Verlauf

(bir şeyle) gelmek

Bedeutungen von dem Begriff "(bir şeyle) gelmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyle) gelmek	come through (with something) v.
2	Phrasals	(bir şeyle) gelmek	come with (something) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şeyle) gelmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek	hover between (something) and (something else) v.
2	Phrasals	(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek	hover between something (and something else) v.
3	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) yüz yüze gelmek	face up (to someone or something) v.
4	Phrasals	(bir şeyle, sonuçla) burun buruna gelmek	flirt with (something) v.
5	Phrasals	(bir şeyle) birlikte koşarak gelmek	run over with (something) v.
6	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) bir şey altında bir araya gelmek	unite into (someone or something) v.
7	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) bir araya gelmek	partner up (with someone or something) v.
8	Phrasals	bir şeyle uç uca gelmek	abut on something v.
9	Phrasals	(bir şeyle) denk olmak/gelmek	add up to (something) v.
10	Phrasals	bir şeyle galeyana gelmek	boil with something v.
11	Phrasals	(bir şeyle) aynı zamana rastlamak/denk gelmek	coincide with (something) v.
12	Phrasals	(bir şeyle başka bir şeyin) arasında yer almak/gelmek	come between (something and something else) v.
13	Phrasals	(bir şeyle/bir şey yapmakla) burun buruna gelmek	come close (to something/to doing something) v.
14	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) rast gelmek	come upon (someone or something) v.
15	Phrasals	(bir şeyle) birlikte gelmek	come with (something) v.
16	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) yüz yüze gelmek	face with (someone or something) v.
17	Phrasals	(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek	fluctuate between (something) and (something) v.
18	Phrasals	(bir şeyle) üst üste gelmek	flush with (something) v.
19	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) buluşmak/bir araya gelmek	get with (someone or something) v.
20	Phrasals	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında gidip gelmek	hover between (something) and (something else) v.
21	Phrasals	(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek	shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
22	Phrasals	(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek	vary between (something) and (something else) v.
23	Phrasals	(bir şeyle bir şey) arasında değişmek/gidip gelmek	vary from (something) v.
24	Phrasals	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında gidip gelmek	waver between (someone or something) and (someone or something else) v.
Idioms
25	Idioms	(bir şeyle) burun buruna gelmek	be within a whisker of (something) v.
26	Idioms	elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek	bring (something) home (to someone) v.
27	Idioms	elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek	bring something home to someone v.
28	Idioms	bir şeyle burun buruna gelmek	come within a whisker of something v.
29	Idioms	bir şeyle karşı karşıya gelmek	have a brush with something v.
30	Idioms	bir şeyle burun buruna gelmek	have a brush with something v.
31	Idioms	bir pozisyona (bir şeyle, vasıfla, yetenekle) gelmek	come to the position with (something) v.
32	Idioms	(bir şeyle) burun buruna gelmek	be staring (something) in the face v.
33	Idioms	(bir şeyle) karşı karşıya olmak/gelmek	be staring (something) in the face v.
34	Idioms	bir şeyle burun buruna gelmek	be staring something in the face v.
35	Idioms	bir şeyle karşı karşıya olmak/gelmek	be staring something in the face v.
36	Idioms	bir şeyle/bir şeyi yapmakla burun buruna gelmek	come within a whisker of something/of doing something v.
37	Idioms	(biriyle/bir şeyle) burun buruna gelmek	come face to face with (someone or something) v.
38	Idioms	(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya kalmak/gelmek	come face to face with (someone or something) v.
39	Idioms	(biriyle/bir şeyle) yüz yüze gelmek	come face to face with (someone or something) v.
40	Idioms	(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek	come to blows (over someone or something) v.
41	Idioms	(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek	come to blows (about someone or something) v.
42	Idioms	(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek	come to blows (over something) v.
43	Idioms	(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek	come to blows about (something) v.
44	Idioms	bir işe/göreve (bir şeyle, vasıfla, yetenekle) gelmek	come to the task with (something) v.
45	Idioms	biriyle/bir şeyle burun buruna gelmek	come within an inch of someone or something v.
46	Idioms	biriyle/bir şeyle burun buruna gelmek	come within a hair of someone or something v.
47	Idioms	biriyle/bir şeyle burun buruna gelmek	come within a hair's breadth of someone or something v.