çentikli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çentikli



Bedeutungen von dem Begriff "çentikli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
çentikli notched adj.
General
çentikli jagged adj.
çentikli incised adj.
çentikli chippy adj.
çentikli crenate adj.
çentikli milled adj.
çentikli jaggy adj.
çentikli crenated adj.
çentikli denticulated adj.
çentikli notchy adj.
çentikli scored adj.
çentikli notched adj.
çentikli knurly adj.
çentikli bicched adj.
çentikli hackly adj.
çentikli multifoil adj.
çentikli fimbricate adj.
çentikli snagged adj.
Technical
çentikli jagged adj.
çentikli escaloped adj.
Textile
çentikli scalloped adj.
Botanic
çentikli laciniate adj.
Latin
çentikli sentus adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çentikli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 100 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çentikli kemik bicched bones n.
çentikli zar bicched bones n.
avustralya aborjinleri'nin mızrak veya dart atmak için kullandığı çentikli sopa womera n.
avustralya aborjinleri'nin mızrak veya dart fırlatmak için kullandığı çentikli sopa womera n.
genellikle gümüşten yapılan, ağzı çentikli geniş punç kasesi monteth n.
çentikli boşluk indention n.
çentikli çıkıntı snug [obsolete] n.
çentikli hale gelmek gap v.
kenarı veya tepesi çentikli emarginated adj.
kenarı veya tepesi çentikli emarginate adj.
sık/küçük/minik tırtıklı/çentikli minutely-toothed adj.
kenarları derin, keskin ve düzensiz çentikli olan incised adj.
çentikli bir şekilde emarginately adv.
çentikli olarak emarginately adv.
Technical
anahtardeliği çentikli numune keyhole notch specimen n.
çentikli darbe dayanımı notched impact strength n.
çentikli örnek notched specimen n.
çentikli deney parçası notched test piece n.
çentikli borular üzerindeki yavaş çatlak ilerlemesi slow crack growth on notched pipes n.
charpy v-çentikli tokluğu charpy v-notch toughness n.
çentikli darbe deneyi notch impact test n.
charpy v-çentikli çarpma enerjisi charpy v-notch impact energy n.
çentikli deney numunesi notched test specimen n.
çentikli somun castle nut n.
çentikli çarpma tokluğu notched- impact toughness n.
çentikli çubuk notched bar n.
çentikli çubuk çarpma deneyi notched bar impact test n.
çentikli numunelerin sıkıştırma yüklemesiyle makaslama mukavemetinin belirlenmesi determining the shear strength by compression loading of notched specimens n.
çentikli çarpma deneyi notched-impact test n.
çentikli kırma deneyi nicked fracture test n.
charpy v-çentikli sarkaç darbe deneyi charpy v-notch pendulum impact test n.
çentikli numune deneyi notched specimen test n.
çentikli mala notched trowel n.
çentikli numune notched specimen n.
çift çentikli basınç deneyi double-notch compression test n.
tekrarlayan bir saatin çarpma mekanizmasını engellemek için sallanan çentikli bir yay veya bir kol racktail n.
v-çentikli tokluk v-notch toughness n.
v-çentikli çarpma tokluğu v-notch impact toughness n.
v-çentikli charpy deneyi v-notch charpy test n.
v-çentikli çarpma deneyi v-notch impact test n.
v-çentikli charpy denemesi v-notch charpy testing n.
merdiven basamaklarını destekleyen çentikli tahta horse n.
fayans üzerine yapıştırıcı sürmekte kullanılan kenarları çentikli mala comb n.
bazı saatlerin içinde bulunan çentikli çark count wheel n.
kenarlarını çıkıntılı veya çentikli bir şekilde kesmek indent v.
düzenli çapraz aralıklarla çentikli (arma) raguled adj.
üç çentikli tricuspic adj.
Computer
çentikli ekran notched screen n.
Textile
çentikli klapalı (devrik) yaka notched lapel n.
çentikli klapalı (devrik) yaka step collar n.
çentikli klapalı (devrik) yaka step lapel n.
Architecture
çıkıntılı ya da çentikli kalıplama nulling n.
