Verlauf

(birine/bir şeye) karşı avantaj

Bedeutungen von dem Begriff "(birine/bir şeye) karşı avantaj" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Idioms
1	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	an advantage over (someone or something) n.
2	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	the advantage over (someone or something) n.
3	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	an edge on (someone or something) n.
4	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	the edge on (someone or something) n.
5	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	an edge over (someone or something) n.
6	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj	the edge over (someone or something) n.

Bedeutungen, die der Begriff "(birine/bir şeye) karşı avantaj" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(birine/bir şeye) karşı bir avantaj elde etmek	score off (someone or something) v.
Colloquial
2	Colloquial	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	have one up on (someone or something) v.
3	Colloquial	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak	have one up on (someone or something) v.
Idioms
4	Idioms	(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek	get the drop on (someone or something) v.
5	Idioms	(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek	have the drop on (someone or something) v.
6	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get one up on (someone or something) v.
7	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak	get one up on (someone or something) v.
8	Idioms	(birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak	give (one) the inside track v.
9	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	have the wood on (someone or something) [australia/new zealand] v.
10	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal a march over (someone or something) v.
11	Idioms	(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek	steal a march over (someone or something) v.
12	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal a march upon (someone or something) v.
13	Idioms	(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek	steal a march upon (someone or something) v.
14	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal the march over (someone or something) v.
15	Idioms	(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek	steal the march over (someone or something) v.
16	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal the march upon (someone or something) v.
17	Idioms	(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek	steal the march upon (someone or something) v.
18	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	get an edge on (someone or something) v.
19	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get an edge on (someone or something) v.
20	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	get the edge on (someone or something) v.
21	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get the edge on (someone or something) v.
22	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	get an edge over (someone or something) v.
23	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get an edge over (someone or something) v.
24	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	get the edge over (someone or something) v.
25	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get the edge over (someone or something) v.
26	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get the best of (someone or something) v.
27	Idioms	birine/bir şeye karşı avantaj elde etmek	get the better of somebody/something v.
28	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek	get the jump on (someone or something) v.
29	Idioms	(birine/bir şeye karşı) büyük avantaj sağlamak	get the upper hand on (someone or something) v.
30	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak	have an edge over (someone or something) v.
31	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak	have the edge over (someone or something) v.
32	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	have the edge on (someone or something) v.
33	Idioms	birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak	have an edge on/over somebody/something v.
34	Idioms	birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak	have the edge on/over somebody/something v.
35	Idioms	(birine/bir şeye karşı) haksız avantaj sağlamak	stack the deck (against) (someone or something) v.
36	Idioms	hile yaparak (birine/bir şeye karşı) avantaj sağlamak	stack the deck (against) (someone or something) v.
37	Idioms	(birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak	stack the odds against (someone or something) v.
38	Idioms	hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	stack the odds against (someone or something) v.
39	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal a march on (someone or something) v.
40	Idioms	erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak	steal the march on (someone or something) v.