| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | barely visible adj. | zar zor görünebilen | ||
|
A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers. Çıplak gözle zar zor görülebilen bir tahta parçası, Tom'un parmaklarından birinde çok acı veren bir enfeksiyona neden oldu. More Sentences |
||||