|
- It addresses individual trees but rarely the wood as a whole.
- Tek tek ağaçları ele alır, ancak nadiren bir bütün olarak ormanı ele alır.
- Nature will strike back with a deterioration in the climate and the accelerating disintegration of woods, sea and soil.
- Doğa, iklimdeki bozulma ve ormanların, denizin ve toprağın hızlanan parçalanması ile karşılık verecektir.
- Residential, teaching and administrative buildings are surrounded by green open spaces, fields and woods.
- Konutlar, eğitim ve idari binalar yemyeşil açık alanlar, tarlalar ve ormanlarla çevrilidir.
- She used to trade with an herbalist in the woods.
- Ormandaki bir aktar ile alışveriş ederdi.
- She used to trade with an herbalist in the woods.
- Ormanda bir aktarla alışverişler yapardı.
- Residential, teaching and administrative buildings are surrounded by green open spaces, fields and woods.
- İkamet, öğretim ve idare binaları, yemyeşil açık alanlar, tarlalar ve ormanlarla çevrilidir.
- She used to trade with an herbalist in the woods.
- Ormanda bir şifalı bitki uzmanıyla alışverişler yapıyordu.
- Residential, teaching and administrative buildings are surrounded by green open spaces, fields and woods.
- Konut, eğitim ve idari binalar yemyeşil açık alanlar, tarlalar ve ormanlarla çevrilidir.
- No one in their right mind would walk in those woods at night.
- Aklı başında hiç kimse gece vakti o ormanda yürümez.
- Tom got lost in the woods and ended up in someone's backyard.
- Tom ormanda kayboldu ve kendini birinin arka bahçesinde buldu.
- Tom died alone in the woods.
- Tom ormanda yalnız öldü.
- We lost our way in the woods.
- Biz ormanda yolumuzu kaybettik.
- Getting lost in the woods was not fun at all.
- Ormanda kaybolmak hiç de eğlenceli değildi.
- Tom lives alone in the woods.
- Tom ormanda tek başına yaşıyor.
- When I was a child I often walked in the woods.
- Çocukken sık sık ormanda yürürdüm.
- I don't like walking through the woods by myself.
- Ormanda tek başıma yürümekten hoşlanmıyorum.
- They went through the woods.
- Onlar ormandan geçti.
- There are strange things happening in the woods.
- Ormanda olan garip şeyler var.
- Tom and Mary are hiding in the woods.
- Tom ve Mary ormanda saklanıyorlar.
- We were in the woods.
- Biz ormandaydık.
- Does a bear shit in the woods?
- Bir ayı ormana sıçar mı?
- There are strange things happening in the woods.
- Ormanda garip şeyler oluyor.
- They went through the woods.
- Ormandan geçtiler.
- He was left all alone in the woods.
- Ormanda yapayalnız kalmıştı.
- You're not out of the woods.
- Ormanın dışında değilsin.
- These woods are haunted.
- Bu orman perili.
- Tom died alone in the woods.
- Tom ormanda tek başına öldü.
- The public is requested not to litter in these woods.
- Halktan bu ormana çöp atmamaları rica olunur.
- Tom likes hiking in the woods.
- Tom ormanda yürüyüş yapmayı sever.
- Sami dumped Layla's bloodied body in the woods.
- Sami, Leyla'nın kanlı cesedini ormana attı.
- Tom guided us through the woods.
- Tom bize ormanda rehberlik etti.
- Dan found a dead body in the woods.
- Dan ormanda bir ceset buldu.
- The bird flew into the woods.
- Kuş, ormana uçtu.
- I grew up in the woods.
- Ormanda büyüdüm.
- Birds were singing in the woods.
- Kuşlar ormanda şakıyorlardı.
- I would walk in the woods when I was a boy.
- Ben bir çocukken ormanda yürürdüm.
- She was wandering in the woods.
- Ormanda geziniyordu.
- The dogs chased Tom through the woods.
- Köpekler Tom'u ormanda kovaladı.
- Sami drove Layla's body to the woods and buried it there.
- Sami, Layla'nın cesedini ormana götürdü ve oraya gömdü.
- I think I saw a ghost in the woods.
