| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Idioms | ||||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeye) yapışmak | ||
|
Tom was glued to his TV during the World Cup final. Tom, Dünya Kupası finali sırasında televizyona yapışmıştı. More Sentences |
||||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyi) elinden düşürmemek/bırakmamak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeye) yapışıp kalmak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyin) dibinden ayrılmamak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeye) kilitlenmek | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyi) elinden düşürmemek/bırakmamak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyin) önünde/başında mıhlanıp/çakılıp kalmak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak | ||
| Idioms | be glued to (something) v. | (bir şeye) yapışıp kalmak | ||