Verlauf

(bir şeyi) çekmek

Bedeutungen von dem Begriff "(bir şeyi) çekmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyi) çekmek	pluck at (something) v.
Idioms
2	Idioms	(bir şeyi) çekmek	take (something) in tow v.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şeyi) çekmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 151 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	çekmek (bir şeyi)	kep [uk] n.
2	General	bir şeyi çekmek	pull something to v.
3	General	bir şeyi tuvalete atıp sifonu çekmek	flush something down the toilet v.
4	General	bir şeyi içeri almak/çekmek	take something in v.
5	General	bir şeyi kenara çekmek	get something out of the way v.
6	General	çekmek (bir şeyi)	haul v.
7	General	sifon borusuyla bir şeyi çekmek	siphon v.
8	General	(bir şeyi) iple çekmek	look forward to (doing something) v.
9	General	(bir şeyi) kabloyla hızlıca çekmek	twitch [dialect] v.
10	General	bir şeyi çekmek/kaldırmak (çalıştırma kolu vb kullanarak)	wind up v.
11	General	ağır bir şeyi taşımak veya çekmek	lug v.
12	General	(bir şeyi) kaldırırken halat çekmek	hoist v.
13	General	(bir şeyi) çok fazla çekmek	oversmoke v.
Phrasals
14	Phrasals	(bir şeyi başka bir şeyin) yanından çekmek/alıp getirmek	bring away v.
15	Phrasals	bir şeyi kendi içine çekmek	absorb something in something v.
16	Phrasals	bir şeyi kendi içine çekmek	absorb something into something v.
17	Phrasals	bir şeyi yukarı kaldırmak/çekmek	jerk something up v.
18	Phrasals	bir şeyin yanına bir şeyi çekmek	pull something up to something v.
19	Phrasals	bir şeyi birinin altına doğru çekmek	pull something down over someone v.
20	Phrasals	bir şeyin yanına bir şeyi çekmek	pull something up v.
21	Phrasals	bir şeyi geriye koymak/çekmek	place something back v.
22	Phrasals	(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek	pry something out (of something) v.
23	Phrasals	(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek	pry something off (of) something v.
24	Phrasals	(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek	pry something off v.
25	Phrasals	(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek	pry something from something v.
26	Phrasals	birini veya bir şeyi içine almak/çekmek	suck someone or something down v.
27	Phrasals	birini/bir şeyi çekmek	draw someone or something to someone or something v.
28	Phrasals	birini/bir şeyi çekmek	draw someone or something toward someone or something v.
29	Phrasals	bir şeyi kapatmak/çekmek/örtmek (perde, örtü)	draw something to v.
30	Phrasals	(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) tuzağa düşürmek/tuzağa çekmek	entrap (someone) in (something) with (something) v.
31	Phrasals	(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) kandırarak (bir şeyin) içine çekmek	entrap (someone) in (something) with (something) v.
32	Phrasals	(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) tuzağa düşürmek/tuzağa çekmek	entrap (someone) into (something) with (something) v.
33	Phrasals	(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) kandırarak (bir şeyin) içine çekmek	entrap (someone) into (something) with (something) v.
34	Phrasals	bir şeyi bir noktaya geri çekmek/geriletmek	fade back v.
35	Phrasals	birini/bir şeyi bir yerden geri çekmek	force back v.
36	Phrasals	birini/bir şeyi geri çekmek	force back v.
37	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
38	Phrasals	bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
39	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
40	Phrasals	bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
41	Phrasals	(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) geri çekmek	pull away from (someone or something) v.
42	Phrasals	bir şeyin içinden bir şeyi çekmek	suck something from something v.
43	Phrasals	bir şeyi bir yerden çekmek	get off v.
44	Phrasals	(birini veya bir şeyi) çekmek	yank at someone or something v.
45	Phrasals	(birini veya bir şeyi) eteğinden çekmek	yank at someone or something v.
46	Phrasals	bir şeyi başka bir şeyin yanından çekmek/alıp getirmek	bring something away from something v.
47	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeye doğru çekmek	haul someone or something over to something v.
48	Phrasals	birini/bir şeyi bir yere çekmek	haul someone or something over to something v.
49	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek	draw (someone or something) toward (someone or something) v.
50	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) doğru çekmek	draw (someone or something) toward (someone or something) v.
51	Phrasals	(birini/bir şeyi) kaldıraçla/levyeyle (bir yerden) çekmek	pry (someone or something) off of (someone or something) v.
