(bir şey) yapmakta

Bedeutungen von dem Begriff "(bir şey) yapmakta" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrases
1	Phrases	(bir şey) yapmakta	in the process of (doing something) expr.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şey) yapmakta" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(bir şey yapmakta) ısrar etmek	persist in (doing something) v.
The Council persists in refusing any kind of formal consultation of the European Parliament. Konsey, Avrupa Parlamentosu ile her türlü resmi istişareyi reddetmekte ısrar etmektedir. More Sentences
2	Phrasals	(bir şey yapmakta) ısrarcı olmak	persist in (doing something) v.
If some countries wish to persist in this, it is of course up to them. Eğer bazı ülkeler bu konuda ısrarcı olmak istiyorlarsa, bu elbette onlara kalmış bir şeydir. More Sentences
Colloquial
3	Colloquial	(bir şey yapmakta) zorlanmak	struggle to (do something) v.
Even now the hotels are struggling to cope. Şu anda bile oteller başa çıkmakta zorlanıyor. More Sentences
General
4	General	bir şey yapmakta tez canlı davranmak	be faster than a speeding bullet with something v.
Phrasals
5	Phrasals	(bir şey yapmakta) ısrar etmek	go on (doing something) v.
6	Phrasals	(bir şey yapmakta) inat etmek	go on (doing something) v.
7	Phrasals	(bir şey yapmakta) inat etmek	persist in (doing something) v.
8	Phrasals	(bir şey yapmakta) diretmek/direnmek	persist in (doing something) v.
Idioms
9	Idioms	(bir şey) yapmakta, almakta, kullanmakta özgür olmak	be welcome to (something) v.
10	Idioms	(bir şey yapmakta) çok kararlı	bound and determined to (do something) adj.
11	Idioms	(bir şey yapmakta) çok azimli ve kararlı	bound and determined to (do something) adj.
12	Idioms	(bir şey yapmakta) zorlanan	hard put (to do something) adj.
13	Idioms	(bir şey yapmakta) zorluk çeken	hard put (to do something) adj.
14	Idioms	(bir şey yapmakta) zorlanan	hard pressed (to do something) adj.
15	Idioms	(bir şey yapmakta) zorluk çeken	hard pressed (to do something) adj.
16	Idioms	bir şey yapmakta zorlanan	hard put to do something adj.
17	Idioms	bir şey yapmakta zorluk çeken	hard put to do something adj.
18	Idioms	bir şey yapmakta zorlanan	hard put to it to do something adj.
19	Idioms	bir şey yapmakta zorluk çeken	hard put to it to do something adj.
20	Idioms	bir şey yapmakta zorlanan	hard pressed to do something adj.
21	Idioms	bir şey yapmakta zorluk çeken	hard pressed to do something adj.
22	Idioms	bir şey yapmakta zorlanan	hard pushed to do something adj.
23	Idioms	bir şey yapmakta zorluk çeken	hard pushed to do something adj.