to them.
- Onlara vereceğim.
- I didn't lie to them.
- Onlara yalan söylemedim.
- What did you say to them?
- Onlara ne söyledin?
- How could you do this to them?
- Bunu onlara nasıl yaparsın?
- I have to say goodnight to them.
- Onlara iyi geceler demek zorundayım.
- Please introduce me to them.
- Lütfen beni onlara tanıtın.
- He was very kind to them.
- Onlara karşı çok nazikti.
- I am grateful to them.
- Onlara minnettarım.
- Have you said anything to them?
- Onlara bir şey söyledin mi?
- I can't give it to them.
- Bunu onlara veremem.
- I mentioned it to them.
- Bunu onlara söyledim.
- I really want to talk to them.
- Gerçekten onlarla konuşmak istiyorum.
- Can we talk to them now?
- Onlarla şimdi konuşabilir miyiz?
- I can't lie to them again.
- Onlara tekrar yalan söyleyemem.
- I don't sing to them.
- Onlara şarkı söylemiyorum.
- I've become used to them.
- Onlara alıştım.
- Can you give that to them?
- Bunu onlara verebilir misin?
- Stay close to them.
- Onlara yakın dur.
- I'll mention it to them.
- Bunu onlara söyleyeceğim.
- That house belongs to them.
- O ev onlara ait.
- This used to belong to them.
- Bu onlara aitti.
- Something bad happened to them.
- Onlara kötü bir şey oldu.
- Why are you doing this to them?
- Bunu onlara neden yapıyorsun?
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancı.
- I just wanted to speak to them.
- Sadece onlarla konuşmak istedim.
- I'd better report this to them.
- Bunu onlara bildirsem iyi olur.
- Something has happened to them.
- Onlara bir şey oldu.
- I faxed a map to them.
- Onlara bir harita faksladım.
- Did you do something to them?
- Onlara bir şey yaptın mı?
- I'll mention it to them.
- Onlara bahsedeceğim.
- Why did you say that to them?
- Bunu onlara neden söyledin?
- I'll give these to them.
- Bunları onlara vereceğim.
- It's up to them now.
- Artık onlara kalmış.
- Tom recommended this novel to them.
- Tom bu romanı onlara tavsiye etti.
- It's awkward for me to go to them without an invitation.
- Davetiye olmadan onlara gitmek benim için garip.
- Let's go say hi to them.
- Gidip onlara merhaba diyelim.
- People were screaming inside the blazing ship, and there was no way we could get to them to rescue them.
- Yanan geminin içinde insanlar çığlık atıyordu ve onları kurtarmak için onlara ulaşmamızın hiçbir yolu yoktu.
- If we don't sell it to them, they'll buy it from someone else.
- Eğer bunu onlara satmazsak, onlar bunu başka birinden alacaklar.
- This cap belongs to them.
- Bu şapka onlara ait.
- Don't ever say that to them.
- Bunu onlara asla söyleme.
- Don't even talk to them.
- Sakın onlarla konuşma.
- She introduced herself to them.
- O, kendini onlara tanıttı.
- You can't do that to them.
- Bunu onlara yapamazsın.
- Who wrote to them?
- Onlara kim yazdı?
- Did you suggest that to them?
- Bunu onlara önerdin mi?
Show More (482)
|
