Tureng - university - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	university	üniversite	n.
	Every time there is a student demonstration, the government closes the university. Ne zaman bir öğrenci gösterisi olsa, hükümet üniversiteyi kapatıyor. However, US intellectual 'fast food' chains are already buying a university in Madrid. Bununla birlikte, ABD'li entelektüel 'fast food' zincirleri Madrid'de bir üniversite satın almaya başladı bile. Every time there is a student demonstration the government closes the university. Ne zaman bir öğrenci gösterisi olsa hükümet üniversiteyi kapatıyor. I suggest we call it the Fatuzzo University. Buna Fatuzzo Üniversitesi adını vermeyi öneriyorum. This building could become a European university. Bu bina bir Avrupa üniversitesi olabilir. Another point, the validity of which passes me by, is the setting up of a separate European cultural university. Geçerliliği beni yanıltan bir başka nokta da ayrı bir Avrupa kültür üniversitesinin kurulmasıdır. I spoke in debates at university when I was a student. Öğrenciyken üniversitede tartışmalarda konuştum. It will take a great deal of money to establish the university. Üniversitenin kurulması için büyük miktarda para gerekecektir. The wall cuts through the University of Aboudis, near Jerusalem. Duvar Kudüs yakınlarındaki Aboudis Üniversitesi'ni kesmektedir. The European Union must be able to provide high-quality training, whatever the university or the host country. Avrupa Birliği, üniversite veya ev sahibi ülke fark etmeksizin yüksek kalitede eğitim sağlayabilmelidir. The same goes for the added value that could be achieved through university networking. Aynı şey üniversite ağları yoluyla elde edilebilecek katma değer için de geçerlidir. One was conducted under the leadership of Professor van Ark of Groningen University. Bunlardan biri Groningen Üniversitesi'nden Profesör van Ark'ın liderliğinde yürütülmüştür. What is the status of UK university degrees awarded under such agreements? Bu tür anlaşmalar kapsamında verilen Birleşik Krallık üniversite diplomalarının durumu nedir? The reference here to the University of Padua is not correct. Burada Padua Üniversitesi'ne yapılan atıf doğru değildir. The previous day, a university professor, Marco Biagi, was assassinated in my city by the Red Brigades. Bir önceki gün, bir üniversite profesörü olan Marco Biagi, şehrimde Kızıl Tugaylar tarafından öldürüldü. I suggest we call it the Fatuzzo University. Ben buna Fatuzzo Üniversitesi adını vermeyi öneriyorum. These days a festival is quite good for a university's marketing and image. Günümüzde festivaller üniversitelerin tanıtım ve imajına oldukça fayda sağlıyor. Our University signed a cooperative protocol to join the "Researcher Training Program for the Defense Industry". Üniversitemiz imzaladığı iş birliği protokolü ile "Savunma Sanayiine Araştırmacı Yetiştirme Programı"na dahil oldu. These days a festival is quite good for a university's marketing and image. Bugünlerde bir festival, bir üniversitenin pazarlaması ve imajı için oldukça iyi. Therefore, each university won the first, second and third prize. Dolayısıyla, her üniversite birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülü aldı. Therefore, each university won the first, second and third prize. Dolayısıyla her üniversite birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülü kazandı. Our University signed a cooperative protocol to join the "Researcher Training Program for the Defense Industry". Üniversitemiz "Savunma Sanayii için Araştırmacı Yetiştirme Programı "na katılmak üzere bir işbirliği protokolü imzaladı. Therefore, each university won the first, second and third prize. Böylece her üniversite birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülünü kazandı. These days a festival is quite good for a university's marketing and image. Günümüzde festival bir üniversitenin pazarlaması ve imajı açısından oldukça iyi bir şey. He was granted admission to the university. Üniversiteye kabul aldı. Jolanta is a very beautiful teenager girl from Bronisław's university. Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden çok güzel bir genç kız. Only 40 percent of students go on to university. Öğrencilerin sadece yüzde 40'ı üniversiteye gidiyor. He studied at a foreign university. Yabancı bir üniversitede okudu. I am commuting to university. Üniversiteye gidiyorum. I wish I could afford to send my daughter to an Ivy League university. Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderebilecek param olsaydı. Tom is a student at the university. Tom üniversitede öğrenci. No less than 40 percent of students go on to university. Öğrencilerin en az yüzde 40'ı üniversiteye gidiyor. I go to Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'ne gidiyorum. I work for a university. Bir üniversite için çalışıyorum. This was why he entered the university. Onun üniversiteye girme nedeni buydu. Tom Jackson founded this university thirty years ago. Tom Jackson bu üniversiteyi otuz yıl önce kurdu. I study at the University of Hyogo. Ben Hyogo Üniversitesi'nde okuyorum. In the center of the university campus stands the statue of the founder. Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor. He works in the university. O, üniversitede çalışıyor. Tom and Mary both graduated from the same university. Tom ve Mary her ikisi de aynı üniversiteden mezun oldu. University fees in Britain are about £9,000 per year. İngiltere'de üniversite ücretleri yılda yaklaşık 9,000 sterlin. In front of the university, there are some bookstores. Üniversitenin önünde birkaç kitapçı var. He studied electromechanics and Buddhism at the local university. Yerel üniversitede elektromekanik ve Budizm okudu. Tom is a student at the university where I used to teach. Tom eskiden ders verdiğim üniversitede öğrenci. He is studying law at the university. Üniversitede hukuk okuyor. My daughter graduated from the university today. Bugün kızım üniversiteden mezun oldu. When was the university founded? Üniversite ne zaman kuruldu? How many teachers does this university employ? Bu üniversite kaç öğretmen çalıştırıyor? I study at the University of Hyogo. Hyogo Üniversitesi'nde okuyorum. They have a very good curriculum at that university. O üniversitede çok iyi bir müfredat var. He is studying at Kyoto University. Kyoto Üniversitesi'nde okuyor. There are ten thousand students in this university. Bu üniversitede on bin öğrenci var. There are ten thousand students in this university. Bu üniversitede on bin tane öğrenci var. It was not until I entered this university that I got acquainted with her. Bu üniversiteye girinceye kadar onunla tanışmadım. I study at a university. Bir üniversitede okuyorum. The president of the university is likely to resign. Üniversite rektörü muhtemelen istifa edecek. Franklin's ideas formed the basis of the University of Pennsylvania. Franklin'in fikirleri Pennsylvania Üniversitesinin temelini oluşturmuştur. Specifically, I'm a university lecturer. Ben tam olarak bir üniversite hocasıyım. Before she retired, she worked as a secretary to a director of a research school at a university. O, emekli olmadan önce, bir üniversitede bir araştırma okulu müdürünün sekreteri olarak çalıştı. She teaches at the university. Üniversitede hocalık yapıyor. She is the only trustee of the university who never attended it as a student. Üniversitede öğrenci olarak bulunmayan tek mütevelli o. My university has a dormitory. Benim üniversitemin bir yurdu vardır. He was a former university professor and researcher. Eski bir üniversite profesörü ve araştırmacıydı. Our university is in the suburbs of Tokyo. Üniversitemiz Tokyo'nun banliyölerinde. Dan met a group of biology researchers at Princeton University. Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi. How many professors are there in Turku University? Turku Üniversitesinde kaç tane profesör var? He asked me whether he should go on to university. Bana üniversiteye gidebilmesi durumunu sordu. I am studying electrical engineering at the University of Plymouth. Plymouth Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okuyorum. She graduated from Kobe University. Kobe üniversitesinden mezun oldu. Tom is a university professor. Tom bir üniversite profesörüdür. It was at this university that he studied history. Bu üniversitede tarih okudu. I graduated from university last year. Üniversiteden geçen yıl mezun oldum. I'm a forty-year-old student at Hyogo University. Ben Hyogo Üniversitesi'nde kırk yaşındaki bir öğrenciyim. Is the university's library open now? Üniversitenin kütüphanesi şu an açık mı? They have a very good curriculum at that university. O üniversitenin çok iyi bir müfredatı var. My university has a dorm. Üniversitemin bir yatakhanesi var. The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university. Bunu icat eden profesörün üniversiteden makul bir ücret alma hakkı var. She is a student at the university. O, üniversitede bir öğrenci. Sami logged into the university network. Sami üniversite ağına girdi. He is a professor of economics at Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'nde ekonomi profesörüdür. As soon as he graduated from Keio University, he took over his family's business. O, Keio Üniversitesi'nden mezun olur olmaz ailesinin işini devraldı. She is a student at the university. O üniversite öğrencisi. I'm studying at the University of Hyogo. Hyogo Üniversitesi'nde okuyorum. He goes to university. O, üniversiteye gider. They study aerospace engineering at the university. Üniversitede havacılık ve uzay mühendisliği okuyorlar. The life in the university is significant. Üniversitedeki hayat çok önemli. After