- Sanırım ormanda bir hayalet gördüm.
- We went into the woods in search of insects.
- Böcek aramak için ormana gittik.
- Tom was out there in the woods by himself all night.
- Tom bütün gece ormanda tek başınaydı.
- A strange beast is roaming through the woods.
- Garip bir yaratık ormanda dolaşıyor.
- Tom saw something in the woods that scared him.
- Tom ormanda onu korkutan bir şey gördü.
- Tom's car was found in the woods.
- Tom'un arabası ormanda bulundu.
- Tom ran through the woods.
- Tom ormanda koştu.
- Tom's lifeless body was found in a wood.
- Tom'un cansız bedeni bir ormanda bulundu.
- The children got lost in the woods.
- Çocuklar ormanda kayboldu.
- Strange things have happened in these woods.
- Bu ormanda tuhaf şeyler meydana geldi.
- Sami spent a week sleeping in the bug-infested woods.
- Sami bir hafta boyunca böceklerin istila ettiği ormanda uyudu.
- Sami took off into the woods.
- Sami ormana gitti.
- The legend says he was abandoned in the woods.
- Efsaneye göre ormanda terk edilmiş.
- Tom lives in the woods all by himself.
- Tom ormanda tek başına yaşar.
- Tom ran into the woods.
- Tom ormana doğru koştu.
- Sami dumped Layla's bloodied body in the woods.
- Sami, Layla'nın kanlı cesedini ormana attı.
- Sami looked towards the woods.
- Sami ormana doğru bakıyordu.
- Tom and Mary are hiding in those woods.
- Tom ve Mary şu ormanda saklanıyorlar.
- He lives by himself in the woods.
- Ormanda tek başına yaşıyor.
- They live in a house over there through the woods.
- Ormanın içinde bir evde yaşıyorlar.
- I hid in the woods all day.
- Bütün gün ormanda saklandım.
- We lost our way in the woods.
- Ormanda yolumuzu kaybettik.
- Look what I found in the woods.
- Bak ormanda ne buldum.
- Dan's body was found handcuffed in the woods.
- Dan'in cesedi ormanda kelepçeli olarak bulundu.
- We cleared a path through the woods.
- Biz ormanda bir patika açtık.
- I got lost in the woods.
- Ormanda kayboldum.
- Tom lived alone in the woods.
- Tom ormanda tek başına yaşıyordu.
- The dogs chased Tom through the woods.
- Köpekler ormanda Tom'u kovaladı.
- Why did you get lost in the woods?
- Neden ormanda kayboldun?
- Sami looked towards the woods.
- Sami ormana doğru baktı.
- The thieves hid in the woods.
- Hırsızlar ormanda saklandı.
- We got lost in the woods.
- Biz ormanda kaybolduk.
- Tom spent the night alone in the woods.
- Tom geceyi ormanda yalnız geçirdi.
- The Boulogne woods has many pretty gardens.
- Boulogne ormanında çok güzel bahçeler var.
- She said she was walking through the woods, looking for wild flowers.
- Ormanda yürüdüğünü ve kır çiçekleri aradığını söyledi.
- Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklete biniyorduk.
- I got lost in the woods.
- Ben ormanda kayboldum.
- What do you think Tom was doing out in the woods that day?
- Sence Tom o gün ormanda ne yapıyordu?
- We're out of the woods now.
- Artık ormandan çıktık.
- Tom likes to take walks in the woods.
- Tom ormanda yürüyüş yapmayı sever.
- Sami dumped Layla's car in the woods.
- Sami, Layla'nın arabasını ormana bıraktı.
- I try to avoid going into the woods after dark.
- Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.
- Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklet sürüyorduk.
- He went hunting in the woods.
- Ormanda avlanmaya gitti.
- Tom was hiding in the woods.
- Tom ormanda saklanıyordu.
- We searched the woods for the missing child.
- Ormanda kayıp çocuğu aradık.
- They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Mantar toplamak için ormana gidecekler, hava müsaade ederse.
- According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering.
- Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş.
- Tom saw Mary heading into the woods.
- Tom, Mary'nin ormana doğru gittiğini gördü.
- I grew up in the woods.
