Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | ayrı yaşayan | estranged adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | boşanmış veya karısından ayrı yaşayan adam | grass widower n. |
General | boşanmış veya kocasından ayrı yaşayan kadın | grass widow n. |
Law | ||
Law | ayrı yaşayan eşe kocası tarafından ödenen nafaka | separate maintenance n. |
Law | kocasından ayrı yaşayan evli kadın | grass widow n. |
Botanic | ||
Botanic | yeşil yaprakları olmayan ve başka bitkilerin köklerinde yaşayan çeşitli çiçekli bitkilerin oluşturduğu, ayrı bir sınıf olması önerilen grup | rhizogen n. |
Linguistics | ||
Linguistics | izlerine etrüsk alfabesinde yazılmış az sayıdaki yazıtta rastlanmış, falerii kentinde ve kentin bulunduğu etrürya bölgesinde yaşayan halkın kullandığı, bazen latince'den ayrı bir dil olarak kabul edilen latince lehçesi | faliscan n. |
Modern Slang | ||
Modern Slang | sürüden ayrı yaşayan | a crow left of the murder n. |
Modern Slang | toplumdan ayrı yaşayan sanatçı | a poète maudit n. |