(birine karşı) avantaj sağlamak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(birine karşı) avantaj sağlamak



Bedeutungen von dem Begriff "(birine karşı) avantaj sağlamak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
(birine karşı) avantaj sağlamak get/have/gain the upper hand (over somebody) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(birine karşı) avantaj sağlamak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birine karşı avantaj sağlamak have an edge over somebody v.
birine karşı avantaj sağlamak have an advantage over somebody v.
Idioms
(başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak stack the cards in the favor of (someone or something) v.
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak get the advantage over (someone or something) v.
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak have the advantage over (someone or something) v.
(birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak give (one) the inside track v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak have the wood on (someone or something) [australia/new zealand] v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal a march over (someone or something) v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal a march upon (someone or something) v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal the march over (someone or something) v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal the march upon (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak get an edge on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak get the edge on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak get an edge over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak get the edge over (someone or something) v.
(birine karşı) büyük avantaj sağlamak get/have/gain the upper hand (over somebody) v.
(birine/bir şeye karşı) büyük avantaj sağlamak get the upper hand on (someone or something) v.
(birine karşı) avantaj sağlamak, elde etmek get/have/hold the whip hand (over somebody) v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak have the edge on (someone or something) v.
birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak have an edge on/over somebody/something v.
birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak have the edge on/over somebody/something v.
(birine/bir şeye karşı) haksız avantaj sağlamak stack the deck (against) (someone or something) v.
hile yaparak (birine/bir şeye karşı) avantaj sağlamak stack the deck (against) (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak stack the odds against (someone or something) v.
hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak stack the odds against (someone or something) v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal a march on (someone or something) v.
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak steal the march on (someone or something) v.
Slang
birine karşı avantaj sağlamak/elde etmek get the drop on someone v.