|
- North America is currently experiencing a blood product safety alert caused by a virus from a western island.
- Kuzey Amerika şu anda batıdaki bir adadan gelen bir virüsün neden olduğu bir kan ürünü güvenlik sorunu yaşamaktadır.
- It is therefore not a case of us imposing our Western standards.
- Bu nedenle Batı standartlarımızı dayatmamız söz konusu değildir.
- Although it is a democracy, it is certainly not a western one.
- Her ne kadar bir demokrasi olsa da, kesinlikle bir batı demokrasisi değildir.
- North America is currently experiencing a blood product safety alert caused by a virus from a western island.
- Kuzey Amerika şu anda batıdaki bir adadan gelen bir virüsün neden olduğu bir kan ürünü güvenliği alarmı yaşıyor.
- It is, therefore, not a case of us imposing our Western standards.
- Dolayısıyla bu, bizim Batı standartlarımızı dayatmamızla ilgili bir durum değildir.
- For Bengtsfors and the province of Dalsland in western Sweden, for example, the effects have been disastrous.
- Örneğin Bengtsfors ve İsveç'in batısındaki Dalsland eyaleti için bunun etkileri felaket olmuştur.
- The medical evidence that pesticides cause a number of Western diseases should be causing us great concern.
- Pestisitlerin bir dizi Batı hastalığına neden olduğuna dair tıbbi kanıtlar bizi büyük endişeye sevk etmelidir.
- Western diplomacy is now bringing heavy pressure to bear on Israel to dismantle the military operation.
- Batı diplomasisi şu anda İsrail'e askeri operasyonu durdurması için ağır baskı uyguluyor.
- This is a problem in western Afghanistan.
- Bu Afganistan'ın batısında yaşanan bir sorun.
- Although it is a democracy, it is certainly not a western one.
- Bir demokrasi olmasına rağmen, kesinlikle bir batı demokrasisi değildir.
- It is clear that the drought is causing damage in the Aral Sea area and particularly in Western Uzbekistan.
- Kuraklığın Aral Denizi bölgesinde ve özellikle Batı Özbekistan'da hasara yol açtığı açıktır.
- Instead, I had hoped that they would all be motivated by the need to enhance western security in a dangerous world.
- Bunun yerine hepsinin, tehlikeli bir dünyada Batı'nın güvenliğini artırma ihtiyacıyla motive olacağını umuyordum.
- To make matters worse Western nuclear waste is dumped in the same region.
- Daha da kötüsü Batı'nın nükleer atıkları da aynı bölgeye atılıyor.
- It is a "CANDU" nuclear reactor of western design.
- Batı tasarımlı bir "CANDU" nükleer reaktörüdür.
- According to Western standards, this is an insurmountable obstacle for a constitutional state.
- Batı standartlarına göre bu, anayasal bir devlet için aşılamaz bir engeldir.
- This enlargement will heal a rift between Western, Central and Eastern Europe.
- Bu genişleme Batı, Orta ve Doğu Avrupa arasındaki uçurumu iyileştirecektir.
- This song sounds very different to Western music.
- Bu şarkı Batı müziğinden çok farklı geliyor.
- This song sounds very different to Western music.
- Bu şarkı kulağa Batı müziğinden çok farklı geliyor.
- Japanese sweets are lower in calories than Western sweets.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.
- Niger is the largest country in Western Africa.
- Nijer, Batı Afrika'daki en büyük ülkedir.
- A terrible battle took place at Kasserine in western Tunisia.
- Batı Tunus'taki Kasserine'de korkunç bir savaş yaşandı.
- France is a Western European country.
- Fransa bir Batı Avrupa ülkesidir.
- Yukichi Fukuzawa introduced Western ideas into Japan.
- Yukichi Fukuzawa Batı fikirlerini Japonya'ya tanıttı.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
- Tokyo'da yaşayan yabancı işadamları genellikle ithal batı yiyeceklerinin yüksek fiyatlarından şikayet ederler.
- Japanese sweets are lower in calories than Western sweets.
