The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	venomous	zehirli	adj.
	It is the second-longest venomous snake after the King Cobra. Kral Kobra'dan sonra en uzun ikinci zehirli yılandır. Sri Lanka is home to 18 species of venomous scorpions, one of which is fatal to humans. Sri Lanka, biri insanlar için ölümcül olan 18 zehirli akrep türüne ev sahipliği yapıyor. Are there venomous jellyfish at this beach? Bu sahilde zehirli denizanaları var mı? Are there venomous jellyfish at this beach? Bu plajda zehirli denizanası var mı? This is one of the most venomous spiders in the world. Bu, dünyadaki en zehirli örümceklerden biri. This is one of the most venomous spiders in the world. Bu örümcek dünyadaki en zehirli örümceklerden biridir. This snake is not venomous. Bu yılan zehirli değil. Tom was bitten by a venomous snake. Tom zehirli bir yılan tarafından ısırıldı. This spider is extremely venomous. Bu örümcek son derece zehirli. This spider is extremely venomous. Bu örümcek son derece zehirlidir. Show More (7)
2	venomous	nefret dolu	adj.
	The killer was the most venomous person the nation saw. Katil, ülkenin görüp göreceği en nefret dolu insandı. Show More (-2)
3	venomous	zehirli (yılan/akrep)	adj.
	Australia is known for having a wide variety of venomous animals. Avustralya çok çeşitli zehirli hayvanlara sahip olmasıyla bilinir. Show More (-2)