(biriyle/bir şeyle) bir olmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(biriyle/bir şeyle) bir olmak



Bedeutungen von dem Begriff "(biriyle/bir şeyle) bir olmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) bir olmak (be) at one (with somebody/something) expr.

Bedeutungen, die der Begriff "(biriyle/bir şeyle) bir olmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 136 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/hemfikir olmak fall in with (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle ahenkli olmak harmonize with someone or something v.
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak have something against someone or something v.
biriyle/bir şeyle bir alıp veremediği olmak have something against someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak swing with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) iletişimde olmak tune into (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) birlik olmak unite into (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) eşit olmak match up with (someone or something else) v.
(biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak match up with (someone or something else) v.
(biriyle/bir şeyle) denk olmak match up with (someone or something else) v.
(biriyle/bir şeyle) ortak olmak partner up (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) eş olmak partner up (with someone or something) v.
benzer (biriyle/bir şeyle) kıyaslandığında yeterince iyi olmak stack up to someone or something v.
benzer (biriyle/bir şeyle) mukayese edildiğinde onun kadar iyi olmak/ona yetişmek stack up to someone or something v.
biriyle/bir şeyle dolu olmak abound with someone or something v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle mutabık olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak ally oneself to someone or something v.
biriyle/bir şeyle müttefik olmak ally oneself to someone or something v.
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak ally oneself to someone or something v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle mutabık olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak ally oneself to someone or something v.
biriyle/bir şeyle müttefik olmak ally oneself to someone or something v.
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
biriyle/bir şeyle birlik olmak ally oneself to someone or something v.
biriyle/bir şeyle ilişkili olmak apply to someone or something v.
birine biriyle/bir şeyle ilgili yardımcı olmak assist someone with someone or something v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak clamp down (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) meşgul olmak concern (oneself) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) birlik olmak confederate with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) dolu olmak crawl with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşlere sahip olmak disagree with (someone or something) v.
birine/bir şeye biriyle/bir şeyle yük olmak encumber someone or something with someone or something v.
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı seviyede olmak equal someone or something in something v.
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı olmak equal someone or something in something v.
kafası biriyle/bir şeyle meşgul olmak fix upon someone or something v.
kafası biriyle/bir şeyle meşgul olmak fix (on someone or something v.
kafası (biriyle/bir şeyle) meşgul olmak fix on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/görüşte olmak get down with (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle haşır neşir olmak hobnob with someone or something v.
biriyle/bir şeyle senli benli olmak hobnob with someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) bağlantılı olmak link to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilişkili olmak link to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) bağı olmak link together (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) birbirine bağlı olmak link together (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak match up to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde olmak measure up (to someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) birlikte başlatılmış olmak/başlamak originate with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) başlamış/ortaya çıkmış olmak originate with (someone or something) v.
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak pertain to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) bağlantısı olmak pertain to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde olmak rank with (someone or something) v.
(bir şeyde biriyle/bir şeyle) rekabet edebilecek olmak rival (someone or something) in (something) v.
(bir şeyde biriyle/bir şeyle) kıyaslanabilir/mukayese edilebilir olmak rival (someone or something) in (something) v.
(biriyle/bir şeyle) alakadar olmak see to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak synchronize with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) koordine olmak synchronize with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) bir takım/birlik olmak team up (with one) v.
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgisi olmak be/have to do with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle ilgili olmak be/have to do with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle alakası olmak be/have to do with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle alakalı olmak be/have to do with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle bağlantılı olmak be/have to do with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle ilişkili olmak be/have to do with somebody/something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak be the matter (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir sorun olmak be up (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler yolunda olmak/gitmek go well with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) tamamen hemfikir (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) tamamen aynı fikirde (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) tamamen mutabık (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) tamamen uzlaşmış (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) uyum içinde (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) bütünlük içinde (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
Idioms
(biriyle/bir şeyle) arası açık olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) kavgalı olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) anlaşmazlık içinde olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) uyumsuz olmak march out of step (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) uyumsuz olmak march out of time (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) görüş ayrılığında olmak be on a collision course (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) çatışma içinde olmak be on a collision course (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ihtilaf halinde olmak be on a collision course (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) hiç ilgisi olmamak/bir ilgisi olmak have (any/some) bearing on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) hiç alakası olmamak/bir alakası olmak have (any/some) bearing on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
biriyle/bir şeyle yakın ilişkide olmak (uygunsuz şekilde) be in bed with somebody/something v.
(biriyle/bir şeyle) tutarlı olmak be in line with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak be in line with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak be in line with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak be in step (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak be in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak be in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak be in time (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak be in time (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmak be in tune with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak be in tune with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen on (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle eşit olmak be on a par with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle aynı düzeyde olmak be on a par with somebody/something v.
biriyle/bir şeyle aynı kulvarda olmak be on a par with somebody/something v.
(biriyle/bir şeyle) ahenk içerisinde olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ahenkli olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak be in tune (with somebody/something) v.
aklı (biriyle/bir şeyle) meşgul olmak be wrapped up in (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak get in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı amaçlara, beğenilere, görüşlere sahip olmak get in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer bakış açısına/fikirlere sahip olmak get in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak get in tune with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak get in tune with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) çok meşgul olmak have one's hands full (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) fazla meşgul olmak have one's hands full (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) çok işi olmak have one's hands full (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ortak bir özelliği/yönü olmak have something in common (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak have a beef with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) başı belada olmak have a hard time with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak have a hard time with (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle problemi olmak have a thing about someone or something v.
biriyle/bir şeyle arası iyi olmak have a way with someone or something v.
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak have designs on someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) meşgul olmak have one's hands full (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) bazı ortak yanları olmak/bulunmak have something in common (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak take an interest in (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak work hand and glove with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak work hand in glove with (someone or something) v.