- Japon tatlılarının kalorisi Batı tatlılarından daha düşüktür.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
- Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.
- Muslims are portrayed in a different light by Western media.
- Müslümanlar Batı medyası tarafından farklı bir şekilde resmediliyor.
- I like Westerns.
- Vahşi Batı temalı eserleri severim.
- In western civilisation, waste of food is still a common thing.
- Batı dünyasında gıda israfı hâlâ yaygın bir olgu.
- I like to watch westerns.
- Vahşi batı filmlerini izlemeyi severim.
- I love to watch westerns.
- Vahşi batı filmlerini izlemeyi severim.
- Muslims are portrayed in a different light by Western media.
- Müslümanlar Batı medyasınca farklı bir şekilde yansıtılmaktadır.
- Niger is the largest country in Western Africa.
- Nijer, Batı Afrika'nın en büyük ülkesidir.
Show More (30)
|
|
- We were the first Western elected politicians to visit the royal household since the crisis.
- Krizden bu yana kraliyet evini ziyaret eden ilk Batılı seçilmiş siyasetçiler olduk.
- For how long will Western troops have to remain there?
- Batılı askerler daha ne kadar orada kalmak zorunda kalacak?
- Without any serious commitments by the Western countries, the conference in Monterrey will end up in a stalemate.
- Batılı ülkeler tarafından ciddi bir taahhütte bulunulmadığı takdirde Monterrey'deki konferans bir çıkmaza girecektir.
- We could also ask questions about the role of Western embassies and their associated agencies.
- Batılı büyükelçiliklerin ve onlara bağlı kurumların rolü hakkında da sorular sorabiliriz.
- At the moment western military forces are operational in Bosnia, Kosovo and Macedonia, as well as in Afghanistan.
- Şu anda Batılı askeri güçler Bosna, Kosova ve Makedonya'nın yanı sıra Afganistan'da da operasyonel durumdadır.
- For several months now, there has been a real commotion among the Western countries with regard to Iraq.
- Birkaç aydır, Irak konusunda Batılı ülkeler arasında gerçek bir kargaşa yaşanmaktadır.
- That is too precious to become the plaything of wealthy, western tourists.
- Bu, zengin ve batılı turistlerin oyuncağı olamayacak kadar kıymetlidir.
- Despite this, insiders in the shape of Western development workers in the central highlands, detect a glimmer of hope.
- Buna rağmen, orta dağlık bölgelerde Batılı kalkınma çalışanları şeklinde içeriden gelenler bir umut ışığı görüyorlar.
- That is because large Western capitalist groups have bought up the companies of Central Europe.
- Çünkü büyük Batılı kapitalist gruplar Orta Avrupa'daki şirketleri satın almıştır.
- Mr Santini said that NGOs did more than all the western governments together.
- Sayın Santini, STK'ların tüm batılı hükümetlerin toplamından daha fazlasını yaptığını söyledi.
- The traditional flow between certain Third World regions and Western destinations continues.
- Belirli Üçüncü Dünya bölgeleri ile Batılı varış noktaları arasındaki geleneksel akış devam etmektedir.
- Western companies involved in the illegal exploitation of Congolese riches should also be exposed.
- Kongo zenginliklerinin yasadışı sömürüsüne karışan Batılı şirketler de ifşa edilmelidir.
- We need to rebuild a western strategic culture.
- Batılı bir stratejik kültürü yeniden inşa etmemiz gerekiyor.
- Western leaders condemned the action.
- Batılı liderler eylemi kınadı.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
- Batılı ülkeler konu hakkındaki tutumu nedeniyle Japonya'ya saldırıyor.
- Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
- Tom, Batılı bir yaşam tarzının çevresel etkilerini anlamıyor.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
- Batılı ülkeler doları güçlendirmek için kafa kafaya vermeli.
- Their country is a puppet of a Western power.
- Ülkeleri Batılı bir gücün kuklası.
- Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.
- Sovyetler Birliği ile Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karışıktı.
- Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.
- Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.
Show More (17)
|