Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | aynı zamanlı | synchronous adj. |
General | aynı zamanlı | concurrent adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | bir bölgedeki kuşlara yapılan aynı zamanlı saldırı | epornitic n. |
General | aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri | coholder n. |
Physics | ||
Physics | birkaç sayma tüpünün muhtemelen aynı iyonlaştırıcı parçacığın geçişini eş zamanlı olarak göstermesi | coincidence n. |
Modern Slang | ||
Modern Slang | internet üzerinden yapılan bir tartışmada aynı fikirde olmadığı kişiyi kötülemek için karşıt yorumları gerçek zamanlı olarak beğenme | aggressive liking n. |