make things - Türkisch Englisch Wörterbuch

make things

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen, die der Begriff "make things" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 38 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
make things easier v. işleri kolaylaştırmak
It would make things easier for many families and increase equality.
Birçok aile için işleri kolaylaştıracak ve eşitliği artıracaktır.

More Sentences
make things right v. işleri düzeltmek
I only need another few days to make things right.
İşleri düzeltmek için yalnızca birkaç güne daha ihtiyacım var.

More Sentences
Colloquial
make things right v. işleri yoluna koymak
I only need another few days to make things right.
İşleri yoluna koymak için sadece birkaç güne daha ihtiyacım var.

More Sentences
General
make things hum v. çalıştırmak
make things hum v. hareketlendirmek
make things into a bundle v. çıkın etmek
make things worse v. kaş yapayım derken göz çıkarmak
make things easier for v. kolaylık göstermek
make things lively for someone v. birinin başına iş açmak
make things difficult v. işleri zorlaştırmak
make things difficult (for somebody) v. zora koşmak
make things difficult v. işi yokuşa sürmek
make things difficult v. yokuş yapmak
make things difficult v. yolu yokuşa sürmek
make things difficult for someone v. işini zorlaştırmak
make things hard for someone v. işini zorlaştırmak
make things better v. işleri yoluna koymak
Colloquial
make things better v. işleri yoluna koymak
make (something) from (other things) v. (bir şeyleri) birleştirip (bir şey) yapmak
make (something) from (other things) v. (bir şeyleri) bir araya getirip (bir şey) oluşturmak
make (something) from (other things) v. (bir şeylerden) başka (bir şey) çıkarmak/uydurmak
make (something) from (other things) v. (bir şeylerden) başka (bir şey) yaratmak/meydana getirmek
Idioms
make things difficult v. işi yokuşa sürmek
make things difficult v. yolu yokuşa sürmek
make things hot for (one) v. (birinin) üstüne gitmek
make things hot for (one) v. (birini) sıkıştırmak
make things hot for (one) v. (birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak
make things hot for (one) v. (birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak
make the best of things v. eldekini en iyi şekilde kullanmak
make the best of things v. elindekini sonuna kadar kullanmak
make the best of things v. elindekinden en iyi şekilde faydalanmaya/yarar sağlamaya bakmak
make things warm for (one) v. (birinin) üstüne gitmek
make things warm for (one) v. (birini) sıkıştırmak
make things warm for (one) v. (birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak
make things warm for (one) v. (birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak
Speaking
you make me say these things expr. bana bunları söyletiyorsun
you want to make things easier? expr. işleri kolaylaştırmak ister misin?
make things happen expr. işleri gerçekleştirmek