he had graduated from the university, he taught English for two years. Üniversiteden mezun olduktan sonra iki yıl İngilizce öğretmenliği yaptı. You use a pen in a university. Üniversitede kalem kullanırsın. This university was founded in 1843. Bu üniversite 1843 yılında kuruldu. The college is affiliated with the university. Kolej, üniversiteye bağlı. People are forever going in and out of university towns. İnsanlar sürekli üniversite kasabalarına girip çıkıyor. I was going to try to get into Tokyo University, but I've changed my mind. Tokyo Üniversitesine girmeye çalışıyordum ama düşüncemi değiştirdim. Many university faculty dislike the university president. Birçok üniversite öğretim üyesi rektörden hoşlanmıyor. His dream is to go to a university abroad. Hayali yurt dışında üniversite okumak. I'm still at the university. Hâlâ üniversitedeyim. Apparently, Tom is going to a university in Boston. Görünüşe göre, Tom Boston'da bir üniversiteye gidiyor. He entered the university after failing the examination twice. Sınavda iki kez başarısız olduktan sonra üniversiteye girdi. Emily is studying German linguistics at her university. Emily üniversitesinde Alman dil bilimi okuyor. Entering a university is not the purpose of my life. Üniversiteye girmek hayatımın amacı değil. When were you admitted to the university? Üniversiteye ne zaman kabul edildiniz? I'm studying at the University of Hyogo. Ben Hyogo Üniversitesi'nde eğitim alıyorum. Tom and Mary both graduated from the same university. Hem Tom hem de Mary aynı üniversiteden mezun oldular. I understand now why he didn't go to a university. Neden üniversiteye gitmediğini şimdi anlıyorum. He chose the Department of Hungaristics at the university. O, üniversitede Hungaristik Bölümünü seçti. Which university do you want to get into? Hangi üniversiteye girmek istiyorsun? Tom and Mary both graduated from the same university. Tom ve Mary aynı üniversiteden mezun olmuşlar. I'm almost certain that Tom will get into the university of his choice. Tom'un kendi seçtiği üniversiteye gideceğinden neredeyse eminim. The university graduated 500 students last year. Üniversite geçen yıl 500 öğrenci mezun etti. His parents said that he should go to the university. Ailesi üniversiteye gitmesi gerektiğini söyledi. I work for a university. Ben bir üniversite için çalışıyorum. What is important is not which university you've graduated from but what you've learned in the university. Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğunuz değil, üniversitede ne öğrendiğinizdir. He studied electromechanics and Buddhism at the local university. Yerel üniversitede Budizm ve elektromekanik okudu. Our university chartered a plane for the football team and the marching band. Üniversitemiz futbol ve bando takımları için bir uçak kiraladı. I wish he had gone on to university. Keşke üniversiteye devam etseydi. He made up his mind to study medicine at university. O, üniversitede tıp okumak için kararını verdi. The university is located a few blocks from the edge of the ghetto. Üniversite gettonun kenarından birkaç blok ötede bulunuyor. She is in her second year at university. O üniversitede ikinci yılında. I haven't decided whether to study at university or to get a job. Üniversitede mi okuyacağıma yoksa bir işe mi gireceğime henüz karar vermedim. In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons. Bu sayede üniversite öğrencileri ufuklarını genişletme fırsatı buluyor. What's important isn't which university you've graduated from, but what you learned while you were there. Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğunuz değil, oradayken ne öğrendiğinizdir. More than 40 percent of the students go on to university. Öğrencilerin yüzde 40'ından fazlası üniversiteye gidiyor. Cambridge is the most famous university in the world. Cambridge dünyanın en ünlü üniversitesidir. I am a student at Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'nde öğrenciyim. Sami studied a bit of Islam at university. Sami üniversitede biraz İslam eğitimi aldı. His parents told him to get into a university. Ebeveynleri ona bir üniversiteye girmesini söyledi. The university was founded by his father twenty years ago. Üniversite yirmi yıl önce onun babası tarafından kuruldu. I study at a university in Boston. Boston'da bir üniversitede okuyorum. We majored in literature at the university. Biz üniversitede edebiyat okuduk. He graduated from Tokyo University. O, Tokyo Üniversitesi'nden mezun oldu. What did you specialize in at university? Üniversitede hangi alanda uzmanlaştınız? She was admitted to Waseda University. Waseda Üniversitesi'ne kabul edildi. I learned German for three years in school and two years in university. Üç yıl boyunca okulda ve iki yıl boyunca üniversitede Almanca öğrendim. The university where I teach has a beautiful campus. Benim