1 |
vividly |
canlı bir şekilde |
adv. |
|
- They explained to us very vividly way just how desperate the situation is.
- Bize durumun ne kadar vahim olduğunu çok canlı bir şekilde anlattılar.
- I can remember it very vividly.
- Çok canlı bir şekilde hatırlayabiliyorum.
- The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered.
- Ekim 1987'de New York'ta yaşanan borsa çöküşü hala canlı bir şekilde hatırlanıyor.
Show More (0)
|
2 |
vividly |
açıkça algılanabilir bir şekilde |
adv. |
|
- Her blog is highlighted vividly on her homepage.
- Blogu, ana sayfasında açık bir şekilde öne çıkarılıyor.
Show More (-2)
|
3 |
vividly |
dramatik bir şekilde |
adv. |
|
- The author described the murder case vividly.
- Yazar cinayet olayını dramatik bir şekilde anlattı.
Show More (-2)
|