- Ben ormanda büyüdüm.
- Tom saw something in the woods that scared him.
- Tom ormanda onu korkutan bir şey görmüş.
- Tom lives all alone in the woods.
- Tom ormanda tek başına yaşıyor.
- Tom lives in the woods without electricity and running water.
- Tom ormanda elektriksiz ve susuz yaşıyor.
- We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
- Tom saw Mary heading into the woods.
- Tom Mary'nin ormana gittiğini gördü.
- Tom often spends his weekends in his cabin in the woods.
- Tom sık sık hafta sonlarını ormanda kulübesinde geçirir.
- We live on what we take from the woods.
- Ormandan aldıklarımızın üzerinde yaşıyoruz.
- Tom lives alone in the woods.
- Tom ormanda yalnız yaşıyor.
- They're hiding in the woods.
- Onlar ormanın içinde saklanıyor.
- Tom lived in the woods.
- Tom ormanda yaşadı.
- Tom is afraid to walk through the woods alone.
- Tom ormanda yalnız yürümekten korkuyor.
- They went into the woods.
- Ormana gittiler.
- He takes pleasure from long walks in the woods.
- O, ormanda uzun yürüyüşlerden zevk alır.
- Sami kidnapped Layla, took her to the woods and killed her.
- Sami, Layla'yı kaçırdı, ormana götürdü ve öldürdü.
- Tom lives by himself in the woods.
- Tom ormanda tek başına yaşıyor.
- You're not out of the woods.
- Ormandan çıkmadın.
- She was wandering in the woods.
- O, ormanda dolaşıyordu.
- I saw a strange light in the woods.
- Ormanda garip bir ışık gördüm.
- Tom lives all alone in the woods.
- Tom ormanda yapayalnız yaşıyor.
- The thieves hid in the woods.
- Hırsızlar ormanda saklandılar.
- They went into the woods for a picnic.
- Piknik için ormana gittiler.
- Sami was found abandoned in the woods.
- Sami ormanda terk edilmiş olarak bulundu.
- Tom was in the woods.
- Tom ormandaydı.
- She goes to the woods in the middle of the night and now, she pretends to be scared of the dark.
- Gecenin bir yarısı ormana gidiyor ve şimdi karanlıktan korkuyormuş gibi davranıyor.
- Sami hid the van in the woods and covered it with branches.
- Sami minibüsü ormanda sakladı ve üzerini dallarla örttü.
- Strange things have happened in these woods.
- Bu ormanda garip şeyler oldu.
- Sami's dog disappeared in the woods.
- Sami'nin köpeği ormanda kayboldu.
- The woods are just as lovely in winter as in summer.
- Orman kışın da yazın olduğu kadar güzel.
- The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods.
- Kurt sessizce ormana doğru kaymadan önce köşeden baktı.
- Tom lived in the woods.
- Tom ormanda yaşıyordu.
- No one in their right mind would walk in those woods at night.
- Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.
- They went into the woods.
- Onlar ormana gitti.
- I would walk in the woods when I was a boy.
- Ben çocukken ormanda yürürdüm.
- It's fun to go for a walk in the woods.
- Ormanda yürüyüşe gitmek eğlencelidir.
- Tom and Mary made their way through the woods.
- Tom ve Mary ormana doğru ilerlediler.
- Tom went into the woods.
- Tom ormana gitti.
- Wolves wander in the woods.
- Kurtlar ormanda dolaşıyorlar.
- He's out of the woods.
- Ormandan çıktı.
- The legend says he was abandoned in the woods.
- Efsane onun ormanda terk edildiğini söylüyor.
- Tom has been living in the woods by himself for the last three years.
- Tom son üç yıldır ormanlarda tek başına yaşıyor.
- Tom is beginning to recover, but he's not out of the woods yet.
- Tom kurtulmaya başlıyor ama henüz ormandan çıkmadı.
- It's fun to go for a walk in the woods.
- Ormanda yürüyüşe çıkmak çok eğlenceli.
- He lives alone in the woods.
- Ormanda yalnız yaşıyor.
- The prince was lost in the woods.
- Prens ormanda kayboldu.
- What do you think Tom was doing out in the woods that day?
