Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | charlatan n. | şarlatan | ||
The self-proclaimed psychic turned out to be a charlatan. Kendini medyum ilan eden kişinin bir şarlatan olduğu ortaya çıktı. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | charlatan n. | şarlatan | ||
It really is a Parliament of charlatans that have spoken this morning. Bu sabah gerçekten de şarlatanlardan oluşan bir Parlamento konuştu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | charlatan n. | sahte doktor | ||
General | charlatan n. | numaracı | ||
General | charlatan n. | üç kağıtçı | ||
General | charlatan n. | dolandırıcı kimse | ||
General | charlatan adj. | ağzı kalabalık |