1 |
washer |
çamaşır makinesi |
n. |
|
- Her washer doesn't have a program for wool.
- Çamaşır makinesinde yünlüler için bir program yok.
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki onu yatak odana koyabilirsin.
- An ENERGY STAR clothes washer uses about 70 percent less energy and 75 percent less water than a standard washer used 20 years ago.
- Bir ENERGY STAR çamaşır makinesi, 20 yıl önce kullanılan standart bir çamaşır makinesine göre yaklaşık yüzde 70 daha az enerji ve yüzde 75 daha az su kullanır.
- Tom and Mary bought a high-efficiency top-loading washer.
- Tom ve Mary yüksek verimli üstten yüklemeli bir çamaşır makinesi aldı.
- We bought a new washer.
- Yeni bir çamaşır makinesi aldık.
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki yatak odanıza koyabilirsiniz.
Show More (3)
|
2 |
washer |
pul (vida) |
n. |
|
- Before you screw on the nut, put a washer on it.
- Somunu vidalamadan önce, üzerine bir pul takın.
- Before you screw on the nut, put a washer on it.
- Somunu vidalamadan önce ona bir pul koyun.
Show More (-1)
|
3 |
washer |
rondela |
n. |
|
- Belleville washer prevents loosening far better.
- Yaylı rondela, gevşemeyi çok daha iyi önler.
Show More (-2)
|