| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | craftsmanship n. | ustalık | ||
|
Over 85 years of craftsmanship and tradition meet in Président products. 85 yılı aşkın ustalık ve gelenek Président ürünlerinde buluşuyor. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | craftsmanship n. | sanatçılık | ||
|
Your skill in craftsmanship is beyond compare. Sanatçılığa olan yeteneğin şüphe götürmez. More Sentences |
||||
| General | craftsmanship n. | zanaatkarlık | ||
|
Lastly, rules are important to protect expertise and craftsmanship within Europe. Son olarak, Avrupa'da uzmanlık ve zanaatkârlığın korunması için kurallar önemlidir. More Sentences |
||||
| General | craftsmanship n. | işçilik | ||
|
This knife is a decent piece of craftsmanship. Bu bıçak mükemmel bir işçiliğe sahip. More Sentences |
||||
| General | craftsmanship n. | ince iş | ||
| General | craftsmanship n. | hüner | ||
| General | craftsmanship n. | sanatkarlık | ||
| General | craftsmanship n. | zanaatçılık | ||
| Englisch | Türkisch | |
|---|---|---|
| Art | ||
| Art | fine craftsmanship n. | ince işçilik |