bir nedenle - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir nedenle



Bedeutungen von dem Begriff "bir nedenle" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir nedenle somewhy adv.
Phrases
bir nedenle for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr.
bir nedenle for reasons best known to himself (or herself) expr.
bir nedenle with something in mind expr.
Colloquial
bir nedenle for some reason expr.

Bedeutungen, die der Begriff "bir nedenle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
işçinin herhangi bir nedenle işine gelmemesi durumu absenteeism n.
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi flyposting n.
karmaşık sosyal olayları tek bir nedenle açıklama eğilimi particularism n.
vicdani nedenle bir şeyi yapmaktan çekinmek have scruples about doing something v.
somut bir nedenle var olmayan uncaused adj.
en sudan bir nedenle for two pins adv.
bilinmeyen bir nedenle for an unknown reason adv.
Phrasals
birini bir nedenle üniversiteden uzaklaştırmak/kovmak/göndermek/yollamak send down for (something) v.
ilerleme kaydetmişken bir nedenle tekrar bir miktar gerileme push forward v.
bir nedenle üniversiteden uzaklaştırmak/kovmak/göndermek/yollamak send down for v.
(bir nedenle bir yemek/içecek) ikram etmek serve (something) for (some reason) v.
Phrases
bilinmeyen bir nedenle due to an unknown reason expr.
Idioms
(dışsal bir nedenle) planları yarıda kesilmek be blown off course v.
birini bir nedenle eleştirmek take someone to task for something v.
bir nedenle (bir şeyi) yapmak have occasion to (do something) v.
Trade/Economic
işletmenin herhangi bir nedenle geçici olarak durması outage n.
Law
bir hakimin farklı bir nedenle çoğunluğun kararına uyması concurring opinion n.
mallarına kira veya hizmet nedeniyle el konulup aynı nedenle malları haciz edilen bir kimsenin zararlarını tazmin için verilen bir mahkeme emri writ of recaption n.
bir eylemde bulunmayı vicdani nedenle reddedenleri muaf tutan madde conscience clause n.
Politics
özel bir nedenle atanan vekil attorney ad hoc n.
tek bir nedenle oy kullanan seçmen one-issue voter n.
Medical
bazı ailelerde kalıtsal bir nedenle meydana gelen heredofamilial adj.
Biology
belirli bir geni tahrip edilmiş veya yapay bir dna parçası ile değiştirilmiş bu nedenle fenotipik değişiklikler gösteren genetik mühendisliği ürünü deney faresi knockout mouse n.
belirli bir geni tahrip edilmiş veya yapay bir dna parçası ile değiştirilmiş bu nedenle fenotipik değişiklikler gösteren genetik mühendisliği ürünü deney fareleri knockout mice n.
Military
(hava savunmasında) bir uçağın veya füzenin sıra dışılık sergileyen ve bu nedenle savunma alanına tehdit oluşturabilecek olan yolu significant track n.
Sport
oyun sırasında özel bir nedenle verilen mola time-out n.