Construction
çentikli numunelerin sıkıştırılmış yüklemeyle kayma dayanımının tayini determination of shear strength by compression loading of notched specimens n.
çatıdaki hasar görmüş taşları sökmek için kullanılan çentikli uzun çubuk ripper n.
çatıdaki hasar görmüş taşları sökmek için kullanılan çentikli ince çelik bıçak ripper n.
Automotive
çentikli pim notched pin n.
çentikli pim notched pin n.
Medical
çentikli tablet bisect tablet n.
Optics
ölçüm merceğindeki çentikli ölçek comb n.
Printing
tipo baskı makinesinde çentikli bir parça belly n.
Chemistry
izod çentikli-çubuk çarpma deneyi izod notched-barimpact test n.
Biology
çift çentikli bisulcate adj.
Zoology
halkalı solucanların distal ucunda çentikli halde bulunan kavisli bir seta crotchet n.
Botanic
kıvrılmış veya çentikli yapıda gevşek yaprakları olan bir marul leaf lettuce (lactuca sativa crispa) n.
palmiyemsi yaprakları ve çok sayıda küçük beyaz çentikli çiçekleri olan, uzun boylu, amerika kökenli bir bitki glade mallow (napaea dioica) n.
beyaz sporları, etli sapı ve çentikli lamelleri olan bir çayır mantarı cinsi tricholoma n.
kuzey amerika'da yetişen çentikli yaprakları, pembe veya mor çiçekli salkımları olan bir çalı american germander (teucrium canadense) n.
kuzey amerika'da yetişen çentikli yaprakları, pembe veya mor çiçekli salkımları olan bir çalı wood sage n.
kuzey amerika'da yetişen çentikli yaprakları, pembe veya mor çiçekli salkımları olan bir çalı canada germander n.
ucu çentikli yaprak emarginate leaf n.
uç çentikli yaprak emarginate leaf n.
balzam köknarına benzeyip yuvarlak ve çentikli yaprakları olan bir ağaç balsam (abies fraseri) n.
balzam köknarına benzeyip yuvarlak ve çentikli yaprakları olan bir ağaç balsam fir (abies fraseri) n.
çiçeğin çentikli bölümü stamp n.
çentikli yapıda laciniate adj.
çentikli yapıda laciniated adj.
(yaprak) çift çentikli bicrenate adj.
tepe kısmı çentikli kalp şeklinde olan (yaprak) obcordate adj.
(yaprak) çift çentikli squarrose-slashed adj.
çentikli bir şekilde incisely adv.
Fishery
kancayı balıktan çıkarmak için kullanılan çentikli ince bir metal alet disgorger n.
Geology
v-çentikli brazilian diski cracked chevron notched brazilian disc n.
Military
çentikli arpacık notch sight n.
Hunting
v veya u çentikli klasik gez open sight n.
Sport
(okçulukta) çekilen yayı tutmaya yarayan çentikli çubuk tiller n.
çentikli çubuk yardımıyla ok atmak tiller v.
yayı tutan çentikli çubuğu doğru miktarda germek tiller v.
Art
oyma işinin çentikli veya oyuk kısmı incavo n.
Ornithology
eosen dönemi'ne özgü, tırtıklı veya çentikli bir çenesi olup dişleri olmayan nesli tükenmiş bir kuş odontopteryx n.
çentikli gagası olan tooth-billed adj.
çentikli dilli pteroglossal adj.
Entomology
çentikli kelebek notodontid n.
larvalarının arkasında çıkıntı bulunan çentikli kelebekler familyasına mensup güvelere verilen ad notodontid n.
çentikli kelebek prominent moth n.
larvalarının arkasında çıkıntı bulunan çentikli kelebekler familyasına mensup güvelere verilen ad prominent moth n.
çentikli kelebekler familyasından bir güve poplar kitten (furcula bifida) n.
virgül şeklinde işaretleri olan çentikli bir kelebek polygonia comma n.
virgül şeklinde işaretleri olan çentikli bir kelebek comma butterfly n.
virgül şeklinde işaretleri olan çentikli bir kelebek comma n.
çentikli kelebekler familyasından olan notodontid adj.