wink - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
wink göz kırpmak v.
  • Sawyer winked at us to stop us from talking.
  • Sawyer bize göz kırparak susmamızı işaret etti.
  • I winked.
  • Göz kırptım.
  • Tom looked at Mary and winked.
  • Tom Mary'ye baktı ve göz kırptı.
Show More (26)
wink kırpmak v.
  • He did not sleep a wink.
  • Gözünü bile kırpmadı.
  • I didn't sleep a wink.
  • Gözümü bile kırpmadım.
  • Tom said he didn't sleep a wink last night.
  • Tom dün gece gözünü bile kırpmadığını söyledi.
Show More (12)
wink yanıp sönmek v.
  • Jillian is thinking of winking LEDs for her party.
  • Jillian partisinde yanıp sönen led ışıklardan kullanmayı düşünüyor.
Show More (-2)
wink göz kırpma n.
  • When Evan gave me a wink, I understood it was just a joke.
  • Evan bana göz kırptığında yaptığının sadece bir şaka olduğunu anladım.
Show More (-2)
wink kaş göz etmek v.
  • Sawyer winked at us to stop us from talking.
  • Sawyer bize kaş göz ederek susmamızı işaret etti.
Show More (-2)