b and b - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

b and b

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "b and b" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Tourism
b and b n. oda kahvaltı
b and b n. pansiyon
Slang
b and b expr. meme göt
b and b expr. göt baş

Bedeutungen, die der Begriff "b and b" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 64 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrases
battle ends and down goes charles' father (b, e, a, d, g, c and f) expr. (b, e, a, d, g, c ve f) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi
Colloquial
b. and b (breast and buttock) n. meme göt
b. and b (breast and buttock) n. göt baş
be a toss-up (between a and b) v. iki seçenek de eşit durumda olmak
be a toss-up (between a and b) v. ya o ya da bu olmak
be a toss-up (between a and b) v. iki seçeneğin de yarı yarıya şansı olmak
be a toss-up (between a and b) v. iki seçenek arasında gidip gelmek
Idioms
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) büyük bir fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dağlar kadar fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) epeyce bir fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) bir hayli fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dünya kadar fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) aşırı fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) büyük bir fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dağlar kadar fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) epeyce bir fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) bir hayli fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dünya kadar fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) aşırı fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) büyük fark
a world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dünya kadar fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) büyük fark
the world of difference (between a and b) n. (a ve b arasında) dünya kadar fark
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) dargınlık
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) düşmanlık
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) kin
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) öfke
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) husumet
bad blood (between a and b) [old-fashioned] n. (birileri arasında) kızgınlık
be torn (between a and b) v. iki arada kalmak
be torn (between a and b) v. ikilemde kalmak
be torn (between a and b) v. iki arada bir derede kalmak
bridge the gap (between a and b) v. (a ile b arasında) köprü görevi görmek
bridge the gap (between a and b) v. (a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak
bridge the gap (between a and b) v. (a ile b arasında) bir köprü oluşturmak
bridge the gap (between a and b) v. (a ile b arasında) bir geçiş sağlamak
bridge the gap (between a and b) v. (a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak
bridge the gulf (between a and b) v. (a ile b arasında) köprü görevi görmek
bridge the gulf (between a and b) v. (a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak
bridge the gulf (between a and b) v. (a ile b arasında) bir köprü oluşturmak
bridge the gulf (between a and b) v. (a ile b arasında) bir geçiş sağlamak
bridge the gulf (between a and b) v. (a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak
build bridges (between a and b/with somebody) v. (a ile b/biriyle arasındaki) ilişkileri güçlendirmek
build bridges (between a and b/with somebody) v. (a ile b/biriyle arasındaki) köprüleri kurmak
drive a wedge between a and b v. (iki kişinin) arasını açmak
drive a wedge between a and b v. (iki kişinin) arasına bariyer koymak
drive a wedge between a and b v. (iki kişinin) arasına set koymak/çekmek
drive a wedge between a and b v. (iki kişinin) arasını bozmak
scratch a and you’ll find b expr. her a'nın içinde bir b yatar
scratch a and you’ll find b expr. her a'nın içinde bir b saklıdır
scratch a and you’ll find b expr. a'ya biraz yakından bakarsan içinde yatan b'yi göreceksin/görürsün
scratch a and you'll find b expr. (bir şeyi) eşelersen altlarda (başka bir şeyler) bulursun
scratch a and you'll find b expr. (bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar
scratch a and you'll find b expr. (bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar
Tourism
b & b (bed and breakfast) n. oda kahvaltılı konaklama tesisi
Medical
both anaerobic (type a) and aerobic (type b) lactic acidosis n. hem anaerobik (tip a) hem de aerobik (tip b) laktik asidoz
Military
type b table of organization and equipment n. b tipi teşkilat ve malzeme tablosu
Sport
c & b (caught and bowled) n. kriket oyununda yakalama ve yuvarlama
Music
r and b n. blues ve caz müzik kombinasyonundan oluşan bir müzik türü
Slang
b and b (breast and buttock) expr. meme göt ortada kadın
b and b (breast and buttock) expr. her yeri ortada kadın
Modern Slang
a and b the c of d (above and beyond the call of duty) expr. çok iyi
a and b the c of d (above and beyond the call of duty) expr. gerekenin/beklenenin üzerinde ve ötesinde
a and b the c of d (above and beyond the call of duty) expr. gerekenden/beklenenden daha fazla/iyi