advise

Bedeutungen von dem Begriff "advise" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	advise v.	öğütlemek
I advised Tom to accept the offer. Tom'a teklifi kabul etmesini öğütledim. More Sentences
2	Common Usage	advise v.	öğüt vermek
He advises us. O bize öğüt verir. More Sentences
3	Common Usage	advise v.	nasihat etmek
She advises him on how to stay healthy. Ona nasıl sağlıklı kalınacağına dair nasihat ediyor. More Sentences
General
4	General	advise v.	salık vermek
Tom advised us not to do that. Tom bize bunu yapmamamızı salık verdi. More Sentences
5	General	advise v.	öğütlemek
My father advised me not to be lazy. Babam bana tembel olmamamı öğütledi. More Sentences
6	General	advise v.	tavsiyede bulunmak
Or rather, I would like to advise against nearly all of them. Daha doğrusu neredeyse hepsine karşı tavsiyede bulunmak istiyorum. More Sentences
7	General	advise v.	öğüt vermek
The more I advise the young people, the less they oppose me. Gençlere ne kadar çok öğüt verirsem, bana o kadar az karşı çıkıyorlar. More Sentences
8	General	advise v.	uyarmak
She was advised by him not to borrow money from his friends. Arkadaşlarından borç para almaması konusunda onu uyarmış. More Sentences
9	General	advise v.	tavsiye etmek
The Executive advises us to oppose most of the Socialist amendments. Yürütme, Sosyalist değişikliklerin çoğuna karşı çıkmamızı tavsiye etmektedir. More Sentences
10	General	advise v.	bilgilendirmek
Keep me advised. Beni bilgilendirmeye devam et. More Sentences
Trade/Economic
11	Trade/Economic	advise v.	bildirmek
ICES has advised that the stock of hake is in danger of collapse. ICES, berlam balığı rezervlerinin çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirmiştir. More Sentences
General
12	General	advise v.	nasihat vermek
13	General	advise v.	akıl vermek
14	General	advise v.	fikir vermek
15	General	advise v.	danışmak
16	General	advise v.	nasihat etmek
17	General	advise v.	haber vermek
18	General	advise v.	bilgi vermek
19	General	advise v.	akıl danışmak
20	General	advise v.	akıl sormak
21	General	advise v.	istişare etmek
22	General	advise v.	haberdar etmek
23	General	advise v.	müşavere etmek
24	General	advise v.	danışmanlık yapmak
Trade/Economic
25	Trade/Economic	advise v.	haberdar etmek
Computer
26	Computer	advise expr.	bilgilendir

Bedeutungen, die der Begriff "advise" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 108 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	strongly advise v.	şiddetle tavsiye etmek
I would strongly advise against taking this text. Bu metnin kabul edilmemesini şiddetle tavsiye ederim. More Sentences
2	General	advise to use n.	kullanma talimatı
3	General	advise to use n.	kullanım tavsiyesi
4	General	advise with v.	danışmak
5	General	advise against v.	uyarmak
6	General	advise to be v.	tavsiye etmek
7	General	advise somebody v.	uyarmak
8	General	advise against v.	karşı ikaz etmek
9	General	advise against v.	karşı uyarmak
10	General	advise somebody of something v.	uyarmak
11	General	advise a draft v.	poliçenin keşidesini bildirmek
12	General	seek advise of someone v.	birine danışmak
13	General	advise one's self v.	derinlemesine kafa yormak
Phrasals
14	Phrasals	advise (one) about (something) v.	(birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak
15	Phrasals	advise (one) about (something) v.	akıl vermek
16	Phrasals	advise (one) about (something) v.	(birine bir konu hakkında) fikir vermek
17	Phrasals	advise (one) about (something) v.	(birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak
18	Phrasals	advise (one) about (something) v.	nasihat etmek
19	Phrasals	advise someone about someone or something v.	(birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak
20	Phrasals	advise someone about someone or something v.	akıl vermek
21	Phrasals	advise someone about someone or something v.	(birine bir konu hakkında) fikir vermek
22	Phrasals	advise someone about someone or something v.	(birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak
23	Phrasals	advise someone about someone or something v.	nasihat etmek
24	Phrasals	advise on v.	nasihat çekmek
25	Phrasals	advise on v.	öğütte bulunmak
26	Phrasals	advise on v.	öğüt vermek
27	Phrasals	advise on v.	öğütlemek
28	Phrasals	advise on v.	tembih etmek
29	Phrasals	advise through v.	... aracılığıyla önermek
30	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmamasını tavsiye etmek
31	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmaması için akıl vermek
32	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmamasını öğütlemek
33	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmaması konusunda nasihat vermek
34	Phrasals	advise someone against doing something v.	birini bir şeye karşı uyarmak/ikaz etmek
35	Phrasals	advise someone of something v.	birini bir şey hakkında bilgilendirmek
36	Phrasals	advise someone of something v.	birine bir şeyin bilgisini vermek
37	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında tavsiye vermek
38	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında akıl vermek