öğretmenlik yaptığım üniversitenin güzel bir kampüsü var. Our university has a beautiful campus. Üniversitemizin güzel bir kampüsü var. When I was at university, I liked to study Latin. Ben üniversitedeyken Latince çalışmayı severdim. I am not sure yet if I will go to a university or get a job. Henüz üniversiteye mi gideceğim yoksa bir işe mi gireceğim emin değilim. I have two children away at university. Uzakta üniversitede okuyan iki çocuğum var. He is studying history at the university. O, üniversitede tarih eğitimi alıyor. Tom and Mary both graduated from the same university. Tom ve Mary aynı üniversiteden mezun oldular. In the center of the university campus stands the statue of the founder. Üniversite kampüsünün ortasında kurucunun heykeli duruyor. Harvard is a good university. Harvard iyi bir üniversite. I study music at a university in Boston. Boston'da bir üniversitede müzik okuyorum. Tom is a student at the university. Tom üniversitede bir öğrencidir. Where's your university? Üniversiteniz nerede? The university declined to answer. Üniversite cevap vermeyi reddetti. My sister is twenty-one and she studies at the university. Kız kardeşim 21 yaşında ve üniversitede okuyor. He chose the Department of Hungaristics at the university. Üniversitede Hungaristik bölümünü seçti. He entered the university after failing the examination twice. O, sınavda iki kez başarısız olduktan sonra üniversiteye girdi. He was a former university professor and researcher. O eski bir üniversite profesörü ve araştırmacısıydı. Tom graduated from a very elite university. Tom çok seçkin bir üniversiteden mezun oldu. The university disciplined Mark Zuckerberg for hacking its database. Üniversite, Mark Zuckerberg'i veri tabanını hacklediği için disipline verdi. His parents said that he should go to the university. Onun ebeveynleri onun üniversiteye gitmesi gerektiğini söyledi. He went to the University of Kansas. O, Kansas Üniversitesi'ne gitti. He studies economics at university. Üniversitede ekonomi okuyor. The university's endowment has decreased steadily over the last ten years. Üniversitenin bağışları son on yılda sürekli azaldı. Sami was falsifying his university records. Sami üniversite kayıtlarında sahtecilik yapıyordu. He is studying law at the university. O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor. When was this university founded? Bu üniversite ne zaman kuruldu? This university was founded by Tom Jackson thirty years ago. Bu üniversite otuz yıl önce Tom Jackson tarafından kuruldu. Frank majored in sociology at university. Frank, Üniversitede Sosyoloji eğitimi aldı. Ever since I learned about the existence of the university, I wanted to go there. Üniversitenin varlığını öğrendiğimden beri oraya gitmek istiyordum. Dan arrived at Princeton University in 1976. Dan 1976'da Princeton Üniversitesi'ne geldi. She graduated from Kobe University. Kobe Üniversitesi'nden mezun oldu. I study at a university in Boston. Boston'daki bir üniversitede okuyorum. I'm studying economics at university. Üniversitede ekonomi okuyorum. My university friend is against terror. Üniversite arkadaşım teröre karşı. At present I am working for a median university. Şu anda median üniversitesi için çalışıyorum. He majored in literature at the university. Üniversitede edebiyat okudu. He went to the University of Kansas. Kansas Üniversitesi'ne gitmişti. I'm still at the university. Ben hâlâ üniversitedeyim. Starting from tomorrow, Safwan will be a student at Malaya University. Yarından başlayarak Safwan Malaya Üniversitesinde bir öğrenci olacak. I went to the university only to see my former French teacher again. Ben sadece eski Fransızca öğretmenimi görmek için üniversiteye gittim. I'm almost certain that Tom will get into the university that he wants. Tom'un istediği üniversiteye gireceğinden neredeyse eminim. I learned German for three years in school and two years in university. Üç yıl okulda, iki yıl da üniversitede Almanca öğrendim. This university is famous. Bu üniversite ünlüdür. Tom's dad is a university professor. Tom'un babası üniversite hocası. I am studying English Literature at the University of Illinois. Illinois Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı okuyorum. Is the university's library open now? Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı? He depends on his parents for his university fees. O, üniversite ücretleri için ebeveynlerinin eline bakıyor. This university was founded by Tom Jackson. Bu üniversite Tom Jackson tarafından kuruldu. Tatoeba is not a school; it's a university! Tatoeba bir okul değil, bir üniversitedir! He studied a scientific subject at university. O, üniversitede bilimsel bir araştırma yaptı. She studies philosophy at the country's most prestigious university. O ülkenin en prestijli üniversitesinde felsefe okuyor. I belong to a tennis club in my university. Üniversitemde bir tenis kulübüne üyeyim. You go to school in order to study at university afterwards. Daha sonra üniversitede okumak için okula gidiyorsunuz. He works in the university. Üniversitede çalışıyor. Tom went to a university in Boston. Tom Boston'da bir üniversiteye gitti. Tufts is the most dangerous university in the world. Tufts, dünyanın en tehlikeli üniversitesidir. After he had graduated from the university, he taught English for two years. O, üniversiteden mezun olduktan sonra, iki yıl boyunca İngilizce öğretti. My sister goes to a university. Kız kardeşim bir üniversiteye gidiyor. Tom is a university professor. Tom bir üniversite profesörü. You use a pen in a university. Üniversitede bir kalem kullanıyorsun. Which university do you think Ted will go to? Sence Ted hangi üniversiteye gidecek? I've already visited his university. Daha önce onun üniversitesini ziyaret ettim. Tom's dream is to go to a university in England. Tom'un hayali İngiltere'de bir üniversiteye gitmek. He is at university. Şu anda üniversitede. In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons. Bu sayede üniversite öğrencileri kültürel ufuklarını genişletme fırsatı buluyor. How many teachers does this university employ? Bu üniversite kaç öğretmen istihdam ediyor? I want to study Japan's history at university. Üniversitede Japon tarihi okumak istiyorum. Tom majored in literature at the university. Tom üniversitede edebiyat okudu. My university has dormitories. Üniversitemde yurtlar var. Our university has excellent sports facilities. Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir. He is proud of having graduated from Tokyo University. Tokyo Üniversitesi'nden mezun olmaktan gurur duyuyor. There is a cafeteria in the university. Üniversitede bir kafeterya var. The university was founded by his father twenty years ago. Üniversite yirmi yıl önce babası tarafından kuruldu. Our university usually starts on April 1st. Bizim üniversite genellikle Nisanın 1'inde başlar. More than 40 percent of the students go on to university. Öğrencilerin %40'ından daha fazlası üniversiteye gidiyor. Our university graduates 1,000 students every year. Üniversitemiz her yıl 1,000 öğrenci mezun ediyor. Tomorrow night, they will all go to Beijing University to attend class. Yarın akşam hepsi Pekin Üniversitesi'ne derse gidecek. My sister goes to a university. Kız kardeşim bir üniversiteye gitmektedir. She majored in literature at the university. Üniversitede edebiyat okudu. Which university do you think Ted will go to? Ted'in hangi üniversiteye gideceğini düşünüyorsun? That university was my first choice. O üniversite benim ilk tercihimdi. All the students of the university have access to the university library. Üniversitenin tüm öğrencileri üniversite kütüphanesine erişim hakkına sahiptir. Apparently, Tom is going to a university in Boston. Görünüşe göre, Tom Boston'daki bir üniversiteye gidiyor. The university was alive with a festival. Üniversite bir festivalle canlandı. She is in her second year at university. Üniversitede ikinci yılında. Every day I come to university by bus. Her gün otobüsle üniversiteye geliyorum. He is at university. O üniversitede. My university is different. Benim üniversitem farklı. In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons. Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var. Tom and Mary both studied French at the same university in Boston. Tom ve Mary Boston'da aynı üniversitede Fransızca okudular. I graduated from Kyoto University. Kyoto Üniversitesi'nden mezun oldum. Tom and his sister are both students at this university. Hem Tom hem de kız kardeşi bu üniversitede öğrenciler. She was accepted into Boston University. Boston Üniversitesi'ne kabul edilmiş. Every day I come to university by bus. Her gün üniversiteye otobüsle geliyorum. She was admitted to Waseda University. Waseda Üniversitesine kabul edildi. I yearn for the university. Üniversiteyi özlüyorum. They went to Spain to study in the university. Üniversite okumak için İspanya'ya gittiler. My travel fees to Japan are paid for by the university. Japonya'ya seyahat ücretlerim üniversite tarafından ödendi. He entered Tokyo University this spring. Bu bahar Tokyo Üniversitesi'ne girdi. My sister is twenty-one and she studies at the university. Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve üniversitede okuyor. Franklin's ideas formed the basis of the University of Pennsylvania. Franklin'in fikirleri Pennsylvania Üniversitesi'nin temelini oluşturdu. Tufts University is a very famous school in Boston. Tufts Üniversitesi Boston'da çok ünlü bir okuldur. Sami logged into the university network. Sami üniversite ağına giriş yaptı. Our university usually starts on April 1st. Üniversitemiz genellikle 1 Nisan'da başlar. Frank majored in sociology at university. Frank, üniversitede sosyoloji okudu. I'm a university professor. Ben bir üniversite profesörüyüm. The teacher was quite candid about my chances of entering Tokyo University. Öğretmen, Tokyo Üniversitesi'ne girme şansım hakkında oldukça samimiydi. I am not sure yet if I will go to a university or get a job. Üniversiteye mi gideceğimden ya da bir işe mi gireceğimden henüz emin değilim. He studied a scientific subject at university. Üniversitede bilimsel bir konu okudu. He is studying at this university. Bu üniversitede okuyor. Isn't he the graduate student of the University of Rome? O, Roma Üniversitesinin yüksek lisans öğrencisi değil mi? He's a professor at the National University. Ulusal Üniversite'de profesör. What is the role of the University in the modern society? Üniversitenin modern toplumdaki rolü nedir? I'm almost certain that Tom will get into the university of his choice. Tom'un istediği üniversiteye gireceğinden neredeyse eminim. I majored in literature at the university. Üniversitede edebiyat okudum. He awaits his examination results so he can choose an appropriate course at University. Üniversitede uygun bir bölüm seçebilmek için sınav sonuçlarını bekliyor. After he had graduated from the university, he taught English for two years. Üniversiteden mezun olduktan sonra iki yıl İngilizce öğretti. His dream is to go to a university abroad. Hayali yurtdışında bir üniversiteye gitmek. Harvard is a wonderful university. Harvard harika bir üniversite. The prison was my university. Hapishane benim üniversitemdi. I joined the robotics club of the university. Üniversitenin robot kulübüne katıldım. After the university, she was free to choose her destiny. Üniversiteden sonra, kaderini seçmekte özgürdü. My daughter graduated from the university today. Kızım bugün üniversiteden mezun oldu. This is a famous university. Bu ünlü bir üniversitedir. The university bears the name of its founder. Üniversite kurucusunun adını taşımaktadır. How many students are there in your university? Üniversitenizde kaç tane öğrenci var? If the university doesn't have enough students, the administration will cancel the class. Eğer üniversitede yeterli sayıda öğrenci yoksa, yönetim dersi iptal edecektir. I joined the robotics club of the university. Üniversitenin robotik kulübüne katıldım. It was at this university that he studied history. Bu üniversitede tarih okumuştu. My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university. Dayım geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu ama yine de üniversitede bir pozisyonda tutunmayı başardı. Tufts University is a very famous school in Boston. Tufts Üniversitesi Boston'da çok ünlü bir okul. Every student who has graduated from our university has studied English with a native speaker for at least two years. Üniversitemizden mezun olan her öğrenci anadili İngilizce olan biriyle en az iki yıl İngilizce çalıştı. The university bears the name of its founder. Üniversite, kurucusunun adını taşıyor. A university job would give you a lot more free time. Üniversitede bir iş size çok daha fazla boş zaman sağlayacaktır. I understand now why he didn't go to a university. Onun niçin üniversiteye gitmediğini şimdi anlıyorum. He has been devoted to the study of atomic energy ever since he graduated from the university. Üniversiteden mezun olduğundan beri kendini atom enerjisi çalışmalarına adamıştır. They majored in literature at the university. Onlar üniversitede edebiyat okudular. My university has a dormitory. Üniversitemde bir yurt var. I like that university, but it's too near my home. O üniversiteyi seviyorum ama o evime çok yakın. Our university graduates 1,000 students every year. Üniversitemiz her yıl 1000 öğrenci mezun ediyor. Does Meiji University have a medical school? Meiji Üniversitesi'nde tıp fakültesi var mı? I went to the university only to see my former French teacher again. Üniversiteye sadece eski Fransızca öğretmenimi tekrar görmek için gittim. The life in the university is significant. Üniversite yaşamı önemlidir. The teacher was quite candid about my chances of entering Tokyo University. Öğretmenim Tokyo Üniversitesi'ne girme şansım konusunda oldukça samimiydi. Before she retired, she worked as a secretary to a director of a research school at a university. Emekli olmadan önce, bir üniversitede araştırma okulu müdürünün sekreteri olarak çalışıyordu. It was not until I entered this university that I got acquainted with her. Bu üniversiteye girene kadar onunla tanışmamıştım. Dan met a group of biology researchers at Princeton University. Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısıyla tanıştı. He is studying history at the university. Üniversitede tarih okuyor. I completed the university course comfortably. Üniversite kursunu rahatça tamamladım. The university conferred its highest degree on him. Üniversite ona en yüksek dereceyi bahşetti. I'm almost certain that Tom will get into the university that he wants. Tom'un istediği üniversiteye gideceğinden neredeyse eminim. What did you specialize in at university? Üniversitede hangi dalda uzmanlaştın? Some students in this university don't even know how to talk to teachers. Bu üniversitedeki bazı öğrenciler, öğretmenlerle nasıl konuşacaklarını bile bilmiyorlar. Tom quit attending university classes. Tom üniversite derslerine girmeyi bıraktı. My university friend is against terror. Üniversite arkadaşım terör karşıtı. I joined the university robotics club. Üniversitenin robot kulübüne katıldım. He is a doctor and a university professor. O bir doktor ve üniversite profesörü. He depends on his parents for his university fees. Üniversite masrafları için ailesine bağımlı. The university where I teach has a beautiful campus. Ders verdiğim üniversitenin çok güzel bir kampüsü var. Where's your university? Üniversiten nerede? Harvard is a good university. Harvard iyi bir üniversitedir. My uncle studies English at the university. Amcam üniversitede İngilizce okuyor. Which university are you studying at? Hangi üniversitede okuyorsun? Which university do you want to go to? Hangi üniversiteye gitmek istiyorsun? Harvard is a wonderful university. Harvard harika bir üniversitedir. In front of the university, there are some bookstores. Üniversitenin önünde bazı kitapçılar var. It has been her dream to be a university professor. Üniversite profesörü olmak onun hayaliydi. I like that university, but it's too near my home. O üniversiteyi seviyorum ama evime çok yakın. When I was at university, I liked to study Latin. Üniversitedeyken Latince çalışmayı severdim. Copernicus studied mathematics and astronomy at the University of Krakow. Copernicus Krakow Üniversitesi'nde matematik ve astronomi okudu. He was granted admission to the university. O, üniversiteye kabul edildi. He is a professor of economics at Hyogo University. O Hyogo Üniversitesi'nde bir ekonomi profesörü. My university has dormitories. Benim üniversitemin yurtları var. I'm a forty-year-old student at Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'nde kırk yaşında bir öğrenciyim. I have no affiliation with your university. Senin üniversitenle hiçbir ilişkim yok. I know absolutely nothing about university. Üniversite hakkında hiçbir şey bilmiyorum. His parents told him to get into a university. Ailesi ona bir üniversiteye girmesini söyledi. Our university chartered a plane for the football team and the marching band. Üniversitemiz futbol takımı ve bando için bir uçak kiraladı. He studied at a foreign university. O, yabancı bir üniversitede okudu. We hope someone endows the new university building. Umarız birileri yeni üniversite binasını bağışlar. Is it OK to drink beer on your university campus? Üniversitenizin kampüsünde bira içmek uygun mu? At present I am working for a median university. Şu anda bir medyan üniversitesinde çalışıyorum. Starting from tomorrow, Safwan will be a student at Malaya University. Safwan yarından itibaren Malaya Üniversitesi'nde öğrenci olacak. Tom studied philosophy at the university. Tom üniversitede felsefe okudu. At which university are you studying? Hangi üniversitede okuyorsun? He is proud of having graduated from Tokyo University. Tokyo Üniversitesi'nden mezun olduğu için gurur duyuyor. Dan arrived at Princeton University in 1976. Dan Princeton Üniversitesi'ne 1976'da geldi. I have got into Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'ne girdim. He made up his mind to study medicine at university. Üniversitede tıp okumaya karar verdi. She teaches at the university. Üniversitede ders veriyor. I study music at a university in Boston. Boston'da bir üniversitede müzik eğitimi görüyorum. She is a student at the university. Üniversitede öğrencidir. Tufts is the most dangerous university in the world. Tufts dünyanın en tehlikeli üniversitesi. I'm a fourth-year student at Hyogo University. Hyogo Üniversitesi'nde dördüncü sınıf öğrencisiyim. You majored in literature at the university, didn't you? Sen üniversitede edebiyat okumuştun, değil mi? Many university faculty dislike the university president. Birçok üniversite fakültesi üniversite başkanından hoşlanmaz. This university was founded in 1843. Bu üniversite 1843'de kuruldu. My university has a dorm. Üniversitemin bir yurdu var. Our university has excellent sports facilities. Üniversitemizin mükemmel spor tesisleri var. This was why he entered the university. Üniversiteye bu yüzden girdi. This is the reason why he entered at the university. Üniversiteye girmesinin nedeni buydu. He is a doctor and a university professor. O bir doktor ve bir üniversite profesörüdür. I feel a yearning for the university. Üniversiteye karşı bir özlem