52	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin altına çekmek/sürüklemek	pull someone or something under v.
53	Phrasals	birini/bir şeyi aşağı çekmek	pull someone or something under v.
54	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin içine çekmek	suck someone or something into something v.
55	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin içine çekmek	suck someone or something in v.
56	Phrasals	birini/bir şeyi bir sıvının dibine/içine çekmek	suck someone or something under v.
57	Phrasals	birini/bir şeyi dibe çekmek	suck someone or something under v.
58	Phrasals	bir şeyi içine çekmek	take something in v.
59	Phrasals	bir şeyi telgraf çekmek	wire something in v.
60	Phrasals	birini/bir şeyi tutup bir şeyin içine çekmek	yank someone or something into something v.
61	Phrasals	birini/bir şeyi tutup bir şeyin içine çekmek	yank someone or something v.
62	Phrasals	bir şeyi klavyeyle yazarak temize çekmek	type something out v.
63	Phrasals	bir şeyi daktiloyla temize çekmek	type something out v.
64	Phrasals	bir şeyi dijital ortamda temize çekmek	type something out v.
65	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) tutup çekmek	wrench (someone or something) out of (something or some place) v.
66	Phrasals	bir şeyi bir şeyden hızla çekmek	wrench something out of something v.
67	Phrasals	bir şeyi bir şeyden aniden çekmek	wrench something out of something v.
68	Phrasals	bir şeyi tutup bir şeyden çekmek	pinch something off (of) something v.
69	Phrasals	bir şeyi tutup bir şeyden çekmek	pinch something off v.
70	Phrasals	(birini/bir şeyi) tutup çekmek	yank on (someone or something) v.
71	Phrasals	(birini/bir şeyi) aniden çekmek	yank on (someone or something) v.
72	Phrasals	(birini/bir şeyi) birden çekmek	yank on (someone or something) v.
73	Phrasals	(birini/bir şeyi) hızla çekmek	yank on (someone or something) v.
74	Phrasals	(birini/bir şeyi) güçlü bir şekilde çekmek	yank on (someone or something) v.
75	Phrasals	bir şeyi tutup çekmek	yank on something v.
76	Phrasals	bir şeyi aniden çekmek	yank on something v.
77	Phrasals	bir şeyi birden çekmek	yank on something v.
78	Phrasals	bir şeyi hızla çekmek	yank on something v.
79	Phrasals	bir şeyi güçlü bir şekilde çekmek	yank on something v.
80	Phrasals	bir şeyi yukarı çekmek	run something up v.
81	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek	attract (someone or something) to (someone or something else) v.
82	Phrasals	(birini/bir şeyi) çekmek	bear with (someone or something) v.
83	Phrasals	konuşmacının yukarısındaki bir şeyi hızlıca çekmek	haul down v.
84	Phrasals	(bir şeyi) acı çekmek pahasına desteklemek	bleed for (something) v.
85	Phrasals	bir şeyi içine/ciğerlerine çekmek	breathe something in v.
86	Phrasals	bir şeyi piyasadan çekmek	call something (back) in v.
87	Phrasals	bir şeyi piyasadan çekmek	call something in v.
88	Phrasals	birini/bir şeyi kenara çekmek	chuck someone or something away v.
89	Phrasals	(birini/bir şeyi) aşağı çekmek	detract from (someone or something) v.
90	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek	divert (someone or something) from (someone or something) v.
91	Phrasals	(bir şeyi bir şeyin) içine çekmek	drag (something) into (something) v.
92	Phrasals	(bir şeyi bir şeyin) içine çekmek	drag (something) to (something) v.
93	Phrasals	bir şeyi içine çekmek	drink something in v.
94	Phrasals	bir şeyi çekmek	draw something up v.
95	Phrasals	bir şeyi yakına çekmek	draw something up v.
96	Phrasals	bir şeyi aşağı çekmek	draw something down v.
97	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeye çekmek	draw someone or something into something v.
98	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek	draw someone or something into something v.
99	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeye çekmek	draw someone or something in v.
100	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek	draw someone or something in v.
101	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin içine çekmek	engage someone or something in something v.
102	Phrasals	(sis/sel/dalga) birini/bir şeyi içine çekmek	engulf someone or something in something v.
103	Phrasals	(bir şeyi) içine çekmek	engulf in (something) v.
104	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyle) çekmek	entice (someone or something) with (something) v.
