|
- My sister, a university student, won first prize in the speech contest.
- Üniversite öğrencisi olan kız kardeşim konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
- Tom was a university student last year.
- Tom geçen sene üniversite öğrencisiydi.
- Tom is a university student.
- Tom üniversite öğrencisi.
- There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
- 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı gösteriler düzenlendi.
- She is a young university student.
- O genç bir üniversite öğrencisi.
- He became a university student and got married.
- Üniversite öğrencisi oldu ve evlendi.
- I am a university student.
- Ben bir üniversite öğrencisiyim.
- Tom is a university student, isn't he?
- Tom üniversite öğrencisi, değil mi?
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go muhtemelen ülkemdeki en popüler Japon oyunu olmasına rağmen, en fazla birkaç üniversite öğrencisi biliyor.
- He will be a university student this year.
- Bu yıl üniversite öğrencisi olacak.
- Many university students were against the Vietnam War.
- Birçok üniversite öğrencisi Vietnam Savaşı'na karşıydı.
- I am a university student and I want to learn a lot.
- Ben bir üniversite öğrencisiyim ve çok şey öğrenmek istiyorum.
- Coffee is the holy drink of university students.
- Kahve üniversite öğrencilerinin kutsal içeceğidir.
- He becomes a university student this year.
- Bu yıl üniversite öğrencisi oluyor.
- Chen is not a university student.
- Chen bir üniversite öğrencisi değil.
- Emily is a university student.
- Emily bir üniversite öğrencisidir.
- Tom isn't a university student.
- Tom bir üniversite öğrencisi değil.
- He's a university student.
- O bir üniversite öğrencisi.
- Tom isn't a university student.
- Tom üniversite öğrencisi değildir.
- Tom is a university student.
- Tom bir üniversite öğrencisi.
- I got to know Tom when I was a university student.
- Tom'u üniversite öğrencisiyken tanıdım.
- Now that my brother is a university student, he has to do a lot of reading.
- Şimdi kardeşim üniversite öğrencisi olduğu için çok okuması gerekiyor.
- Tom is a university student, isn't he?
- Tom bir üniversite öğrencisi, değil mi?
- You used to do so when you were a university student.
- Üniversite öğrencisiyken de böyle yapıyordun.
- I got to know Tom when I was a university student.
- Bir üniversite öğrencisiyken Tom'u tanırdım.
- Coffee is the holy drink of university students.
- Kahve, üniversite öğrencilerinin kutsal içeceğidir.
- Tom will be a university student this year.
- Tom bu yıl bir üniversite öğrencisi olacak.
- Most of them were university students.
- Onların çoğu üniversite öğrencileriydi.
- Tom will be a university student this year.
- Tom bu yıl üniversite öğrencisi olacak.
- Nicolaus Copernicus became interested in astronomy while he was a university student in Italy.
- Nicolaus Copernicus, İtalya'da üniversite öğrencisiyken astronomiye ilgi duymaya başladı.
- He became a university student and got married.
- O bir üniversite öğrencisi oldu ve evlendi.
- He is a university student.
- O bir üniversite öğrencisi.
- I am a university student.
- Ben üniversite öğrencisiyim.
- Most of them were university students.
- Çoğu üniversite öğrencisiydi.
- Chen is not a university student.
- Chen üniversite öğrencisi değil.
- Tom was a university student last year.
- Tom geçen yıl üniversite öğrencisiydi.
- Nicolaus Copernicus became interested in astronomy while he was a university student in Italy.
- Nicolaus Copernicus İtalya'da bir üniversite öğrencisi iken astronomi ile ilgilenmeye başladı.
- Maria assumes that university students learn languages more quickly than other people.
- Maria, üniversite öğrencilerinin diğer insanlardan daha çabuk dil öğrendiğini varsayıyor.
- When I was a university student, I always pulled an all-nighter before a test.
- Üniversite öğrencisiyken, sınavlardan önce hep bütün gece çalışırdım.
- Emily is a university student.
- Emily bir üniversite öğrencisi.
Show More (37)
|
