çözünmüş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çözünmüş



Bedeutungen von dem Begriff "çözünmüş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çözünmüş decomposed adj.
çözünmüş remiss [obsolete] adj.
çözünmüş dissolute [obsolete] adj.
çözünmüş dissd. (dissolved) abrev.
Medical
çözünmüş dissolved adj.
Chemistry
çözünmüş dissolved adj.
çözünmüş lyzed adj.
çözünmüş lysed adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çözünmüş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 62 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hiç veya çok az miktarda çözünmüş madde içeren su freestone n.
çözünmüş maddeye ait veya ilişkili solutal adj.
Colloquial
içinde çözünmüş kalsiyum sülfat nedeniyle tadı bozulmuş kuyu suyu gyp water n.
Technical
çözünmüş madde solute n.
çözünmüş oksijen dissolved oxygen n.
çözünmüş ve serbest gaz analizleri analysis of free and dissolved gases n.
çözünmüş gaz analizi dissolved gas analysis n.
çözünmüş ve serbest gazların analizi dissolved and free gases analysis n.
çözünmüş ve serbest gaz analizi dissolved and free gases analysis n.
çözünmüş asetilen gazının depolanması ve taşınması storage and transport of dissolved acetylene gas n.
çözünmüş veya serbest haldeki gaz derişimleri concentrations of dissolved or free gases n.
çözünmüş oksijen testi dissolved oxygen test n.
gaz ve flor ihtiva eden çözünmüş partikül halinde bileşiklerin kütlesel derişimi mass concentration of gaseous and soluble particulate fluorine-containing compounds n.
kaynama ile giderilen çözünmüş kalsiyum ve magnezyum bikarbonat gibi tuzların varlığı nedeniyle suyun sertliği hardness temporary n.
kaynama ile giderilemeyen çözünmüş kalsiyum ve magnezyum kiorürler gibi tuzların varlığı nedeniyle suyun sertliği hardness permanent n.
sıvılaştırılmış ve çözünmüş sıkıştırılmış gaz liquefied and dissolved compressed gas n.
sıkıştırılmış sıvılaştırılmış ve çözünmüş gazlar compressed liquefied and dissolved gases n.
sıvı iyon kromatografisi ile çözünmüş anyonların tayini determination of dissolved anions by liquid chromatography of ions n.
tam çözünmüş asıltı lyophilic colloid n.
alkolde çözünmüş gomalaktan oluşan bir ahşap verniği french polish shellac n.
çözünmüş yüksek moleküler ağırlıkta bileşen kesiti sol n.
çözünmüş (hava) dissolved adj.
Marine
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz decompression n.
çözünmüş organik bileşik dissolved organic compound n.
Mining
kayaçtaki çatlağı dolduran çözünmüş maden kitlesi bar n.
Food Engineering
şeker kristalleri çözünmüş şurup runoff n.
Chemistry
çözünmüş anyonlar dissolved anions n.
çözünmüş maddenin reddedilmesi solute-rejection n.
çözünmüş bromat tayini determination of dissolved bromate n.
çözünmüş asetilen dissolved acetylene n.
çözünmüş maddenin reddi solute-rejection n.
çözünmüş katı madde dissolved solid n.
çözünmüş karbon dissolved carbon n.
çözünmüş florür dissolved fluoride n.
benzen veya ksilol içinde çözünmüş bir naftalin türevinden oluşan mikroskopik bir montaj ortamı hyrax n.
çözünmüş kimyasallar runoff n.
çözelti içerisindeki çözünmüş maddelerin yoğunluğunu renk kıyaslayarak belirleyen bir gereç comparator n.
çözünmüş organik azot don (dissolved organic nitrogen) abrev.
Marine Biology
suyun içinde çözünmüş tuz miktarının yoğun olması hard water n.
su içersindeki çözünmüş tuz miktarının çok az olması soft water n.
toplam çözünmüş katılar total dissolved solids n.
Botanic
kortekste bulunan, su geçişi ile kabuk ve soymuk demeti arasındaki çözünmüş maddeleri kontrol eden en iç katmanın adı endodermis n.
Agriculture
çözünmüş bitki besinlerini içeren suda (topraksız) bitki yetiştirme tekniği tank farming n.
bir sıvı içerisinde çözünmüş olan katı maddelerin yüzde oranı brix n.
çözünmüş bitki besinlerini içeren suda (topraksız) bitki yetiştirme tekniği aquiculture n.
Tobacco
koku maddelerinin alkol veya uygun bir çözücüde çözünmüş durumu top flavour n.
Environment
çözünmüş katı maddeler dissolved solids n.
çözünmüş katılar dissolved solids n.
çözünmüş oksijen dissolved oxygen n.
çözünmüş oksijeni dissolved oxygen n.
çözünmüş organik karbon dissolved organic carbon n.
çözünmüş inorganik fosfor dissolved inorganic phosphorus n.
çözünmüş inorganik karbon dissolved inorganic carbon n.
çözünmüş organik madde dissolved organic matter n.
toplam çözünmüş katı maddeler total dissolved solids n.
az kirli sularda çözünmüş dissolved in water with low contamination adj.
Geography
çözünmüş oksijen konsantrasyonu dissolved oxygen concentration n.
Geology
bir su kütlesinde taze üst katmanı yüksek yoğunluklu çözünmüş katı ve sıvılardan oluşan alt katmandan ayıran sınır chemocline n.
özellikle okyanus tabanında yer alan, sıcak su ve çözünmüş mineraller püskürten açıklık thermal vent n.
çözünmüş organik fosfor dissolved inorganic phosphorus n.
1 litre suda 0.1-1 ml çözünmüş oksijen içeren çökelme ortamı dysaerobic n.
çözünmüş toprak malzemelerinin bir alanda birikmesi illuviation n.