(birine bir şey) yaptırmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(birine bir şey) yaptırmak



Bedeutungen von dem Begriff "(birine bir şey) yaptırmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
(birine bir şey) yaptırmak lead (one) to (do something) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(birine bir şey) yaptırmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak lead someone to do something v.
Phrasals
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile (someone) into (doing something) v.
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile someone into something v.
birine sahtekarlıkla bir şey yaptırmak fool someone into something v.
işkence ederek birine bir şey yaptırmak torture someone into something v.
(birine) korkudan (bir şey yaptırmak/bir duruma sokmak) frighten (one) into (something) v.
bir şey yaptırmak için birine rahat vermemek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birine askıntı/musallat olmak badger someone into something v.
(birine) zorla (bir şey) yaptırmak terrify (one) into (something) v.
(birine) tehditle (bir şey) yaptırmak terrify (one) into (something) v.
birine zorla bir şey yaptırmak terrify someone into something v.
birine tehditle bir şey yaptırmak terrify someone into something v.
birine zorla bir şey yaptırmak terrorize someone into something v.
birine tehditle bir şey yaptırmak terrorize someone into something v.
(birine) zorla (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) şiddet kullanarak (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) terör estirerek) bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak wring (something) out of (someone) v.
(birine/bir hayvana) korkudan bir şey yaptırmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
(birine/bir hayvana) bir şey yaptırmak için gözünü korkutmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
(birine) tehditle (bir şey) yaptırmak intimidate (one) into (something) v.
(birine) korkudan (bir şey) yaptırmak/yaptırmamak intimidate (one) into (something) v.
(birine) hileyle (bir şey) yaptırmak maneuver (one) into (doing something) v.
(birine) dalavereyle (bir şey) yaptırmak maneuver (one) into (doing something) v.
(birine bir şey yaptırmak) için kafasını ütülemek torment (one) into (doing something) v.
(birine) eziyetle/işkenceyle (bir şey yaptırmak) torment (one) into (doing something) v.
(birine) zorla/zor kullanarak (bir şey yaptırmak) torment (one) into (doing something) v.
(birine) eziyetle/işkenceyle (bir şey yaptırmak) torture (one) into (doing something) v.
(birine) zorla/zor kullanarak (bir şey yaptırmak) torture (one) into (doing something) v.
(birine/bir şeye) tuzak kurarak (bir şey) yaptırmak trap (someone or something) into (something) v.
(birine) üçkağıtla (bir şey) yaptırmak trick (one) into (doing something) v.
Idioms
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
birine isteği dışında bir şey yapmak/yaptırmak drag someone kicking and screaming v.
(birine) neredeyse (bir şey) yaptırmak drive (one) over the edge v.
(birine) tehditle bir şey yaptırmak hold (one) to ransom v.
(birine) tehdit ederek bir şey yaptırmak hold someone or something to ransom v.
birine tehdit ederek bir şey yaptırmak hold someone to ransom [uk] v.