(birinin) yararına - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(birinin) yararına



Bedeutungen von dem Begriff "(birinin) yararına" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(birinin) yararına in behalf of prep.
Phrases
(birinin) yararına in (one's) behalf expr.
(birinin) yararına in the interest of (one) expr.
Idioms
(birinin) yararına in (one's) own name expr.
(birinin) yararına for (one's) benefit expr.
(birinin) yararına in (one's) favor expr.
(birinin) yararına on (one's) behalf expr.

Bedeutungen, die der Begriff "(birinin) yararına" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birinin/bir şeyin yararına to advantage adv.
Phrasals
(birinin yararına olacak bir şey) teklif etmek offer for (one) to (do something) v.
(birinin/bir grubun) yararına olmak work for (someone or something) v.
Colloquial
(birinin) çıkarına/yararına olabilecek bir şey anything in it for (one) n.
birinin yararına ilerleyen bir şey olmak have something going v.
birinin yararına for the sake of someone expr.
birinin yararına for someone's sake expr.
birinin çıkarına/yararına olabilecek bir şey anything/nothing/something in it for somebody expr.
(birinin kendi) yararına for (one's) (own) good expr.
(birinin/bir şeyin) yararına for the good of (someone or something) expr.
(birinin kendi) yararına in (one's) (own) interest expr.
(birinin) yararına/avantajına to (one's) advantage expr.
Idioms
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
kuralları birinin yararına olacak şekilde değiştirmek move the goal line [uk] v.
(birinin/bir şeyin) başarısını/popülerliğini başka birinin/bir şeyin yararına kullanmak make ground on (someone or something) v.
(birinin) yararına olmak be in (one's) favor v.
(birinin) yararına olacak şekilde ilerlemek go (someone's) way v.
(birinin) yararına olmak go in (one's) favor v.
birinin yararına olmak go somebody's way v.
birinin yararına ilerleyen (bir şey) olmak have going for one v.
birinin yararına ilerleyen/faydalanabildiği bir düzeneği olmak have going for one v.
(bir şeyi birinin) yararına çevirmek turn (something) to (one's) advantage v.
birinin yararına for the good of someone expr.
(birinin) yararına/çıkarına of benefit (to someone) expr.
birinin yararına for someone sake expr.
birinin/bir şeyin yararına for the sake of someone or something expr.
birinin yararına for somebody's benefit expr.
birinin (veya bir şeyin) yararına for someone (or something's) sake expr.
birinin (veya bir şeyin) yararına for the sake of someone or something expr.
birinin/bir şeyin yararına for the sake of somebody/something expr.
birinin/bir şeyin yararına for somebody's/something's sake expr.
birinin yararına grist for somebody's mill expr.
birinin yararına grist to somebody's mill expr.
birinin yararına in one's interest expr.
birinin yararına in the interest of one expr.
birinin yararına in one's own interest expr.
birinin yararına in one's best interest expr.
birinin/bir şeyin avantajına/yararına in somebody's/something's favour expr.
(birinin) çıkarına/yararına olacak bir şey something in it for (one) expr.
(birinin) yararına bir şey something in it for (one) expr.