| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | international trade | uluslararası ticaret | ||
|
In addition there are also the international risks of more transport, more international trade. Buna ek olarak, daha fazla taşımacılık ve daha fazla uluslararası ticaretin getirdiği uluslararası riskler de var. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | international trade | uluslararası ticaret | ||
|
International trade has slowed down. Uluslararası ticaret yavaşladı. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | international trade | uluslararası ticaret | ||
|
Mr Désir is making a creditable attempt to promote openness and democracy in international trade. Sayın Désir, uluslararası ticarette açıklık ve demokrasiyi teşvik etmek için kayda değer bir girişimde bulunuyor. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | international trade n. | dış ticaret | ||
