Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | absorb in v. | soğurmak |
Phrasals | absorb in v. | emmek |
Phrasals | absorb in v. | içine çekmek |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | absorb (someone or something) in (something) v. | (birini veya bir şeyi) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek |
Phrasals | absorb (someone or something) in (something) v. | (bir sıvıyı) soğurmak/emmek |
Phrasals | absorb (someone or something) in (something) v. | (bir sıvıyı) çekmek |
Phrasals | absorb someone in something v. | (birini) bir şeye katmak/dahil etmek |
Phrasals | absorb someone in something v. | (birini) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek |
Phrasals | absorb something in something v. | bir şeyi kendi içine çekmek |
Phrasals | absorb oneself in someone or something v. | tüm ilgisini birine vermek |
Phrasals | absorb (oneself) in (something) v. | tüm ilgisini (bir şeye) vermek |
Phrasals | absorb (oneself) in (something) v. | (kendini) tamamen (bir şeye) vermek |
Phrasals | absorb (oneself) in (something) v. | (kendini bir şeyle) meşgul etmek |
Phrasals | absorb (oneself) in (something) v. | (bir şeyi) özümsemek |
Idioms | ||
Idioms | absorb oneself in v. | tüm ilgisini/dikkatini vermek |