Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | dahilindeki | within prep. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | şehir sınırları dahilindeki bölge | city proper n. |
General | (ingiliz hukukunda) bir ingiliz hükümdarının mahkemesinin bulunduğu yerin 12 mil dahilindeki alan veya sınır | verge [obsolete] n. |
General | ihtimal dahilindeki en iyi durum | optimism n. |
General | ülke sınırları dahilindeki | inland adj. |
General | ülke sınırları dahilindeki | inlandish [obsolete] adj. |
Phrases | ||
Phrases | ihtimal dahilindeki dünyalar arasından en uygun/iyi seçenek | the best of all possible worlds expr. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bütçe dahilindeki yıldan sonraki mali yıl | outyear n. |
Politics | ||
Politics | abd sınırları dahilindeki iletişim kanallarının sivil otoritelerce incelenmesi ve kontrolü | national censorship n. |