- Tom'un o gün orada ormanda ne yaptığını düşünüyorsun?
- Layla abandoned Sami's car in the woods.
- Leyla, Sami'nin arabasını ormana terk etti.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
- Kül rengi bir tavşan belirdi ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koşmaya başladı.
- Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.
- Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
- She walked in the woods.
- O, ormanda yürüdü.
- The Boulogne woods has many pretty gardens.
- Boulogne ormanlarının birçok güzel bahçeleri vardır.
- Does a bear shit in the woods?
- Bir ayı ormanda mı dışkılar?
- He got lost while walking in the woods.
- Ormanda yürürken kayboldu.
- The woods are just as lovely in winter as in summer.
- Ormanlar kışın yaz aylarında olduğu kadar güzeldir.
- They went into the woods for a picnic.
- Piknik yapmak için ormana gittiler.
- Layla abandoned Sami's car in the woods.
- Layla, Sami'nin arabasını ormanda terk etti.
- We went into the woods in search of insects.
- Böcek aramak üzere ormana girdik.
- We got lost in the woods.
- Ormanda kaybolduk.
- Tom got lost in the woods.
- Tom ormanda kayboldu.
- I don't like walking through the woods by myself.
- Tek başıma ormanda yürümekten hoşlanmam.
- She was afraid to pass through the woods.
- Ormanı geçmeye korktu.
- Tom lived alone in the woods.
- Tom ormanda yalnız yaşıyordu.
- He lost his way in the woods.
- Ormanda yolunu kaybetti.
- Dan's body was found handcuffed in the woods.
- Dan'in cesedi elleri kelepçeli olarak ormanda bulundu.
- They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.
- He went hunting in the woods.
- O, ormanda avlanmaya gitti.
- The bird flew into the woods.
- Kuş ormana doğru uçtu.
- I love the woods.
- Ormanları seviyorum.
- What you see on the edge of the woods is not a tent, but rather a haystack.
- Ormanın kenarında gördüğünüz şey bir çadır değil, daha ziyade samanlık.
- Tom is afraid to walk through the woods at night.
- Tom, gece ormandan geçmekten korkuyor.
- Dan discovered Linda's backpack in the woods.
- Dan ormanda Linda'nın sırt çantasını bulmuş.
- The man lost his way in the woods.
- Adam ormanda yolunu kaybetti.
- He takes pleasure from long walks in the woods.
- Ormanda uzun yürüyüşler yapmaktan zevk alır.
- Tom ran back into the woods.
- Tom ormana geri koştu.
- Tom is afraid to walk through the woods at night.
- Tom geceleri ormanda yürümekten korkuyor.
- I love the woods.
- Ormanı severim.
- I hid in the woods all behind Tom's house.
- Tom'un tam evinin arkasındaki ormanda saklandım.
- In the woods, she met with two strangers.
- Ormanda, iki yabancı ile karşılaştı.
- According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering.
- Efsaneye göre o orman periliymiş, o yüzden insanlar oraya girmekten kaçınırmış.
- The public is requested not to litter in these woods.
- Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.
- She walked in the woods.
- Ormanda yürüdü.
- He lives all alone in the woods.
- O ormanda yapayalnız yaşıyor.
- I think I saw a ghost in the woods.
- Ormanda bir hayalet gördüğümü sanıyorum.
- Tom often spends his weekends in his cabin in the woods.
- Tom hafta sonlarını genellikle ormandaki kulübesinde geçirir.
- Tom walked through the woods.
- Tom ormana doğru yürüdü.
- He lives all alone in the woods.
- Ormanda tek başına yaşıyor.
- Tom is out there in the woods by himself.
- Tom ormanda tek başına.
- There are bears in these woods.
- Bu ormanda ayılar var.
- A strange beast is roaming through the woods.
- Ormanda garip bir canavar dolaşıyor.
- Sami came out of the woods, covered in blood.
- Sami kanlar içinde ormandan çıktı.
- Tom has been living in the woods by himself for the last three years.
- Tom son üç yıldır ormanda tek başına yaşıyor.
- Tom lives alone in a small cabin in the woods.
- Tom ormanda küçük bir kulübede yaşamaktadır.
