(belli bir) şekilde - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(belli bir) şekilde



Bedeutungen von dem Begriff "(belli bir) şekilde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
(belli bir) şekilde in (some kind of) fashion expr.

Bedeutungen, die der Begriff "(belli bir) şekilde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 61 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi layout n.
belli olmayacak bir şekilde dik finedraw adj.
duygularını belli etmeyecek şekilde ifadesiz bir yüzle/suratla stony-faced adj.
duygularını belli etmeyecek şekilde ifadesiz bir yüzle/suratla stone-faced adj.
belli belirsiz bir şekilde tenuously adv.
belli belirsiz bir şekilde insensibly adv.
belli bir şekilde in a particular way adv.
Phrasals
unvanına uygun/belli bir şekilde davranmak address (one) as (something) v.
unvanına uygun/belli bir şekilde davranmak address someone as v.
(bir şeyi) belli bir şekilde yorumlamak construe (something) as (something) v.
(bir şey) belli bir şekilde değerlendirmek construe (something) as (something) v.
bir şeyi belli bir şekilde yorumlamak construe something as something v.
bir şey belli bir şekilde değerlendirmek construe something as something v.
belli bir şekilde ifade etmek couch in v.
belli bir şekilde (sıcak, soğuk vb) karşılamak greet with v.
bir şeyi belli bir şekilde ifade etmek frame something in something v.
(belli bir şekilde) yerleştirmek set at v.
belli bir şekilde koşmak run with v.
belli bir şekilde/tarzda koşmak run with something v.
belli bir şekilde/tarzda koşmak run with v.
bir karakteri belli bir şekilde/tarzda oynamak play as v.
farklı/belli bir şekilde göstermek recast in (something) v.
belli bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in (something) v.
farklı/belli bir şekilde tasvir etmek recast in (something) v.
farklı/belli bir şekilde tanımlamak recast in (something) v.
(rütbesi üstün biri karşısında belli bir şekilde) selam durmak salute (one) with (something) v.
(birini belli bir şekilde) selamlamak/karşılamak salute (one) with (something) v.
emekli olup belli bir şekilde yaşamak retire in (something or some place) v.
emekli olup belli bir şekilde yaşamak retire into (something or some place) v.
birine/bir şeye belli bir şekilde bakmak regard someone or something with something v.
emekli olup belli bir şekilde yaşamak retire to (something or some place) v.
belli bir şekilde davranmak address as v.
belli bir şekilde yetiştirmek bring up on v.
(belli bir şekilde) yanmak burn with (something) v.
(belli bir şekilde) sonuçlanmak come out to be v.
(belli bir şekilde) davranmak comport (oneself) with (something) v.
(belli bir şekilde) hareket etmek comport (oneself) with (something) v.
(birini belli bir şekilde davranmaya) ikna etmek/yönlendirmek co-opt (one) into (something) v.
(bir şeyi belli bir şekilde) ifade etmek couch (something) in (something) v.
belli bir şekilde ifade etmek frame in v.
farklı/belli bir şekilde göstermek recast in v.
farklı/belli bir şekilde resmetmek recast in v.
farklı/belli bir şekilde tanımlamak recast in v.
belli bir şekilde selam durmak salute with v.
belli bir şekilde selamlamak/karşılamak salute with v.
Colloquial
(belli bir şekilde) yapmak make it (something) v.
birine belli bir şekilde davranmak do somehow by someone v.
-e belli bir şekilde davranmak do somehow by v.
Idioms
(birine) belli bir şekilde/iyi/kötü davranmak do somehow by someone v.
(bir iş, proje, girişim) belli bir şekilde sonuçlanmak come out (a certain way) on (something) v.
başını, gövdesini vs. belli bir şekilde tutarak hareket etmek carry (oneself) v.
(durumun belli bir şekilde olduğundan) şüphe duymamak be no question that (something will happen/is the case) v.
(durumun belli bir şekilde olduğunu birine) kanıtlamak prove to (one) that (something is the case) v.
(durumun belli bir şekilde olduğunu birine) göstermek prove to (one) that (something is the case) v.
genellikle belli bir şekilde olmak/yapılmak have a way of doing something v.
nereden olduğu belli olmayan bir şekilde ortaya çıkmak appear out of thin air v.
(belli bir şekilde) dolanmak/sarılmak coil (itself) up into something v.
belli bir şekilde davranmak comport oneself with some manner v.
belli bir şekilde hareket etmek comport oneself with some manner v.
(bir şeyi) belli bir şekilde düşünmemek/algılamamak not think of (something) v.
(bir şeyi) belli bir şekilde değerlendirmemek not think of (something) v.