önüne koymak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

önüne koymak



Bedeutungen von dem Begriff "önüne koymak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
önüne koymak put before v.
önüne koymak set before v.

Bedeutungen, die der Begriff "önüne koymak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kedilerin önüne mama kasesi koymak set a bowl of food before the cats v.
kedilerin önüne mama kasesi koymak put a bowl of food before the cats v.
atatürk heykelinin önüne çiçek koymak put flowers in front of ataturk's statue v.
Phrasals
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak set (someone or something) before (someone or something) v.
(birinin veya bir şeyin) önüne (birini veya bir şey) yerleştirmek/koymak set (someone or something) before (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak set something before (someone, something, or some creature) v.
(birinin veya bir şeyin) önüne (birini veya bir şey) yerleştirmek/koymak set something before (someone, something, or some creature) v.
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak carry (someone or something) over to (some place) v.
kapının önüne koymak sling out v.
(bir şeyin) önüne takoz koymak lodge (something) against v.
bir şeyin önüne bir şey koymak/sıkıştırmak lodge something against something v.
getirip önüne koymak bring forth v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak lay (someone or something) before (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak/dizmek/yerleştirmek place (someone or something) before (someone or something) v.
önüne koymak/dizmek/yerleştirmek place before v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak put (someone or something) ahead of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak put (someone or something) before (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak put (someone or something) in front of (someone or something) v.
Colloquial
birinin önüne çıkarmak/koymak be in one's way v.
birinin önüne çıkarmak/koymak put in one's way v.
birinin önüne çıkarmak/koymak put in the way of v.
(birini) kapının önüne koymak let (someone) go v.
Idioms
önüne taş koymak put the blocks on (something) v.
(çalışanını) kapı önüne koymak give (one) the air v.
(çalışanını) kapı önüne koymak give someone the air v.
(çalışanını) kapı önüne koymak give someone the brush off v.
(çalışanını) kapı önüne koymak give someone the gate v.
(çalışanını) kapı önüne koymak give someone the old heave-ho v.
bugün kapının önüne koymak give (someone) the can v.
birini kapının önüne koymak give someone the gate v.
kapının önüne koymak give somebody their marching orders v.
kapının önüne koymak toss (one) out on (one's) ear v.
kapının önüne koymak give the bum's rush v.
(birini ya da bir şeyi birinin ya da bir şeyin) önüne koymak give (someone) the go-ahead v.
(birini) kapının önüne koymak give (one) the air v.
birini kapının önüne koymak give someone the air v.
(birini/bir şeyi) kapının önüne koymak kick (someone or something) to the curb v.
birinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymak put someone's needs before your own v.
(birini) kapının önüne koymak give (one) (one's) marching orders v.
(birini) kapının önüne koymak give (one) (one's) walking papers v.
(birini) anında kapının önüne koymak give (one) the bum's rush v.
(birini) kapının önüne koymak give (one) the sack v.
birini kapının önüne koymak give someone their marching orders [uk] v.
birini kapının önüne koymak give someone their walking papers v.
kendi çıkarlarını diğerlerinin önüne koymak look out for numero uno v.
Slang
kapının önüne koymak kick someone to the curb v.
kapının önüne koymak kick to the curb v.
ısıtıp ısıtıp önüne koymak recycle v.