- He lives alone in the woods.
- O, ormanda tek başına yaşar.
- Wolves wander in the woods.
- Kurtlar ormanda dolaşır.
- The bird's cry broke the silence of the woods.
- Kuşun çığlığı ormanın sessizliğini bozdu.
- They're hiding in the woods.
- Ormanda saklanıyorlar.
- If the weather permits, they will go and pick mushrooms in the woods.
- Eğer hava izin verirse, onlar gidecekler ve ormanda mantar toplayacaklar.
- Tom guided us through the woods.
- Tom ormanda bize rehberlik etti.
- Tom and Mary are hiding in those woods.
- Tom ve Mary o ormanda saklanıyor.
- Layla died alone in the woods.
- Layla ormanda bir başına öldü.
- Tom lives in the woods all by himself.
- Tom ormanda tek başına yaşıyor.
- He got lost while he was walking in the woods.
- Ormanda yürürken kayboldu.
- Tom is afraid to walk through the woods alone.
- Tom ormanda tek başına yürümekten korkuyor.
- We were in the woods.
- Ormandaydık.
- People were in the woods searching for Fadil.
- İnsanlar ormanda Fadıl'ı arıyordu.
- Tom and Mary like walking together in the woods.
- Tom ve Mary ormanda birlikte yürümeyi severler.
- Layla died alone in the woods.
- Leyla ormanda tek başına öldü.
- Getting lost in the woods was not fun at all.
- Ormanda kaybolmak hiç eğlenceli değildi.
- He lost his way in the woods.
- O, ormanda yolunu kaybetti.
- He was left all alone in the woods.
- Ormanda tek başına bırakıldı.
- She was afraid to pass through the woods.
- Ormandan geçmeye korkuyordu.
- What you see on the edge of the woods is not a tent, but rather a haystack.
- Ormanın kenarında gördüğünüz şey çadır değil, daha ziyade bir saman yığınıdır.
- We went astray in the woods.
- Biz ormanda yolu şaşırdık.
- Look what I found in the woods.
- Ormanda bulduğum şeye bak.
- We cleared a path through the woods.
- Ormanda bir yol açtık.
- Tom ran back into the woods.
- Tom koşarak ormana geri geldi.
- Tom spent the night alone in the woods.
- Tom geceyi ormanda tek başına geçirdi.
- This is the first time I've parked my car in the woods.
- İlk defa arabamı ormana park ediyorum.
- She's just a babe in the woods.
- O sadece ormandaki bir bebek.
- I hear some strange sounds in the woods.
- Ormanda bazı garip sesler duyuyorum.
- People were in the woods searching for Fadil.
- İnsanlar ormanda Fadıl'ı arıyorlardı.
- Tom lost his way in the woods.
- Tom ormanda yolunu kaybetti.
- Tom is walking through the woods.
- Tom ormanda yürüyor.
- Why did you get lost in the woods?
- Ormanda niçin kayboldun?
- Tom lives alone in a small cabin in the woods.
- Tom ormanda küçük bir kulübede yalnız yaşıyor.
- We went astray in the woods.
- Ormanda yolumuzu şaşırdık.
- Be careful with fire in the woods.
- Ormanda ateş ile dikkatli ol.
- I hid in the woods all behind Tom's house.
- Tom'un evinin arkasındaki ormanda saklandım.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
- Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.
- If the weather permits, they will go and pick mushrooms in the woods.
- Hava izin verirse, gidip ormanda mantar toplayacaklar.
- Tom rode his horse through the woods.
- Tom atını ormanda sürdü.
- Tom lives in our neck of the woods.
- Tom bizim ormanda yaşıyor.
- Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.
- Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.
- In the woods, she met with two strangers.
- Ormanda iki yabancıyla karşılaştı.
- Tom was found dead in the woods.
- Tom ormanda ölü bulundu.
- Be careful with fire in the woods.
- Ormanda ateş yakarken dikkatli olun.
- We live on what we take from the woods.
- Biz ormandan topladıklarımızla yaşıyoruz.
- Tom spent long hours in the woods.
- Tom ormanda uzun saatler geçirirdi.
Show More (223)
|
