| Türkisch | Englisch | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | altında ... yatmak | smack of v. |
| Türkisch | Englisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | altında yatmak | underlie v. | ||
|
Whenever possible, they treat diseases that underlie the development of heart failure, such as anemia. Mümkün olduğunda, anemi gibi kalp yetmezliği gelişiminin altında yatan hastalıkları tedavi ederler. More Sentences |
||||
| General | altında yatmak | lie behind v. | ||
| General | masmavi gökyüzünün altında uzanıp yatmak | lie down under blue sky v. | ||
| General | -in altında yatmak | underlie v. | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | bir şeyin altına/altında uzanmak/yatmak | lie down under something v. | ||
| Phrasals | bir şeyin altına/altında uzanmak/yatmak | lie down beneath something v. | ||
| Phrasals | güneşin altında yatmak | lie out v. | ||
| Phrasals | '-in altına/altında uzanmak/yatmak | lie down under v. | ||
| Phrasals | -in altında uzanıp yatmak | lie down under v. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | güneşin altında yatmak | catch a tan v. | ||