39	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında fikir vermek
40	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmamasını tavsiye etmek
41	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmaması için akıl vermek
42	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmamasını öğütlemek
43	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmaması konusunda nasihat vermek
44	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birini bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek
45	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında tavsiye vermek
46	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında akıl vermek
47	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında fikir vermek
48	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında tavsiye vermek
49	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında akıl vermek
50	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında fikir vermek
51	Phrasals	advise about v.	hakkında tavsiye vermek
52	Phrasals	advise about v.	hakkında akıl vermek
53	Phrasals	advise about v.	hakkında fikir vermek
54	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmamasını tavsiye etmek
55	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmaması için akıl vermek
56	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmamasını öğütlemek
57	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmaması konusunda nasihat vermek
58	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek
59	Phrasals	advise against doing v.	yapmamasını tavsiye etmek
60	Phrasals	advise against doing v.	yapmaması için akıl vermek
61	Phrasals	advise against doing v.	yapmamasını öğütlemek
62	Phrasals	advise against doing v.	yapmaması konusunda nasihat vermek
63	Phrasals	advise against doing v.	-e karşı uyarmak/ikaz etmek
64	Phrasals	advise of v.	uyarmak
65	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmamasını tavsiye etmek
66	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmaması için akıl vermek
67	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmamasını öğütlemek
68	Phrasals	advise someone against doing something v.	birine bir şeyi yapmaması konusunda nasihat vermek
69	Phrasals	advise someone against doing something v.	birini bir şeye karşı uyarmak/ikaz etmek
70	Phrasals	advise someone of something v.	birini bir şey hakkında bilgilendirmek
71	Phrasals	advise someone of something v.	birine bir şeyin bilgisini vermek
72	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında tavsiye vermek
73	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında akıl vermek
74	Phrasals	advise someone on someone or something v.	birine biri/bir şey hakkında fikir vermek
75	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmamasını tavsiye etmek
76	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmaması için akıl vermek
77	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmamasını öğütlemek
78	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birine bir şeyi) yapmaması konusunda nasihat vermek
79	Phrasals	advise (one) against (something) v.	(birini bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek
80	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında tavsiye vermek
81	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında akıl vermek
82	Phrasals	advise (one) of (something) v.	(birine bir şey) hakkında fikir vermek
83	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında tavsiye vermek
84	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında akıl vermek
85	Phrasals	advise (one) on (something) v.	(birine bir şey) hakkında fikir vermek
86	Phrasals	advise about v.	hakkında tavsiye vermek
87	Phrasals	advise about v.	hakkında akıl vermek
88	Phrasals	advise about v.	hakkında fikir vermek
89	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmamasını tavsiye etmek
90	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmaması için akıl vermek
91	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmamasını öğütlemek
92	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeyi) yapmaması konusunda nasihat vermek
93	Phrasals	advise against (something) v.	(bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek
94	Phrasals	advise against doing v.	yapmamasını tavsiye etmek
95	Phrasals	advise against doing v.	yapmaması için akıl vermek
96	Phrasals	advise against doing v.	yapmamasını öğütlemek
97	Phrasals	advise against doing v.	yapmaması konusunda nasihat vermek
98	Phrasals	advise against doing v.	-e karşı uyarmak/ikaz etmek
99	Phrasals	advise of v.	uyarmak
Phrases
100	Phrases	please advise expr.	lütfen bilgi veriniz
Idioms
101	Idioms	direct advise at someone v.	birine tavsiyede bulunmak
Trade/Economic
102	Trade/Economic	advise of dispatch n.	gönderme bildirimi
103	Trade/Economic	advise of dispatch n.	gönderme haberi
104	Trade/Economic	advise of despatch n.	irsal haberi
105	Trade/Economic	advise of dispatch n.	irsal bildirimi
106	Trade/Economic	advise of dispatch n.	irsal haberi
107	Trade/Economic	advise of dispatch n.	yükleme haberi
Telecom
108	Telecom	medical advise n.	tıbbi yardım