Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | amuse with v. | ile eğlendirmek |
Phrasals | amuse with v. | ile oyalamak |
Phrasals | amuse with v. | ile neşelendirmek |
Phrasals | amuse with v. | ile güldürmek |
Phrasals | amuse with v. | ile avutmak |
Phrasals | amuse with v. | ile eğlendirmek |
Phrasals | amuse with v. | ile oyalamak |
Phrasals | amuse with v. | ile neşelendirmek |
Phrasals | amuse with v. | ile güldürmek |
Phrasals | amuse with v. | ile avutmak |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | amuse (someone or something) with v. | (birini/bir şeyi) … ile eğlendirmek | ||
Phrasals | amuse (someone or something) with v. | (birini/bir şeyi) … ile oyalamak | ||
Phrasals | amuse (someone or something) with v. | (birini/bir şeyi) … ile neşelendirmek | ||
Phrasals | amuse (someone or something) with v. | (birini/bir şeyi) … ile güldürmek | ||
Phrasals | amuse (someone or something) with v. | (birini/bir şeyi) … ile avutmak | ||
Phrasals | amuse someone with something v. | birini bir şeyle eğlendirmek | ||
Phrasals | amuse someone with something v. | birini bir şeyle oyalamak | ||
Phrasals | amuse someone with something v. | birini bir şeyle neşelendirmek | ||
Phrasals | amuse someone with something v. | birini bir şeyle güldürmek | ||
Phrasals | amuse someone with something v. | birini bir şeyle avutmak | ||