Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | büyük ölçekte | large-scaled adj. |
General | büyük ölçekte | writ large adj. |
General | büyük ölçekte | in large scale adv. |
General | büyük ölçekte | on a large scale adv. |
General | büyük ölçekte | royally adv. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | büyük ölçekte | on a large scale expr. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kendisini oluşturan parçalarından birini büyük ölçekte gösteren sistem | macrocosm n. |
General | kendisini oluşturan parçalarından birini büyük ölçekte gösteren sistem | megacosm [obsolete] n. |
General | (mal, erzak) büyük ölçekte tedarik etmek | purvey v. |
Phrases | ||
Phrases | büyük/dev/muazzam ölçekte | on a colossal scale expr. |
Technical | ||
Technical | çok büyük ölçekte paralel | massively parallel n. |
Computer | ||
Computer | çok büyük ölçekte paralel | massively parallel adj. |
Computer | icl tarafından üretilmiş dünyanın ilk ticari büyük ölçekte paralel bilgisayarı | dap (distributed array processor) abrev. |
Telecom | ||
Telecom | çok büyük ölçekte tümleştirme | very large-scale integration n. |
Environment | ||
Environment | tropik ülkede kauçuk ağaçlarının büyük ölçekte yetiştirildiği arazi | rubber plantation n. |
Environment | bitkilerin kontrollü koşullar altında büyük ölçekte yetiştirilebildiği yapı | phytotron n. |
Music | ||
Music | büyük ölçekte bestelenmiş | grand adj. |