105	Phrasals	bir şeyi bir şeyden hızla çekmek	fling something off (of) something v.
106	Phrasals	bir şeyi bir şeyden hızla çekmek	fling something off v.
107	Phrasals	bir şeyi (bir yerden) yukarı çekmek	haul something up (from something) v.
108	Phrasals	(bir şeyi) yukarı kaldırmak/çekmek	hike (something) up v.
109	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) sert bir şekilde çekmek	jerk (someone or something) out of (something or some place) v.
110	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) sert bir şekilde çekmek	jerk (someone or something) out of (something) v.
111	Phrasals	(bir şeyi) iple çekmek	look forward to (something) v.
112	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeye/yere) çekmek	lure (someone or something) in(to something or some place) v.
113	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerinden) çekmek	pull (someone or something) by (something) v.
114	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerinden) tutup çekmek	pull (someone or something) by (something) v.
115	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) çekmek	pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) v.
116	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) doğru çekmek	pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) v.
117	Phrasals	(bir şeyi bir şeyden) pompalayarak çekmek	pump (something) out of (something) v.
118	Phrasals	(bir şeyi) pompayla çekmek/çıkarmak	pump for v.
119	Phrasals	(birini/bir şeyi) sineye çekmek	put up with (someone or something) v.
120	Phrasals	(birini/bir şeyi) çekmek	put up with (someone or something) v.
121	Phrasals	(bir şeyi) sineye çekmek	stand for (something) v.
122	Phrasals	(bir şeyi) anlamakta zorlanmak/zorluk çekmek	struggle with (something) v.
123	Phrasals	bir şeyi içine çekmek	suck something up v.
124	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı çekmek	tease (someone or something) out of (something) v.
125	Phrasals	(birini/bir şeyi) tüm gücüyle çekmek	tug away at (someone or something) v.
126	Phrasals	(bir şeyi bir şeyden) çekip koparmak/tutup çekmek	tweak (something) off of (something) v.
Colloquial
127	Colloquial	bir şeyi canı çekmek	jones v.
128	Colloquial	müziği durdurun! her şeyi durdurun! (bir konuşma esnasında araya girip birinin dikkatini çekmek için söylenir)	stop the music! hold everything! expr.
Idioms
129	Idioms	bir şeyi yapmada psikolojik olarak zorluk çekmek	get a mental block against something v.
130	Idioms	bir şeyi yukarı çekmek	heave something up v.
131	Idioms	bir şeyi yapmakta zorluk çekmek	have a hard time doing something v.
132	Idioms	bir şeyi yoldan/önünden çekmek	get something out of the way v.
133	Idioms	bir şeyi yapmada psikolojik olarak zorluk çekmek	have a mental block against something v.
134	Idioms	bir şeyi yoldan/önünden çekmek	put something out of the way v.
135	Idioms	(bir şeyi yapmak için) büyük zahmetler çekmek	go to (great) pains to do something v.
136	Idioms	(bir şeyi yapmak için) büyük zahmetler çekmek	take (great) pains to do something v.
137	Idioms	(bir şeyi yapmak için) çok zahmet çekmek	go to/take great pains to do something v.
138	Idioms	bir şeyi çekmek	have something in tow v.
139	Idioms	bir şeyi çekiciyle çekmek	have something in tow v.
140	Idioms	bir şeyi çekme halatıyla çekmek	have something in tow v.
141	Idioms	bir şeyi yedekte çekmek	have something in tow v.
142	Idioms	birini/bir şeyi yoldan çekmek	move someone or something out of the way v.
143	Idioms	birini/bir şeyi kenara çekmek	move someone or something out of the way v.
144	Idioms	(bir şeyi) geri çekmek/almak	take (something) off the table v.
145	Idioms	(bir şeyi) sineye çekmek	take (something) on the nose v.
146	Idioms	(bir şeyi yapmak konusunda) set çekmek	draw a line at (doing) (something) v.
147	Idioms	(bir şeyi) çok canı istemek/çekmek	get a yen for (something) v.
148	Idioms	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek	pull (something) down over (someone or something) v.
149	Idioms	(birini/bir şeyi) çok canı istemek/çekmek	yen for (someone or something) v.
Marine
150	Marine	ağır bir şeyi çekmek için halatın başına geçmek	tally on v.
Slang
151	Slang	(bir şeyi) çok canı çekmek	be jonesing for (something) v.