Verlauf

day time

Bedeutungen von dem Begriff "day time" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Trade/Economic
1	Trade/Economic	day time n.	gündüz

Bedeutungen, die der Begriff "day time" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 122 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	time of day n.	günün bir saati
2	General	time of day n.	günün belirli saati
3	General	at any time of day n.	günün herhangi bir zamanı
4	General	a time of the day n.	günün belli bir zamanı
5	General	not to give someone the time of day v.	muhatap olmamak
6	General	pass the time of day v.	muhabbet etmek
7	General	pass the time of day v.	hasbıhal etmek
8	General	pass the time of day v.	selamlaşıp hoşbeş etmek
9	General	perform five time salaat in a day v.	günde beş vakit namaz kılmak
10	General	one day at a time adv.	bir dönem içerisinde bir gün
Phrasals
11	Phrasals	carry over to/until (some day or time) v.	bir şeyi (bir zamana/güne kadar) ertelemek
12	Phrasals	carry over to/until (some day or time) v.	bir şeyi (bir zamana/güne) ertelemek
Phrases
13	Phrases	at this time of day adv.	günün bu saatlerinde
14	Phrases	at this time of day adv.	bu saatlerde
Colloquial
15	Colloquial	in this day and time expr.	bu çağda
16	Colloquial	at any time of day expr.	günün herhangi bir saatinde
17	Colloquial	in this day and time expr.	günümüzde
18	Colloquial	in this day and time expr.	günümüz modern zamanlarında
19	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin döneminde
20	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin en parlak döneminde
21	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin en başarılı döneminde
22	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin en ünlü döneminde
23	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	geçmişte
24	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin zamanında
25	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	eski günlerde
26	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	birinin gençlik yıllarında
27	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	biri gençken
28	Colloquial	in somebody’s day/time expr.	biri hayattayken
29	Colloquial	(it's) time to call it a day expr.	bugünlük bu kadar
30	Colloquial	(it's) time to call it a day expr.	bugünlük bu kadar çalışma yeter
31	Colloquial	(it's) time to call it a day expr.	bugünlük paydos
32	Colloquial	(it's) time to call it a day expr.	bugünlük yeter
Idioms
33	Idioms	the time of day n.	günün bir vakti/saati
34	Idioms	the time of day n.	gün içerisinde bir vakit/saat
35	Idioms	the time of day n.	sosyalleşerek/sohbet ederek geçirilen zaman
36	Idioms	the time of day n.	en temel bilgiler
37	Idioms	the time of day n.	en basit bilgiler
38	Idioms	the time of day n.	tasvip etme
39	Idioms	the time of day n.	arkadaşça yaklaşma
40	Idioms	the time of day n.	yüz verme
41	Idioms	take it one day at a time v.	anı yaşamak
42	Idioms	not to give somebody the time of day v.	birisine soğuk davranmak
43	Idioms	give me... any day / every time v.	bir şeyi başka bir şeye tercih etmek
44	Idioms	take it one day at a time v.	günü birlik yaşamak
45	Idioms	pass the time of day v.	oyalanmak
46	Idioms	take it one day at a time v.	plansız yaşamak
47	Idioms	not give anyone the time of day v.	(hoşlanmadığımız birine) aldırış etmemek
48	Idioms	pass the time of day v.	zaman geçirmek
49	Idioms	pass the time of day v.	zaman öldürmek
50	Idioms	not to give somebody the time of day v.	yüz vermemek
51	Idioms	not give anyone the time of day v.	(hoşlanmadığımız birine) ilgi göstermemek
52	Idioms	not know the time of day v.	sağını solunu bile bilmemek
53	Idioms	not know the time of day v.	hiçbiri şeyden anlamamak
54	Idioms	not know the time of day v.	elifi mertekten ayıramamak
55	Idioms	know the time of day v.	bir şeyi iyi bilmek
56	Idioms	know the time of day v.	bir şey hakkında bilgi sahibi olmak
57	Idioms	know the time of day v.	bir şey hakkında bilgi sahibi olmak
58	Idioms	know the time of day v.	bir şeyden anlamak
59	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
60	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
61	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
62	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(biriyle) ilgilenmemek
63	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
64	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
65	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
66	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
67	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(biriyle) ilgilenmemek
68	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
69	Idioms	give someone the time of day v.	biriyle kısaca sohbet etmek
70	Idioms	give someone the time of day v.	biriyle iki laf etmek
71	Idioms	give someone the time of day v.	birine hal hatır sormak
72	Idioms	give someone the time of day v.	birine kibar/sıcak davranmak
73	Idioms	keep (something) for another time/day/week v.	(bir şeyi) başka bir zaman, gün, hafta için saklamak/tutmak
74	Idioms	keep (something) for another time/day/week v.	(bir şeyi) başka bir zamana, güne, haftaya saklamak
75	Idioms	keep (something) for another time/day/week v.	(bir şeyi) ileri bir tarihe ertelemek/saklamak
76	Idioms	keep (something) for another time/day/week v.	(bir şeyi) ilerisi için elinde tutmak
77	Idioms	leave (something) for another time/day/week v.	(bir şeyi) başka bir zamana, güne, haftaya bırakmak
78	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
79	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) görmezden gelmek
80	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) yok saymak
81	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) umursamamak
82	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) soğuk davranmak
83	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) hiç sallamamak
84	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
85	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
86	Idioms	not give (one) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
87	Idioms	not give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
88	Idioms	not give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
89	Idioms	not give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
90	Idioms	not give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
91	Idioms	not give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
92	Idioms	not give someone the time of day v.	birini görmezden gelmek
93	Idioms	not give someone the time of day v.	birini yok saymak
94	Idioms	not give someone the time of day v.	birini umursamamak
95	Idioms	not give someone the time of day v.	birine soğuk davranmak
96	Idioms	pass the time of day with (someone) v.	(biriyle) muhabbet etmek
97	Idioms	pass the time of day with (someone) v.	(biriyle) hasbıhal etmek
98	Idioms	pass the time of day with (someone) v.	(biriyle) selamlaşıp hoşbeş etmek
99	Idioms	pass the time of day with (someone) v.	(biriyle) zaman geçirmek
100	Idioms	take things one day at a time v.	bir konuyu/sorunu yavaş yavaş çözmek
101	Idioms	take things one day at a time v.	adım adım ilerlemek/üstesinden gelmek
102	Idioms	take things one day at a time v.	aşama aşama ilerlemek
103	Idioms	would not give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
104	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
105	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
106	Idioms	would not give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
107	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
108	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
109	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
110	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
111	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
112	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
113	Idioms	time to call it a day expr.	bu kadar çalışma yeter
114	Idioms	time to call it a day expr.	bugünlük bu kadar çalışma yeter
Trade/Economic
115	Trade/Economic	day light saving time n.	ileri saat uygulaması
116	Trade/Economic	day light saving time n.	yaz saati uygulaması
Technical
117	Technical	time-of-day clock n.	günün zamanı saati
Computer
118	Computer	day time period n.	gün saat aralığı
119	Computer	time of day clock n.	sistem saati
Telecom
120	Telecom	time of day routing n.	günün saatine bağlı yönlendirme
121	Telecom	time of day routing n.	zamansal yönlendirme
Medical
122	Medical	day time somnolence n.	gündüz uykuya meyil