Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çevresel olarak | environmentally adv. | ||
Urban sprawl is environmentally damaging. Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir. More Sentences |
||||
General | çevresel olarak | peripherally adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Technical | ||
Technical | çevresel bir faktörün periyodik olarak etkilemediği (süreç) | free-running adj. |
Biology | ||
Biology | insan veya hayvan davranışında belirleyici faktör olarak kalıtımın rolünü çevresel etkenlerden üstün tutan kimse | hereditist n. |
Biology | çevresel faktörlere yanıt olarak meydana gelip sonraki nesle aktarılamayan değişke | fluctuation n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | bireyin davranışında çevresel koşulları bütüncül olarak ele alan | situational adj. |