Tureng - whether or - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	whether or	olup olmadığını	conj.
	I would like to ask whether or not there are tax differences in Gibraltar when compared to Algeciras. Cebelitarık'ta Algeciras'a kıyasla vergi farklılıkları olup olmadığını sormak istiyorum. We must first ascertain whether or not there is a majority on the first resolution. Öncelikle ilk kararda çoğunluk olup olmadığını tespit etmeliyiz. Let them verify whether or not weapons of mass destruction were there. Bırakın orada kitle imha silahları olup olmadığını doğrulasınlar. Decisions like this are the best indicators of whether or not equality genuinely exists. Bu gibi kararlar, eşitliğin gerçekten var olup olmadığının en iyi göstergeleridir. Let them verify whether or not weapons of mass destruction were there. Kitle imha silahlarının orada olup olmadığını doğrulamalarına izin verin. It remains to be seen whether or not there is a consensus on this. Bu konuda bir fikir birliği olup olmadığını göreceğiz. Whether or not Rio means anything and brings about any concrete results remains to be seen. Rio'nun bir anlamı olup olmadığını ve somut sonuçlar getirip getirmeyeceğini göreceğiz. This forum could also examine whether or not there is a need for the ombudsman referred to in item 51. Bu forum ayrıca 51. Maddede atıfta bulunulan ombudsmana ihtiyaç olup olmadığını da inceleyebilir. That is the reason behind monitoring; it is there to determine whether or not this prognosis was accurate. İzlemenin ardında yatan neden de budur; bu öngörünün doğru olup olmadığını tespit etmektir. We shall have to see whether or not the 2.5 billion that the Commission has proposed is sufficient. Komisyonun önerdiği 2.5 milyarın yeterli olup olmadığını görmemiz gerekecek. The Commission will then state on 16 October whether or not this judgment still applies. Komisyon daha sonra 16 Ekim'de bu kararın hala geçerli olup olmadığını açıklayacaktır. I wonder whether or not Tom is responsible for what happened. Tom'un olanlardan sorumlu olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is adopted. Tom'un evlatlık olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is in Boston. Tom'un Boston'da olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is guilty. Tom'un suçlu olup olmadığını merak ediyorum. You don't know whether or not Tom was even here. Tom'un burada olup olmadığını bile bilmiyorsun. I wonder whether or not this water is drinkable. Bu suyun içilebilir olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is excited. Tom'un heyecanlı olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom really intended to do that. Tom'un bunu gerçekten yapmaya niyetli olup olmadığını merak ediyorum. The only thing that matters is whether or not your teacher thinks your report is good enough. Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir. I wonder whether or not Tom is unmarried. Tom'un bekâr olup olmadığını merak ediyorum. If there's a way to tell whether or not a girl has a boyfriend, please tell me. Bir kızın erkek arkadaşı olup olmadığını anlamanın bir yolu varsa, lütfen bana söyleyin. I wonder whether or not Tom is worried. Tom'un endişeli olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is responsible for what happened. Olanlardan Tom'un sorumlu olup olmadığını merak ediyorum. Sometimes I wonder whether or not you were right all along. Bazen başından beri haklı olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not that was really the right thing to do. Bunun gerçekten yapılması gereken doğru şey olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is reliable. Tom'un güvenilir olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is unmarried. Tom'un evli olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom has already left. Tom'un çoktan gitmiş olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is awake. Tom'un uyanık olup olmadığını merak ediyorum. It remains to be seen whether or not going to America to study is good for me. Amerika'ya okumaya gitmenin benim için iyi olup olmadığını göreceğiz. I wonder whether or not this milk is still good. Bu sütün hala iyi olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not this is really necessary. Bunun gerçekten gerekli olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is dangerous. Tom'un tehlikeli olup olmadığını merak ediyorum. Sometimes I wonder whether or not you were right all along. Bazen başından beri senin haklı olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not this is some sort of scam. Bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum. I wonder whether or not Tom is broke. Tom'un parasız olup olmadığını merak ediyorum. The only thing that really matters is whether or not you are happy. Gerçekten önemli olan tek şey mutlu olup olmadığınızdır. Show More (35)
2	whether or	olup olmadığı	conj.