hissediyorum. This is a famous university. Burası ünlü bir üniversite. I have no affiliation with your university. Üniversitenizle hiçbir bağlantım yok. He married directly after he left the university. O, üniversiteyi terk ettikten sonra doğrudan evlendi. Isn't he the graduate student of the University of Rome? Roma Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi değil mi? Tatoeba is not a school; it's a university! Tatoeba bir okul değil; bir üniversite! She graduated from the university. Üniversiteden mezun oldu. I majored in philosophy at my university. Üniversitemde felsefe bölümünde okudum. My uncle studies English at the university. Amcam üniversitede İngilizce eğitimi alıyor. How many students are there in your university? Üniversitenizde kaç öğrenci var? I was going to try to get into Tokyo University, but I've changed my mind. Tokyo Üniversitesi'ne girmeye çalışacaktım ama fikrimi değiştirdim. University was a wonderful experience. Üniversite harika bir deneyimdi. He graduated from Tokyo University. Tokyo Üniversitesi'nden mezun oldu. Professor Hiroshi Ishiguro of Osaka University invented a telenoid which could replace mobile phones in the future. Osaka Üniversitesi'nden Profesör Hiroshi Ishiguro, gelecekte cep telefonlarının yerini alabilecek bir telenoid icat etti. I have got into Hyogo University. Ben Hyogo Üniversitesi'ne girdim. She married soon after graduating from university. Üniversiteyi bitirdikten kısa süre sonra evlendi. Our university has a good library. Üniversitemizin iyi bir kütüphanesi var. University is a waste of time. Üniversite zaman kaybıdır. I know absolutely nothing about university, so ask someone else. Üniversite hakkında hiçbir şey bilmiyorum, o yüzden başkasına sor. Mary majored in literature at the university. Mary üniversitede edebiyat okudu. She was accepted into Boston University. O, Boston Üniversitesi'ne kabul edildi. I didn't think that university would be so much fun. Üniversitenin bu kadar eğlenceli olacağını düşünmemiştim. He entered Tokyo University this spring. O, bu bahar Tokyo Üniversitesine girdi. Copernicus studied mathematics and astronomy at the University of Krakow. Kopernik Krakow Üniversitesi'nde matematik ve astronomi eğitimi almıştır. I want to study Japan's history at university. Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum. Sami studied law at the University of Cairo. Sami Kahire Üniversitesi'nde hukuk okudu. Tom's dad is a university professor. Tom'un babası bir üniversite profesörü. The university conferred its highest degree on him. Üniversite ona, en yüksek derecesini verdi. How many professors are there in Turku University? Turku Üniversitesi'nde kaç tane profesör var? The university decided to do away with this kind of examination. Üniversite bu tür sınavları kaldırmaya karar verdi. That university's curriculum covers natural science and social science. O üniversitenin müfredatı doğa bilimleri ve sosyal bilimleri kapsıyor. What is the role of the University in the modern society? Modern toplumda üniversitenin rolü ne? She studies philosophy at the country's most prestigious university. Ülkenin en prestijli üniversitesinde felsefe okuyor. By the way, next week will be our university graduation ceremony. Bu arada, önümüzdeki hafta üniversite mezuniyet törenimiz olacak. Tom and his sister are both students at this university. Tom ve kız kardeşi bu üniversitede öğrenci. By the way, next week will be our university graduation ceremony. Sırası gelmişken, gelecek hafta üniversite mezuniyet törenimiz olacak. I wish I could afford to send my daughter to an Ivy League university. Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderecek gücüm olsa. My first day in the university was rather boring. Üniversitedeki ilk günüm oldukça sıkıcıydı. You majored in literature at the university, didn't you? Üniversitede edebiyat okudunuz, değil mi? I hear he is a Tokyo University professor. Tokyo Üniversitesi'nde profesör olduğunu duydum. I've already visited his university. Onun üniversitesini ziyaret ettim. Jolanta is a very beautiful teenager girl from Bronisław's university. Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır. Our university is in the suburbs of Tokyo. Üniversitemiz Tokyo banliyölerindedir. He studies economics at university. O, üniversitede ekonomi okuyor. As soon as he graduated from Keio University, he took over his family's business. Keio Üniversitesi'nden mezun olur olmaz ailesinin işini devraldı. I study at a university. Ben bir üniversitede çalışırım. He is studying at Kyoto University. Kyoto Üniversitesinde öğrenim görüyor. Every student who has graduated from our university has studied English with a native speaker for at least two years. Üniversitemizden mezun olan her öğrenci en az iki yıl ana dili İngilizce olan biriyle İngilizce çalışmıştır. Show More (379)