bir şeyin yok - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir şeyin yok



Bedeutungen von dem Begriff "bir şeyin yok" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Speaking
bir şeyin yok you're okay expr.

Bedeutungen, die der Begriff "bir şeyin yok" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
herhangi bir şeyin yok olacağı haberi knell n.
içi yok olmuş bir şeyin dışı shell n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margent n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margin n.
bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak regard something as good riddance v.
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak erase v.
(bir şeyin) yok olmasını dilemek unwish [obsolete] v.
(bir şeyin) gücünü, canlılığını veya işlevini yok etmek mortify [obsolete] v.
(bir şeyin) belirli özelliklerini veya ters gelen yapısını yok etmek detoxify v.
Phrasals
(bir şeyin) üzerindeki (bir şeyi) soldurmak/yok etmek wash (something) out of (something) v.
(birinin/bir şeyin bir özelliğini) yok etmek/ortadan kaldırmak stamp (something) out of (someone or something) v.
Colloquial
bir şeyin yok edilmesi deep six n.
(bir şeyin) olacağından şüphe yok there's no question of (something) n.
bir şeyin riski yok there’s no fear of something expr.
(bir şeyin) bir önemi/değeri yok nothing in (something) expr.
(bir şeyin) güvenilirliği yok nothing in (something) expr.
(bir şeyin) doğru/gerçek bir yanı yok nothing in (something) expr.
(bir şeyin) önemi yok (something) is no object expr.
bir şeyin anlamı yok no point in something expr.
bir şeyin manası yok no point in something expr.
bir şeyin yararı yok no point in something expr.
(bir şeyin) aslı yok there's no truth to (something) expr.
(bir şeyin) üstüne yok you can't beat (something) expr.
Idioms
(bir şeyin/bir şeyi yapmanın) ihtimali/imkanı yok (a) fat chance (of something/doing something) n.
(birinin/bir şeyin) neyi var nesi yok almak milk (someone or something) dry v.
(bir şeyin) açıklamaya ihtiyacı yok (something) speaks for itself expr.
(bir şeyin) üstüne yok nothing beats (something) expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok the odds are against (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok the odds are against something/somebody doing something expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok the odds are stacked against (someone or something) expr.
(bir şeyin) çaresi yok there's no help for (something) expr.
(bir şeyin) çaresi yok there's no helping (something) expr.
bir şeyin hiçbir anlamı/mantığı yok there's no rhyme or reason to/for something expr.
bir şeyin hiçbir mantıklı açıklaması yok there's no rhyme or reason to/for something expr.
Biochemistry
(bir şeyin) moleküler yapısını ısı, asit, baz veya morötesi ışınıma tabi tutup orijinal özelliklerinin bir kısmını ve özellikle belirli bir biyolojik faaliyetini yok ederek veya kısıtlayarak değiştirmek denature v.