	Whether or not I am prepared to intervene personally is not a personal matter for me. Kişisel olarak müdahale etmeye hazır olup olmadığım benim için kişisel bir mesele değildir. It is also far from clear whether or not Osama Bin Laden is still alive. Usame Bin Ladin'in hala hayatta olup olmadığı da net değildir. Therefore, we never find out whether or not they would be a success. Bu nedenle başarılı olup olmayacaklarını asla öğrenemeyiz. We are currently examining whether or not this will be necessary. Şu anda bunun gerekli olup olmayacağını inceliyoruz. Whether or not this is the case is often a complex issue requiring a factual appreciation. Bunun böyle olup olmadığı genellikle olgusal bir değerlendirme gerektiren karmaşık bir konudur. It will emerge from this process whether or not we need new treaty instruments. Yeni anlaşma araçlarına ihtiyacımız olup olmadığı bu süreçte ortaya çıkacaktır. I would like an answer as to whether or not the Portuguese Presidency intends to do something about these matters. Portekiz Dönem Başkanlığı'nın bu konularda bir şeyler yapmaya niyetli olup olmadığına dair bir cevap istiyorum. Whether or not the reforms succeed depends, to a very large extent, on the Commission's own initiative. Reformların başarılı olup olmayacağı büyük ölçüde Komisyon'un kendi inisiyatifine bağlıdır. Often there are no unequivocal conclusions about whether or not that is the case. Genellikle durumun böyle olup olmadığı konusunda kesin bir sonuç yoktur. It is also far from clear whether or not Osama Bin Laden is still alive. Usame Bin Ladin'in hala hayatta olup olmadığı da net değil. Turkey itself will decide whether or not the end assessment will be favourable. Son değerlendirmenin olumlu olup olmayacağına Türkiye'nin kendisi karar verecektir. As instructed by the European Parliament, we apply the Code in deciding whether or not there is maladministration. Avrupa Parlamentosu tarafından talimat verildiği üzere, kötü yönetim olup olmadığına karar verirken Kuralları uygularız. Our task is to decide whether or not the autonomy of peoples is sacred and sacrosanct. Bizim görevimiz halkların özerkliğinin kutsal ve dokunulmaz olup olmadığına karar vermektir. If the report is kept on the agenda, I will see whether or not we have sufficient time to take the vote. Rapor gündemde tutulursa oylama için yeterli zamanımız olup olmadığına bakacağım. I wonder whether or not Tom will be at Mary's party tonight. Tom'un bu akşam Mary'nin partisinde olup olmayacağını merak ediyorum. I wonder whether or not that could happen again. Bunun tekrar olup olmayacağını merak ediyorum. It is up to you to decide whether or not. Olup olmayacağına karar vermek size kalmış. Do you know whether or not Tom will be at the meeting? Tom'un toplantıda olup olmayacağını biliyor musun? I wonder whether or not there'll be more snow this year than last year. Bu yıl geçen yıla göre daha fazla kar olup olmayacağını merak ediyorum. I wonder whether or not that could happen again. Bunun bir daha olup olmayacağını merak ediyorum. I don't know whether or not Tom has a girlfriend. Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum. Sometimes I wonder whether or not I'm just crazy. Bazen sadece deli olup olmadığımı merak ediyorum. I don't know whether or not Tom has a girlfriend. Tom'un kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum. The only thing that really matters is whether or not you are happy. Gerçekten önemli olan tek şey senin mutlu olup olmamandır. A homeless man and a three-year-old boy argued for an hour about whether or not Batman has superpowers, which he does not. Evsiz bir adam ve üç yaşındaki bir çocuk Batman'in süper güçleri olup olmadığı konusunda bir saat boyunca tartıştılar. I wonder whether or not the weather will hold. Havanın iyi olup olmayacağını merak ediyorum. It is up to you to decide whether or not. Olup olmamasına karar vermek size bağlı. Sometimes I wonder whether or not I'm just crazy. Bazen sadece bir deli olup olmadığımı merak ediyorum. I wonder whether or not it'll be hot tomorrow. Yarın sıcak olup olmayacağını merak ediyorum. A homeless man and a three-year-old boy argued for an hour about whether or not Batman has superpowers, which he does not. Evsiz bir adam ve üç yaşında bir erkek çocuğu Batman'in süper güçleri olup olmadığı hakkında bir saat tartıştı, ki o sahip değil. Show More (27)