|
- If I am completely honest, I must also say that this was a job well done.
- Dürüst olmak gerekirse, bunun iyi yapılmış bir iş olduğunu da söylemeliyim.
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünmektedir.
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünüyor.
- If I am completely honest, I must also say that this was a job well done.
- Tamamen dürüst olmam gerekirse, bunun iyi yapılmış bir iş olduğunu da söylemeliyim.
- If the marketing is well done there are a lot of tourists who will chose these types of destinations.
- Pazarlama iyi yapılırsa bu tür destinasyonları tercih edecek çok sayıda turist olacaktır.
- I congratulate you on a job well done.
- İşini iyi yaptığın için seni tebrik ederim.
- The reward of a thing well done is to have done it.
- İyi yapılmış bir şeyin ödülü, onu yapmış olmaktır.
- The picture is nice, well done!
- Resim güzel, iyi yapılmış!
- I also know the job won't be very well done.
- İşin çok iyi yapılmayacağını da biliyorum.
Show More (6)
|
